Geçenlerde bir arkadaşım aradı, ağlıyordu. Eşinin onu aldattığını söyledi. “Peki neden yapmış bunu" dediğimde eşini suçladı... “Peki bu işte senin payın ne" diye sorduğumda ya anlamadığından, ya da işine gelmediğinden sustu. Bu aldatma olayında sadece aldatan mı suçlu, aldatılanın hiç payı yok mu, acaba ben neyi eksik yaptım diye sormalı değil mi aldatılan… Çocuğum sınıfta kalacak, çok kızdım. Peki ben sınıfta kalmaması için ne yaptım, onunla ne kadar ilgilendim, yapacaklarımı yaptıktan sonra ona gereken cezayı vermem gerekmez mi? Eve hırsız girdi, ben hırsız için gerekli önlemleri almış mıydım acaba?( Gerçi hep hırsız eve girdikten sonra önlem alınır ya) Etrafımdaki insanların bana hata yapmamalarını, zarar vermemelerini önlemek adına ben hayatımda yapmam gerekenlerin ne kadarını yapıyorum? Eşime ne kadar eşim, çocuğuma ne kadar anne veya babayım, evimin bütün güvenlik önlemlerini aldım mı? Bu hayatı yaşarken aslında düşünmemiz gereken o kadar çok konu var ki, evet belki çok zor bu kadar şeye yetişmek, fakat yaşantımız boyunca iyi bir insan olmak adına, bütün vazifelerimizi tam anlamıyla yapmak adına, başkalarının yapacağı ve bizimde ortak olabileceğimiz hataların, verilebilecek zararların da önüne geçmemiz gerekir. Önlemlerimizi almadan başkalarını suçlamak, en abes ve en acımasız olanı, bize yapılan her ne olursa olsun onda bizimde payımız vardır mutlaka, kimse sütten ak kaşık değildir. Karşımızdaki insanı suçlamak bu kadar kolay olmamalı, yapana değil yaptırana bakacaksın, derler. İnsan hesaplaşmasını kendi ile yapmalı ama kendini kandırmadan, daha sonra hata işlediğini düşündüğü kişiye dönmeli… İç hesaplaşma başkası ile hesaplaşmaktan daha zordur, gerçekten suçlu olduğumuzu bilsek de üzerini kapama gibi bir maharetimiz vardır, hangisi daha kolay yazımda buna değinmiştim. Biz yapmamız gerekenleri ertelemeden yaparsak, zaten çevremizde yanlışlar, hatalar, verilmek istenen zararlarda en aza inecektir. Çuvaldızı kendinize batırın, iğneyi başkasına…