Malumunuz Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor.
Vatandaş olarak oy kullanarak ilk defa cumhurbaşkanı seçeceğiz bu durum Türk Demokrasi hayatı açısından önemli bir gelişme, ancak çokta hazır ve hazırlıklı olduğumuz söylenemez.
3 farklı görüşten 3 farklı aday var şartlar da şanslarda malesef eşit değil.
Olmasıda mümkün görünmüyor çünkü halkın adayı olarak sunulanlar dahil, yine halkın adayı değil.
Siyaseti yok saymamız mümkün değil ama adaylar yine siyasi dayatma ile belirlendi.
Çünkü 20 vekil imzası olmadan aday olamazsınız yani ordinaryusta olsanız vatandaş olarak aday olamazsınız
Böyle olunca, bu şartlarda siyasetten arı alternatif bir aday çok mümkün değil.
Yıllardır Cumhurbaşkanının yetkileri fazla diye şikayet edenler o yetkileri daha genişletmek için o makama aday oluyor.
Yıllardır 12 Eylül darbe anayasası diye sövüp sayanlar o dönemde yetkileri belirlenmiş bir makamı temsil için yarış halindeler.
Ne garip değil mi bir vakit şikayetçi olduğumuz şeyle başka bir vakit işimize gelebiliyor.
Ben merak ediyorum Cumhurbaşkanını halkın seçmesini sağlayanlar;
Cumhurbaşkanın seçilme kriterlerini neden 12 eylül anayasasına göre devam ettirdi acaba.
Madem halk seçtirecektiniz Cumhurbaşkanını neden nasıl seçileceğini neleştirmediniz, değişiklik yaparken bir başbakanın bir bakanın aday olduğunda görevinin devam edip etmeyeceği konusunda neden net bir karar vermediniz.
Malesef ülkemizde kanunlar genellikle dayatma ve değişik bahanelerle yapılıyor.
TBMMden geçiyor, Cumhurbaşkanı onaylıyor, resmi gazetede yayımlanıyor, uygulanmaya geçiliyor, bir bakılıyor ki bir yerlerde birşeyler gözden kaçırılmış veya akla gelmemiş.
Buna onlarca örnek verebiliriz içi dolu altı boş kanunlar.
Bunun sebebi kanunların halk için değil birilerinin isteği, dayatması yada ben yaptım oldu mantığıyla yapılmasındandır.
Yeniden düzenleme yeniden tadilat yine yeni yeniden ama hep aynı nakarat bir şeyler eksiktir hep.
Neden çünkü kanun yapıcılar herşeyi bildiklerinden kanunun taraflarına sormaya tenezzül etmezler.
STKlar, diğer siyasi partiler vatandaş yok hükmündedir o vakit.
Hele birde muhalefet karşı görüş sunsun vay o kanunun haline.
İşte o yüzden 12 yılda 15 defa milli eğitimle ilgili sistem değişikliği yapmak durumunda kaldı milli eğitim...
Bilmem kaçıncı yargı, bilmem kaçıncı demokratikleşme paketi çıkarmak zorunda kaldı adalet...
Ben birey olarak seçimlerin eşit şartlarda adil ve şeffaf yapılmasını istiyorum.
Madem ben seçeceğim kararıma saygı duyulmasını rica ediyorum.
Sn. Başbakan adil olmak durumunda partisi adalet kavramını havada bırakmamalı.
Devlet hükümet imkanları kullanılarak yapılan bir seçimin eşit şartlarda olduğu söylenemez.
Hem Sn. Başbakan istifa edip adaylığa devam etse ne olur.
Sonuçta vekilliği devam edecek bir korkumu var anlamış değilim.
Yoksa neden inatlaşma Sn. Başbakan HALKIN ADAYI OLMAK iddiasını sürdürmek istiyorsa halktan biri olarak halkın içinde Cumhurbaşkanlığı seçimine gitmelidir.
Başbakanlık zırhı devletin imkanları, belediyelerin organizasyonları onun halkın değil partisinin CUMHURBAŞKANI yapar.
Birde kendilerini destekleyenler HALKSA desteklemeyenler ne OLUYOR merak ediyorum.