Sık sık gittiği illerin başlarında sanırım Gaziantep geliyor.. Çok önem verdiğini biliyorum.. Hassas davranması da bundan geliyor zaten.. Gerek siyasi, gerekse ekonomik açıdan Gaziantep’in hep iyi noktalarda olmasını istiyor.. Bunun çeşitli nedenleri var tabii..
Bunun içinde ihmal etmiyor Gazikenti.. Kalleşçe patlatılan ve 55 çocuk-kadın ağırlıklı insanımızın ölümüne yol açan saldırıdan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gaziantep’e gelişi, bu hassasiyetinin bir belgesi niteliğini taşıyor..
Elbette her gelişinde kent içerisinde birazda abartılarak aşırı tedbirler alınması, hiç alakası olmayan yolların kapatılması kent halkını çileden çıkarsa da, Cumhurbaşkanının bu kente gelişinden mutlaka yararlandığımızı söylemeliyim..
Umarım yetkililer, özellikle Sayın Vali Ali Yerlikaya ve Büyükşehir Başkanı Fatma Şahin, Gaziantep’in temel sorunlarını çözücü ve Sayın Erdoğan’ın talimatları doğrultusunda kentin kazanımlarını sağlayıcı raporlar vermişlerdir.. Kente olan ilgisini, şehrin yararlanacağı noktasına taşımak, yerel yöneticilerin becerisidir. İnşallah tam düşündüğümüz gibi olmuştur..

AMBULANSLAR VE TEDES

Çok sayıda şikayet alıyorum.. Almama gerek yok, çünkü bende merak ediyorum.. Mesele şu… Trafiktesiniz, kırmızı ışıkta bekliyorsunuz.. Veya 50 km. hız verilen caddede bu sürate uyup seyir halindesiniz.. Arkadan ambulans geliyor, zaten sirenler sizi ister istemez panikletiyor, ne yapmalısınız....
1- Kırmızı ışıkta duran ilk sıradakilerin hepsi, ambulansın hangi şeritten geldiğini bilmediklerinden ister istemez hareket etmek zorunda kalıyor.. Burada soru şu: KIRMIZI IŞIK OLDUĞU İÇİN GEÇERSEN AMBÜLANSA YOL VERMENE RAĞMEN CEZA YAZILIR MI ?
2- Bu daha karışık.. Hız limiti 50 km. Arkadan ambulans geliyor, haliyle onun geçmesi için hızlanmanız gerekiyor. O sırada TEDES kayıt ettiği için 50’yi aşıyorsunuz.. Bu durumda ceza yazılıyor mu ? Yoksa ambulans yüzünden hızlandığınız için TEDES bunu görmüyor mu ? Kim cevap verecek bilmiyorum ama herkes gibi bende merak ediyorum..

ŞAHİNBEY KÖY PAZARI TUTMADI MI ?


Mehmet Tahmazoğlu, projesini açıkladığında çok heyecanlanmıştım. Harika bir düşünceydi. Köylerden getirilen sebze ve meyveler doğrudan Şahinbey köy pazarında satışa sunulacaktı. Fiyatlar aracı olmadığı için düşük olacak, üstelik tazesini yiyecektik.. Nitekim bina bitti ve hayata geçirildi. İlk zamanlar hayli ilgi gördü ama zaman içerisinde o eski havası bitti. Birkaç kişi dışında kimse kalmadı.. Üzüldüm tabii.. Çok iyi niyetlerle hayata geçirilmişti.. Ama bizim insanımız bu işi de çarpıttı. 1- Bakkal market fiyatına mal satmaya başladı. Kendi ürünlerini değil, toptancıdan aldıkları ürünleri getirdi. Fiyatları yüksek tuttu. Kaliteyi düşürdü. Haliyle ilk zamanlar 2 günde bir mutlaka uğradığım bu pazardan vazgeçtim. Geçenlerde bir bakayım dedim, 3-4 kişi kalmış, onların ürünlerinin de da fiyat yönünden marketten farkı yoktu.. Vazgeçtim ve bu yazıyı yazmaya karar verdim.. Sayın Tahmazoğlu ne der bilemem ama, bu köy pazarına gerçekten çok üzüldüğümü söylemeliyim..

SİLAH- KORNA- HAVAİ FİŞEK, YÜKSEK SESLİ
MÜZİK BU ŞEHRİN VAZGEÇİLMEZİ OLDU

İnanılmaz bir keyfiyet var.. Silah sıkmada, kornaya basılmada, gürültü yapılmada.. Sosyal medyada insanlar isyan eder noktaya gelmiş durumda.. Dahası anlayamadığım şey; yanıbaşımızda adeta savaş oluyor, Gaziantep’in içerisinde ise, pat pat silahlar sıkılıyor.. Tamamen keyfiyete dayalı.. Şarjör boşaltmalar, tak tak diye peşpeşe sıkmalar gırla gidiyor.. Kimseyi umursamıyorlar.. Vatandaşı değil kastettiğim.. Devleti umursamıyor bunlar.. Vali yasak diyor, bunlar daha fazla sıkmaya başlıyor..
Havai fişekler zaten artık gece yarısı 01, hatta bir buçuklarda atılır oldu.. Kornalar için zaten sözümüz kalmadı. Araçların camlarını açıyorlar, son sesine kadar müziği açıyorlar, ooohhhh… Birde takıldıkları hanım veya sevdikleri kız varsa, arkadaşlar evin altına gelip müziği son sesine kadar açıyor.. İçmiş, zurna gibi sarhoş, ama hiç oralı değil.. Birde gece yarısı motosikletler var.. Aman Allahım o ne gürültü öyle.. Ya tamam bu işin hobisi var, keyfi var, eyvallah.. Ama meskun mahallerde, çoluk çocuğun uykuya daldığı, hastaların uyuma savaşı verdiği saatlerde nasıl sorumsuz davranırlar, inanın anlamış değilim.. Üstelik hepsi aklı başında, büyük büyük firma sahipleri, sanayici, işadamları, hatta doktor mühendis ve hukukçu.. Bu arkadaşlara gece ne oluyor bilmiyorum..

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR