Sn. Cumhurbaşkanın Türkiye Siyasetindeki yeri tartışılmaz.. Beğeniriz beğenmeyiz kendine has bir üslubu, seçmenlerini ve toplumu etkileyen çıkışları var. Ancak çoğu zaman bu kadar da olmaz dedirtiyor.

Bir yurt dışı gezisine daha çıkarken gündemden düşmemek adına olsa gerek Anayasa Mahkemesinin Can Dündar ve Erdem Gül hakkında vermiş olduğu tahliye kararını tanımadığı saygıda duymadığını söyledi.

Her vatandaş gibi Cumhurbaşkanının fikrini beyan etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Çünkü, Adalet kişilerin fikirlerini özgürce ifade etmesini emreder. Ancak Sn. Cumhurbaşkanı açıklamalarını siyasetçi Recep Tayyip ERDOĞAN olarak değil.

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanı olarak yapıyor.

Söylemlere dikkat etmesi gerekir. Biri ülkenin CUMHURBAŞKANI diğeri ülkenin en saygın MAHKEMESİ..

Siyasetin gitmekten en çok korktuğu muhalefetin zaman zaman kendisini göndermekle tehtit ettiği kişiler ve kurumlar üstü Yüce Divan.

Konu aslında içinde bulunduğumuz trajedinin kısa bir özeti.. Bir tarafta 90 yıllık enkaz diğer tarafta bu enkazı temizlemekle meşgul bir yapı..

Hem de Cumhuriyetin tüm nimetlerinden faydalanarak.

Sn. Cumhurbaşkanın yaptığı topluma iyi bir örnek olmadı. İmam cemaat meselesi üzerine söylenmiş söz şuanki durumu özetliyor.

Gerçekten de bir ülkenin en tepe noktasında ki kişi böyle bir söylerse, vatandaş ne demez, ne söylemez...

Devletin en üst temsilcisi ANAYASAYI yok sayarsa kanunları, yasaları çiğneyenlere söz söyleme, ceza verme hakkı olabilir mi ?

O zaman herkes kendi adaletini kendi sağlamaya kalkmaz mı ?

Herkes kendi yöntemleri ile hesaplaşma arayışına girerse mafya ve çetelerin cirit attığı, eşkıyaların hüküm sürdüğü ülkelerden ne farkımız kalır.

HUKUK DEVLETİNİ mumla aramaz mıyız.?

Devletin Kuvvetler ayrımı, Devlet organları arasında ÜSTÜNLÜK SIRALAMASI anlamına gelmez, yetki ve görevlerin kullanılmasından ibarettir. Yetkiler sınırlıdır, medenî bir işbölümü ve işbirliği vardır. Üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu açık ve nettir.

Sn. Cumhurbaşkanın sözleri ve tutumu, anayasanın ikinci maddesi olan; hukuk devleti ilkesine aykırıdır. Kuvvetler ayrımı prensipleri ile uyuşmamaktadır. Bazı çevrelerin iddia ettiği gibi Devlet adamlığı ilede çelişmektedir. Devlet kendi ayağına kurşun sıkmaz. Cumhurbaşkanıda olsa kimseye hukuka ayar çekmek düşmez. Elbette Allahın emri değil ancak kendi faydalandıkları kanunlar, üzerine yemin ettikleri anayasa saygı biraz ister...

Düşünürlerin yüzyıllar önceki söylemleri günümüzü özetler gibi.

Kuvvete dayanmayan adalet aciz, Adalete dayanmayan kuvvet zalimdir. (Blaise Pascal)

Adaleti, yüksek bir kanun olarak kabul etmekten vazgeçen millet, Bu felaketini hiçbir başarı ile telafi edemez. (W.E.Channıng)

Bir ülkede adaletin varlığı kişinin kendini özgürce ifade etmesinden

anlaşılır. Bir ülkede adaletsizliğin varlığı ise kişilerin başına buyruk davranışından anlaşılır. İyi insanlar sorunları önlemek için çaba sarf ederler. -Konfüçyüs