* Bizim kaybetme nedenimiz gerçekten adaylık sürecini geciktirmemizdir

* 1027 proje, sabah kalkıp pazar gezmeyle, tramvaya binmeyle yapılmaz

* Akif Bey de, Mustafa Bey de diğer adaylar da Fatma Hanımın gölge başkanı olmalı

* Fatma Hanım, Bismillah desin başlasın, koltuk onu bekliyor

* Fatma Hanım bu şehri seviyor, onun başarısı Gaziantep'in başarısıdır.

CHP'den Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adayı olan ancak aday gösterilmeyen işadamı Burhan Cahit Bingöl ile yerel seçimlerden eli boş çıkan CHP'nin durumunu ve geleceğini konuştuk. Başarısızlıkta partiyle ilgili var olan algının büyük rolünün olduğunu söyleyen Bingöl, başarısızlıkta adaylık sürecinin geciktirilmesinin de büyük etkisi olduğunu belirtti. Bingöl, "Eğer adaylık süreci erken olsaydı inanın yüzde 10 daha fazla alırdık. Son üç ayda ne proje hazırlayabilirsin, ne insanlara dokunabilirsin. Esnaf gezmesiyle oy toplanmaz, herkes esnafı geziyor" dedi.

BAŞARISIZ OLDUK

Örgütün seçim başarısızlığıyla ilgili kendi içinde özeleştiri yapması gerektiğini söyleyen Burhan Cahit Bingöl, "Ben dahil hiçkimse başımızı kuma gömemeyiz. Bunu zaman içinde il, ilçe örgütleri, partinin yetkili kurulları oturacağız gerçek bir eleştiri yapacağız. Yapmazlarsa yapmaya zorlayacağız. Neyin ne olduğunu hatalarımızı ortaya dökeceğiz. Olan olmuştur, giden gitmiştir. Kırmadan, dökmeden, parti içinde de olabilecek kırgınlıkları da ortadan kaldırarak bir yerden toparlanma sürecine girmek zorundayız. Çünkü önümüzde bir Cumhurbaşkanlığı ve arkasından da bir genel seçim var. Yamanacaksa yamanacak, değişmesi gerekiyorsa değişim olacak. Başarısız olduk, benim kişisel görüşüm. Bunun şahıslarla alakası yok, bunun çalışmamayla ya da farklı nedenlerle alakası yok. Ben 14 ay önce yola çıktığımda, kişiler önemli değil, yerel seçimlerde önemli olan erken yola çıkmak demiştim. Genel Başkanımızda 1 sene önce adaylarımızı tesbit edeceğiz demişti. Erken süreç başlatılsın, yeni yasayla dağ köyleri bile büyükşehire oy kullanacak, erkenden insanlarla, halkla temas etmek gerekir demiştim. Gaziantep'te problemler birikmiş, bunun bir kısmı geçmişten gelen, bir kısmı konjektürel bir kısmı da dünyanın getirdiği nokta. Hiçkimse bu kadar Suriyeli'nin Gaziantep'te ikamet edeceğini ve bu kadar göçü öngörmemişti" dedi.

GAZİANTEP BETON YIĞINI HALİNE GELİYOR

İlk defa bu kadar sorun yumağı olmuş bir şehirde CHP'nin başarısız olmasından üzüntü duyduğunu söyleyen Burhan Cahit Bingöl, "Gaziantep'te yöresel, yönetimsel, bütçesel bir sıkıntı var. Trafik sıkıntıydı, imar sıkıntıydı, su parası sıkıntıydı. Belediyeleri kazansaydık, sosyal demokrat, insancıl, yeşili seven, nükleer enerjiye karşı olan bir sosyal demokratın şehirdeki bakış açısı da halkla birlikte çok daha farklı olacaktı. Daha yeşil bir Gaziantep, daha yaşanabilir bir kent, trafiğin rahatladığı bir kent özlemi giderilecekti. Çünkü Gaziantep her Allah'ın günü beton yığını haline geliyor. 15-20 katlı apartmanların dikildiği bir şehre döndük. Benim kişisel görüşüm hiçbir sosyal demokrat bu türlü bir beton karteline, bu türlü neoliberal politikaların yürütüldüğü yapılanmaya evet diyemez, mutlaka karşı çıkacaktır. Bu yüzdende CHP olarak büyükşehir belediye başkanlığını almak zorundaydık" dedi.

HALKA DOKUNMAK GEREKİYORDU

CHP'nin yerel seçimlerdeki başarısızlığın nedenleri arasında partiyle ilgili var olan algının büyük rolünün olduğuna değinen Bingöl, "CHP ve yöneticilerini ötekileştiren bir yapıyı ortadan kaldırmak ayrık otu gibi görülen CHP'yi toplumun değişmez bir bütünlüğü içerisinde geleceği inşa edebilecek kaliteli bir yönetimle idare edilebileceğini anlatmak ve halka dokunmak gerekiyordu. Geçmişte belediyelerin halkla temasında yaptıkları iyi şeyleri devam ettirebileceğimizi söylesek, yani belediyeler bugün halkın parasıyla ette, kömürde, parasal yardımda yapabilir. Bunların kesilmeyeceği imajını halka anlatmak durumundaydık. Yeni yasalarla birlikte köyde yaşayan insanların evlerinin ikinci katına ruhsat alacakken, onlarca para vereceklerini, bunu almayacağımızı, bizim olaya farklı bakacağımızı anlatmak zorundaydık. Yani bir sürü şeyi anlatmak, halka dokunmak durumundaydık. Kozmopolik bir şehirde karmakarışık olmuş bir şehirde herkesi kucaklamak gerekti. Benim yapmak istediğim, söylemek istediğim buydu ve bunu yaparkende partili partisiz herkesten oy almaktı" diye konuştu.

YOLA ERKEN ÇIKILMALIYDI

Erken yola çıkılmasının başarısızlıkta önemli bir etken olduğunu dile getiren Bingöl şunları söyledi:"Sosyal demokrat kişiliğimizi, projelerimizi ortaya koyacağız. İnsanca yaşamanın yöntemleriyle birlikte halka dokunacağız, doğruları anlatacağız, aldatmadan anlatacağız ve yapmaya söz vereceğiz. Ve bu iradeyi de göstereceğiz, bize güven duymalarını sağlayacağız. Bunları son 2-3 ayda anlatmak mümkün değildi. Bunu erkenden yola çıkarak yapabilirdik. CHP'nin kemik bir oyu vardır şu andaki yüzde 22 kemik oy değil, kemik oylar 25'e kadar çıkar 27'dir. Yönetimin ve aday olan arkadaşlarımızın kim olduğunun önemi yok, isimlerle işimiz yok. Zaman içerisinde var olan CHP oylarının üzerine 15-20 puan koymak, diğer partilerin tabanlarından oy almak, daha doğrusu halktan oy almak önemliydi. Ben bu işi iyi yaparım dedim. Bunun içinde zamana ihtiyaç vardı, çünkü argümanların tamamı iktidar partisinin elindeydi. Halka ulaşabilecek bütün iletişim araçlarının tamamı iktidarın ve belediyelerin elindeydi, avantaj onlardaydı. Erken yola çıkılmalıydı. İnsanlarla birebir temas etmek zorundasınız, anlatmak zorundasınız" dedi.

GEÇ KALINDI

Bu seçimlerin yeni yasa da gözönüne alındığında çok önemli olduğunu ifade eden Bingöl, "Gaziantep aşırı büyümüş, aşırı sıkışmış, etrafınız imara açılmamış, ev kiraları alt üst, trafiğin felç. İnsanların artık birbirlerini tanımadığı, Suriye'den ve dışarıdan gelen göçün Gaziantep kültürüyle özdeşleşmekte sorunlar yaşadığı, yani açıkçası belediyeciliğin yalnızca kaldırım yapmak, çöp toplamak olmadığı, halkı birleştirmek, nefes alacak yerler açmak ve bu şehrin sanayisi büyürken, şehir içinde yaşayanlarında daha umutvar, çocuklarına daha yeşillikler içinde yaşamasını sağlayacak bir yapıyı kazandırmak gibi bir tablo var önümüzde. Bunun içinde erken yola çıkmak gerekiyordu. Bunu genel başkanımızda söyledi fakat yapılmadı, geç kalındı. Bizim kaybetme nedenimiz gerçekten adaylık sürecini geciktirmemizdir. Eğer adaylık süreci erken olsaydı inanın yüzde 10 daha fazla alırdık. Bunu net söylüyorum. Son üç ayda ne proje hazırlayabilirsin, ne insanlara dokunabilirsin. Esnaf gezmesiyle oy toplanmaz, herkes esnafı geziyor.

HALK FATMA HANIMA GÜVENMİŞTİR

Bu seçimlerin bir milletvekili seçimi olmadığını, Gaziantep'in kendi yöneticisini, idarecisini seçtiğini söyleyen Bingöl, "Kimi seçerseniz partinin hiçbir önemi olduğunu düşünmüyorum. Partiler adaya kişilik katar, ama adayın kişiliği de partinin ötesinde bir yapıdır çünkü bir herkes en iyi yapacağına inandığı adayları seçer. İnsanlar kendilerini anlatırlar, halkta güvenir. Halk şu anda Fatma Hanıma güvenmiştir ve Fatma Hanımı seçmiştir. Bu kadar basit. Fatma Hanımın partisi AKP'dir ama Fatma hanım, AKP mantalitesiyle yola çıkarken neoliberal politikalara uymak zorundadır, kendi destekçilerine yardım etmek zorundadır, kendi misyonunu sürdürmek zorundadır, ama ötesinde de bu şehrin bir evladıdır. Partili, partisiz herkesin kapısından içeri giripte, bende değil Fatma hanım bu iş yanlış diyebilme şansımız vardır. Geçmişte Asım Bey'in de yanına gidip Asım bey bu iş yanlış, lütfen engeleyelim denildiğinde kapı nasıl açıksa" dedi.

SİYASETTE BİLİM DIŞI HAREKET EDEMEYİZ

CHP'nin ikinci eksiğinin algı yönetimini uygulamamak olduğunu belirten Bingöl şunları söyledi:"Toplum, bilimi sosyologlarla birlikte gelişir. Siyasi ve politik olarak bilim dışı kimse hareket edemez. Bugün çocuğunuzun bir davranışından şüphelendiğinizde çocuk psikologuna götürürsünüz. Bugün üniversitelerde pazarlama kürsüleri var. Markette deneyimselleyerek alışverişi, hangi kokuyla tetikleyeceklerini biliyorlar. Hangi saatte pişmiş ekmek kokusunun alışverişi tetiklediğini biliyorlar. Bunları pazarlama yöntemi olarak kullanıyorlar. Siyasettede bilimdışı hareket edemeyiz. Siyasette bilimin sosyologların toplum bilimcilerin ekonometri bilenlerin, anketörlerin, araştırmacıların bir ortak paydada birleşerek çalışarak bir teşhis koyma alanı ve bunun yanındada tedaviyi önermeleri gerekir. Bunun üzerine de çalışmak gerekir."

AK PARTİ ALGI YÖNETİMİNİ İYİ YAPIYOR

AKP'nin algı yönetimini çok iyi yaptığını söyleyen Bingöl, "Bunu dünya yapıyor. Şimdi algı yönetmek önemlidir. Algı yönetmenin karşılığı kabaca aldatmaktır. Biz aldatamayız, ama algıyı yönetiriz. Madem algıyı onlar yönetiyor sende yönetebilirsin. İnsanlara doğruyu anlatabilmenin yöntemleri vardır, anlatacağız, elimiz kolumuz bağlı olsa bile, gözümüzle, kaşımızla hareketlerimizle anlatacağız. Bu düzen böyle devam etmez. Yani babadan atadan kalma yöntemlerle, el sallayarak politika yapılmaz. Bilinçli planlı, programlı, konuşmayı oturmayı kalkmayı bilerek, halka güven vermek zorundayız ve bunun yöntemleri vardır. Ben bilmeyebilirim, kampanya şehir içinde yönetilir ve o kampanyayı alır birileri götürür. Kampanyayı yöneten reklamcısı vardır, sosyal bilimcisi, anketörü vardır halkın sorunlarını ölçersin ve bu kadınlar niçin bize oy vermiyor, oturur araştırırsın sana bir sonuç gelir değerlendirirsin. Şunu yaparsan kadınlar sana oy verecek, güvenecek derler ve sen kalkar onu yaparsın, bilim bunu sana sağlar" dedi.

GAZİANTEP'TE BİLİM KULLANILMADI

Tek başına, kişisel yeteneklerle seçim sürecinin yönetilemeyeceğini söyleyen Bingöl, "Bu bir ekip işidir. Siyasette bilim olmadığı sürece başarılı olma şansınız yok. Yerelde bilim kullanılmadı. Ne toplum bilimi, ne sosyolog, ne anket. Ben bunu mutlaka yapmamız gerektiğine inanıyorum, bu benim kişisel özeleştirim. Şu an partimizin iç dinamiklerini örgütü eleştirmek gibi bir hakka sahip değilim. Herkes içtenlikle çalıştı, elinden geleni fazlasıyla yaptı. Partili arkadaşlarıma teşekkür ederim, onların özverilerine ben hayranım ama yine söylüyorum, temelsiz, bilimsiz, düzensiz bir emek karşılığını alamıyor. Bilinçli harcanan emeğin karşılığı alınıyor. Kendi iç dinamimizle bunu tartışacağız, kendi özeleştirimizi yapacağız, bende yapacağım diğer arkadaşlarımda yapacak, bende eleştirilmeye açığım. Ama bunu parti içinde yetkili kurullarda yapacağız ve gerekli önlemleri zaman içinde mutlaka alacağız. Burada bana düşen her türlü görevi yaparım, görevden kaçmam" dedi.

KAZANAMAYAN ADAYLARA ÇAĞRI

CHP ve kazanamayan diğer partilerin adaylarına çağrıda bulunan Bingöl şöyle konuştu:"Aday olmuş ama kaybetmiş belediye başkan adayları, ben kaybettim deyip, çekip evinde, işinde olmamalıdır. Bu adayların hepsi Fatma hanımın gölge başkanı gibi takip altında olmalılar. Akif beyde, Mustafa beyde diğer adaylarda. Fatma hanımı gölgesi gibi takip etmek, eleştirmek, önermek, kontrol etmek ve sanki ikinci bir belediye başkanıymış gibi, yetkili olmasa dahi çalışmak zorundadırlar. Ben kaybettim diye gidip evinde işinde oturmak yok. Adaydınız, adayken verdiğiniz sözler vardı, adayken projeleriniz vardı, adayken eleştirisel yönleriniz vardı. Lütfen yerinizde oturmayın, şu anki belediye başkanının arkasında, yanında gölge gibi attığı her adımı, attığı her imzayı takip edin, takip edelim. Verdiği sözleri yerine getirip getirmediğine bakalım. Yanlış yapıyorsa, halk olarak biz görmüyorsak, siz adaydınız, ben daha iyi yaparım iddiasındaydınız, o yapılan yanlışlara bizden önce halktan önce el atmalısınız, halkı uyarmak zorundasınız, kamuoyu yaratmak zorundasınız. Bu yüzden aday olup kaybeden diğer partili belediye başkan adaylarımız bir gölge başkan gibi gölge bir ekip kurup çalışmak zorundalar. Kaç tane daire başkanı varsa o kadarda o adayın daire başkanı olacak, o daire başkanlarıda her projeyi takip edecekler. Belediye meclis üyelerimizin sayısı az olmasına rağmen dirençli bir şekilde dik durarak doğruları haykıracaklar ve kamuoyuyla paylaşacaklar. Çağrıda bulunuyorum. Şuanda seçilmiş başkanın gölge başkanı olun, doğruları alkışlatın, yanlışları engellemek için kamuoyu yaratın olması gereken bu."

FATMA HANIMIN YÜZÜNÜN AKIYLA ÇIKMASINI DİLERİM

'Bu şehir bizim, başkanım kim olduğunun önemi yok' diyen Bingöl, "Bu şehir birlik beraberlik içinde devam etmek zorundadır. İncitmeden, kırmadan, kavga etmeden, nezaketle eleştirilebilir, doğrular anlatılabilir. Birlikten kuvvet doğar. Ben bu şehrin hep birlikte yönetilebileceğine inanıyorum. Fatma hanımında ileriki günlerde bu birlik ve beraberlik içerisinde gelebilecek eleştirileri kabul edeceğini, düzgün çalışabileceğini umut ediyorum. Fatma Hanım, tanıdığım kadarıyla da doğru yapmaya çalışacaktır. Fatma hanımın yüzünün akıyla çıkmasını dilerim. Bizler çalışan bir kesim olarak geldik, her kademede bulunduk, sorunların tamamını biliyoruz, fakirliğin ne olduğunu biliyoruz. Halkın, evladın ne olduğunu biliyoruz. Bu nedenle bu şehirde Fatma hanımın herkesi kucaklayacağını ve herkesle birlikte hareket edebileceğini, Hz. Ömer adaleti uygulamaya çalışacağını umuyorum, düşünüyorum, diliyorum. Fatma hanımdan da bunu bekliyorum" dedi.

BEN İDDİALIYDIM

'Aday siz olsaydınız sonuç değişir miydi? diye sorduğumuz Bingöl şöyle cevap verdi:"Benim temel amacım şuydu yola çıkarkende büyükşehir için yola çıkmıştım, iddia ortaya koydum, ben bu büyükşehiri alırım dedim, kısmet olmadı aday olmadım. Bundan sonra insanlara hizmetin yapılacağı yer neresi olursa olsun ben orada olurum. Halka hizmet için milletvekili veya başkan olmaya gerek olmayabilir. Tabi bu şehre hizmet etmek için en önemli olan şey büyükşehir belediye başkanı olmaktı. Amacım oydu, çünkü bu şehrin ben beton yığını olmasını istemiyorum. Hobi bahçeleri güzel gibi geliyor, ama ben üzülüyorum. Bu bize bir algı yönetimidir. 20 sene sonra yakın yerlerde toprak görmeyeceğiz. Her taraf beton, beton, beton. Bir hata varsa hepimizin hatasıdır. Bu bir suç değil, bir bir yanlış varsa hepimizindir. Ben kazanırdım. Benim hazırlığım vardı. Kampanya hazırlığım vardı. Erken adaylık süreci açıklanmış olsaydı, hem proje, hem halka bütünleşme anlamında büyükşehiri alma iddasındaydım. İddiam kazanmaktı. İddiamın arkasındaydım. Ancak yetkili kurullar Akif Abimizi tercih etmiştir, kendisi de verilen görevi layıkıyla yapmaya çalışmıştır, ancak başarısız olunmuştur. Bu tek başına Akif beyin bir suçu da değildir, il ve ilçe yönetimlerinin tek başına suçu değildir. Genel merkezinde suçu değildir. Hatta bu bir suçda değildir, bu bir eksikliktir, suçlu aramak gibi bir niyetim yok. İleriki günlere umutla devam edeceğiz. CHP ne olursa olsun, bu ülkenin. bu şehrin vazgeçilmez bir gerceğidir. Kimse bu gerçeği yadsıyamaz ve güneşin de balçıkla sıvanmayacağını söyleyeyim. Bizler her zaman her yerde aynı uslüple, aynı nezaketle bu şehre hizmet etmek için siyaset yapacağız. Oldum olası CHP'deyim. Emir komuta zincirlerine oldum olası itirazım olmuştur, onun için CHP'deyim."

FATMA HANIMI İLK ALKIŞLAYAN BEN OLURUM

Fatma Şahin'in başarılı olmasından Gaziantep'in kazançlı çıkacağını savunan Bingöl, "Ben betonarme olmuş bir şehir istemiyorum. Fakir ve işçi kesimlerinin banliyölerle şehrin dışına atılmasını istemiyorum. Birbirine sarılma kültürünün devam etmesini istiyorum. İnsanlar yabancılaşmasın, bu kent bir Manhattan bir İstanbul olmasın. Şu an bir belediye başkanı seçilmiştir hepimiz, şehrimizin menfaatleri için yeri geldiğinde bu belediye başkanının kapısını çalmalıyız. Ben şu projeyi yapmayın derim bunuda bilimsel gerçeklerle anlatırım. Fatma Hanım bu şehri seviyor, eminim bir daha düşünür onun başarısı Gaziantep'in başarısıdır. Fatma Hanım başarısız olsun demek doğru değil. Fatma Hanım eğer benim sosyal demokrat mantığıma uygun hareket ederse, ilk alkışlayan ben olurum, ilk uyaran da ben olurum, ilk telefon açanda ben olurum, kızacaksam da nezaket içerisinde ilk kızanlardan biri ben olurum. Ama başaracağına inanıyorum. Gönlüm bir CHP'linin belediye başkanı olmasıydı, çünkü daha insancıl olduğunu düşünüyorum ama olmadı, kısmet değilmiş, ya da biz eksik kaldık. Şu anda bir belediye başkanı var. Artık Fatma Hanım ziyaret reklamlarından vazgeçip yerine geçsin otursun, hızlı bir şekilde çalışmaya başlasın. Önerdiği projelere ne zaman başlayacağını merak ediyorum. 1027 proje, sabah kalkıp pazar gezmeyle, tramvay gezmeyle yapılmaz. Bugünden başlamalı. Bismillah desin başlasın, koltuk onu bekliyor" şeklinde konuştu. Meral KINACILAR