Çocuklarımız, hepimizin gözünden sakındığı,"dünyada en büyük varlığınız nedir?"diye sorulduğunda ilk sırada gösterdiğimiz,umudumuz,geleceğimiz,kısacası fani dünyada bizden sonraki en büyük eserlerimizdir.Çocuklar aile kavramının olmazsa olmaz unsurudur.Bir ana ile babanın hayatları boyunca evlatları için çalışıp didindiğini,onların geleceği için elinden gelen herşeyi yaptığını ve yapacağını göz önünde bulundurursak akla gelen ilk şey çocukların eğitim ve öğretimleri olacaktır.Günümüzde eğitim ve öğretim her geçen gün baş döndürücü bir hızla gelişen teknolojik unsurlarla, geçmişten geleceğe sürekli bir değişim halinde devam etmekte...Hal böyle iken çağımızın en büyük icadı olarak gösterilen bilgisayarların da eğitim ve öğretimde ne kadar büyük bir paya sahip olduğunu tahmin etmek pek de zor olmasa gerek...Bu yazımda çocuklarımızın bilgisayarla olan ilişkileri üzerine birkaç hususa değinmek istiyorum.Ülkemizde veliler,çocuklarının bilgisayarla olan ilişkilerine hep büyük bir mesafe ile yaklaşmışlardır.Ana-babalığın vermiş olduğu çocuğunu kötü şeylerden koruma refleksi, tabiki de olağandışı bir tepki olarak görülmemelidir.Şunu belirtmek isterim ki,çocuklarda bilgisayar kullanımı yerinde ve dozunda olmak şartı ile düzenlendiğinde onların eğitim ve öğretimlerinde çok büyük bir gelişmeye vesile olacaktır.Artık ülkemizde okur-yazarlık oranı değil,bilgisayar ve internet kullanım oranı daha çok tartışılır bir konu haline geldi.Birçok velimiz bu yazıyı okurken "Tamam da kardeşim çocuklarımızın bilgisayar kullanımında o dengeyi nasıl sağlarız? Bilgisayar başında geçirilecek süreyi ve amaçdışı bilgisayar kullanımını nasıl engelleriz? Onlara bilgisayarın sadece bir eğlence aracı olmadığını,bilgiye ulaşmada sağladığı faydaları nasıl anlatmalıyız?" gibi sorular soracaklardır muhtemelen...Hemen yukarıda saymış olduğum sorulara cevap verecek olusak,çocuklarımıza bilgisayarın sadece bir eğlence aracı olmadığını,onlara biz veliler örnek olarak,yol gösterip bilgilendirerek,bilgisayar bilincini oluşturabiliriz.Çocuğunu yanına alıp oyun oynayan bir veli,kendisi bilgisayar başından kalktığında çocuğuna "oyun oynama" derse bunun hiç de samimi bir hareket olmayacağını hepimiz bilmeliyiz.Çocuklarımızın bilgisayar başında geçirecekleri süre konusuna değinmek gerekirse,onların dersleri ve eğitsel uygulamaları kullanmalarına yetecek kadar,süre kısıtlaması konusunda abartmadan,ne çok kısa,ne de çok uzun sürelerde belirli bir haftalık programda,belirli bir kota dahilinde süre sınırlaması yapılması oldukça faydalı olacaktır.Çocuğun ısrarlarına karşı kararlı bir davranış sergilemeniz gerektiğiniz de unutmamalısınız.Ben çocuğuma dayanamam,onu kıramam derseniz,bilgisayarlara kurulacak olan küçük bir zaman sınırlayıcı program desteği ile,belirlediğiniz süre sonunda bilgisayarın otomatik kapanmasını sağlayabilirsiniz.Bilgisayar,power tuşuna basılır basılmaz hemen açılacak vaziyette bıraklımamalıdır.Çocuklarımızın her an değil de,sadece belirlediğiniz sürelerde bilgisayar başında olmalarını temin etmek amacıyla mutlaka açılış şifresi belirlemenizi tavsiye ediyorum.Ayrıca internette dolaşırken onları olumsuz etkileyebilecek içeriklerden korumak için internet servis sağlayıcınızın müşteri hizmetlerini arayarak,internetinize ücretsiz bir şekilde aile filtresi uygulayabilirsiniz.Çocuğunuz bu sayede internetteki bataklıkları asla göremeyecektir.Konuyu kısaca toparlayacak olursak,çocuklarımızı ne bilgisayardan mahrum edelim,ne da onları bu ucu bucağı olmayan internet okyanusunda yalnız bırakıp bir köşede oturmayalım.Gerekirse onlara bilgisayar kullanımları esnasında refakatçı olalım.Onların geleceği için bilgisayar ve internet kullanımının da gerekli olduğunu unutmadan,aradıkları bilgiyi onların ayakları altına serelim ki,geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızla bilgi toplumuna geçişimizi kolaylaştıralım.Mutlu ve huzurlu aile ortamlarımızı asla bozmadan geleceğe umutla bakalım...Herkese mutlu haftalar dilerim...