Özel Deva Hastanesi Psikolog Ayten Belemir Yavaşoğlu, ebeveynlerin karneye çok fazla anlam yüklemesiyle çocuklarda karne kaygı oluştuğunu söyledi.Yavaşoğlu, karne sabahı bir çok öğrencinin sevinç, mutluluk, üzüntü, endişe ve bazen de sinir duygusunu beraber yaşadıklarını dile getirdi. Yavaşoğlu, "Karnesindeki notları istediği seviyede olmayan çocuklar, ailelerinden veya çevrelerinden gelecek olan reaksiyonlardan ötürü endişe duyarlar. Çocuklardaki bu kaygının nedeni, ailelerin karnelerdeki notlara yüklediği değerin yalnızca ders başarısı değil hayat başarısı benzeri algılamaları ve bundan ötürü çocuklara fazla tepkilerde bulunmalarıdır. Halbuki karnelerdeki notlar bir dönemde olan derslerdeki başarıyı anlam eder, çocuklara ve ailelerine nelerin noksan olduğunu, nelerin tamamlanması gerektiğini anlatır. Bunlarla birlikte, iyi bir karnenin sorumluluğu yalnızca öğrenciye yüklenmemelidir. Zayıf bir karnenin birden çok nedeni olabilir. Kötü bir karnenin nedenleri arasında aile içerisinde meydana gelen sıkıntılar, dost etrafı, öğretmen-öğrenci arasındaki sorunlar, kendine ilişkin bir iş odasının olmaması, çöküntü, öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği benzeri pek çok sorun neden olmaktadır. Çocuğun gelişme zamanı içerisinde alakalı olduğu alanlarının ilginç yönlere kayması da sebep gösterilebilmektedir. Okul dönemindeki öğrenciler yalnızca öğrenim gören değildir, her biri benzeri pek çok ilginç yönü ve istekleri vardır. Her çocuğun ilgilendiği alanlar, öğrenme hızı, baskın olduğu konu, oldukça başarılı olduğu alanları vardır. Çocuklarımızın her ne boyutta olursa olsun başarılarını fark etmeli, ufakta olsa çabasını takdir etmeli ve alakasının olduğu sahası öne çıkararak onun kendisine olan güveninin artmasını sağlamalıyız. Böylelikle çocuğunuz iyi olduğu yönleri bir eksiklik olarak değil geliştirilmesi gerekli olan yönler olarak kabullenmeyi öğrenecektir” dedi. Çocuğa geri bildirimlerin sonuç için değil, içerisinde bulunduğu süreç için verilmesi gerektiğini belirten Yavaşoğlu, “Ona güvenmeli ve inanıldığını göstermeliyiz. Öğrenciler için özellikle karnenin bir hayat başarısı değil yalnızca o dönemin derslerinin başarısını gösterdiğini unutmamalıyız. Karneleri değerlendirirken özellikle oldukça başarılı olunan derslerden başlamalıyız. Sonrasında kötü notları konuşmalı ve bunları nasıl daha iyi hale nasıl getirebiliriz yöntemini çocuklarımızla beraber belirlemeliyiz. Dönem içerisinde çocuğumuzun okuldaki durumunu takip edip yalnızca karne dönemlerini beklememeliyiz. Okuldaki öğretmenleri ile ilişki halinde olup dikkat etmemiz gerekli olan eksikliklerimizi öğrenmeli ona göre çocuğumuzu yönlendirmeliyiz. Karne hediyelerini çok pahalı hediyelerden seçip çocuğu ödül ile çalışmaya yönlendirecek bir hale getirmemeliyiz, sevinçli olabilecekleri yaşlarına uygun küçük ödüller seçmeliyiz. Hiçbir biçimde eleştirir, yargılar, emreder ve diğerleriyle karşılaştırma yapan konuşmalar yapmamalıyız. Çocuklarımızı tüm nitelikleri ile kabul etmeliyiz. En önemlisi de her halükarda onları koşulsuz sevdiğimizi ifade etmeliyiz” şeklinde önerilerde bulunarak, asıl amacın yalnızca not başarısı çok yüksek çocuklar yetiştirmek değil, sağlıklı ve sevinçli kişiler yetiştirmek olmalıdır” şeklinde konuştu.