Çağımızın hastalığı haline gelen bağımlılık olgusu sadece bireyleri değil, tüm toplumları etkilemektedir. Özellikle teknoloji bağımlılığı yediden yetmişe tüm kesimlerin yaşam kalitesine de olumsuz olarak yansımaktadır. Okulların tatile girmesiyle beraber çocuklarımızı da sanal ortamdan gelebilecek tehlikeler ve tehditlerden korumak birincil görevimizdir.Yaz tatilinde çocukların teknoloji araçlarından daha çok, spor, kitap ve arkadaşlarıyla zaman geçirmesi gerektiğini vurgulayan Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, çocukların kaliteli ve verimli bir tatil geçirmesi için ebeveynleri planlı hareket etmeye çağırıyor.18 milyon öğrenci, oldukça yoğun geçen bir eğitim ve öğretim yılının ardından tatile çıkmaya hazırlanıyor. 17 Eylül tarihinde başlayacak 2018-2019 yeni eğitim ve öğretim dönemine kadar uzun bir tatil yapacak çocukların bu zamanı nasıl değerlendireceği kısmında en büyük yardımcıları ve yol göstericileri ebeveynleri oluyor.21’inci yüzyılda pek çok fayda sağlayan ve en önemlisi zamanı daha hızlı ve verimli kullanmak için katkı sunan teknoloji, günümüzde çocuklarımız içinse maalesef bir bağımlılık aracı haline geldi. Yeşilay’ın mücadele alanlarındaki en önemli halkalardan birini oluşturan teknoloji bağımlılığı, teknolojinin ölçüsüz, sınırsız ve kontrolsüz kullanımı ile teknolojik ürüne ulaşamadığında yoksunluğa kadar gidebilecek bir durum olarak tanımlanıyor.Çocuklarımızın boş zamanlarını daha verimli, sosyal ve kaliteli bir biçimde geçirebilmesi için ebeveynlerin ne yapması gerekiyor? Çocuk psikiyatrisi uzmanı olan Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, ebeveyn-çocuk ilişkisinde yaygın olarak tercih edilen ödül-ceza uygulamasının sert çizgilerinin aslında çocukların teknoloji ile doğru ilişki kurmalarına zarar verdiğini belirtiyor: “Ebeveynler çocuklarının yaptığı ya da yapmadığı davranışları, tutumları için uygulama noktasında kurallar koyarlar. Uyulması beklenen bu kuralların bazıları çocuklar için zorlayıcı olur, bazıları ise oldukça kolay gelebilir. Kolay olanlar kolay alışıldığı için çok sorun teşkil etmezler ya da ayrı bir uygulama yöntemine gerek kalmaz. Ama zor kurallar zorlayıcı olabilir. Ancak, ebeveynlerin doğruları olduğu için, bu kuralların uygulanmasında ödül, uygulanmaması halinde ceza sistemi uygulanır.”Bu sistem ile amacın ödül verdikçe davranışın devamını olduğunu belirten Prof. Dr. Öztürk, “olumlu” davranışın ya da verilen “görevin” yerine getirilmesini, sıklığını pekiştirmek için verilen ödülün nicelik, nitelik ve sıklık bakımından ele alınması gerektiğinin altını çiziyor: “Çünkü her ödül olumlu davranışı pekiştirmez, pekiştirmediği gibi farklı olumsuz sonuçlara da yol açabilir. Birçok aile tüm dönem boyunca okuldan, derslerinden kopmaması için çocuklarını bilgisayar, tablet gibi araçlardan uzak tutmaya çalıştı. Artık yarıyıl tatili başlayınca da çocuklar ve anneler kendilerine göre bilgisayarla, telefonla, oyunlarla, tabletlerle çok fazla vakit geçirmeyi haklı gördüler, görmeye başladılar. Burada ebeveyn de tatil olmasından ve okul ödevi gibi bir sorumluluğun olmamasından kaynaklı olarak bu ödül sistemini çok masum görebiliyor. Ama baştan beri bir yanılgı var. Çocukları teknolojiden uzak tutmak ya da birden sanal dünyanın içine atmak çok büyük bir yanlış.”