Okulların tatil olması ile birlikte veliler genellikle çocuklarını spor dallarına yönlendiriyorlar.Gelişen teknoloji çağıyla birlikte çocuklar genellikle bilgisayar ve tablet oyunlarına mahkûm olurken fiziksel gelişimlerini sağlıklı bir şekilde tamamlayamıyorlar. Bir süreli hazırladığımız Çocuk ve Spor köşemizde çocukların gelişimleri ile ilgili bilgiler aktarmaya çalışacağız.

Gelişen teknoloji beraberinde sedanter yaşamı da getirmiştir. Giderek artan hareketsiz yaşamın beraberinde getirdiği sağlık sorunları artık koruyucu hekimliğin vazgeçilmez ve önemli konularından biri olmuştur. Fiziksel aktivitenin artırılmasına yönelik yapılan çalışmaların önemi ve sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmaların temelinde erken yaştan itibaren fiziksel aktivitelere katılımın sağlanarak ileri yaşlardaki olası risklerin azaltılması amaçlanmaktadır. Diğer taraftan spor sektörünün ekonomik boyutlarının büyümesi ve başarıya güdümlü spora katılım daha çok sayıda çocuk ve genci sporcu olmaya yöneltmektedir. Fiziksel aktiviteye ve spora katılımın güvenli olarak sağlanması ise aileler öncelikli olmak üzere konu ile ilgili tüm taraflara bazı sorumluluklar getirmektedir. Hekimlerin ve diğer tüm sağlık çalışanlarının da bu çalışmalarda önemli rolleri vardır.

Çocukluk dönemi doğumdan itibaren 11-12 yaşına kadar süren bir zamanı kapsar. 0-1 yaş süt çocukluğu, 1-3 yaş küçük çocukluk, 3-6 yaş okul öncesi çağı, 6-10 yaş birinci okul çocuğu çağı, 10-12 yaş ikinci okul çocuğu çağı olarak kabul edilir. Genel bir yaklaşım olarak fiziksel, zihinsel ve psikolojik gelişimindeki seyrine bakarak cinsel olgunluğa erişmesine kadar olan sürecin çocukluk dönemi olarak ele alınması benimsenmiştir.

Çocuk organizmasının devamlı büyüme, gelişme ve değişme süreci özelliği ile yetişkinden ayrılmaktadır. Büyüme; organizmadaki hücre sayılarının ve hücrelerin büyüklüğünün artarak vücut hacim ve kütlesinin artması, gelişme ise; hücre ve dokuların yapı ve bileşimindeki değişimlerle biyolojik işlevlerin kazanılması, bedensel olgunlaşma olarak ifade edilebilir.

Büyüme ve gelişme genetik olarak kontrol edilmektedir. Ancak farklılıklar ırk, çevre, cinsiyet, beslenme, sosyo-ekonomik-psikolojik ortam, geçirilen hastalıklar gibi çeşitli faktörler büyüme üzerinde etkili olabilmektedir.

Fiziksel aktivitenin genetik olarak kodlanmış büyüme ve gelişme üzerine etkili olabileceğine dair birçok çalışma vardır. Boydan çok hacimsel gelişmeye katkısı olduğu kabul edilir. Özellikle kemik ve kasların gelişiminde aşırı olmayan fiziksel aktivitenin olumlu sonuçları bildirilmiştir. Ergenlik dönemine kadar kızlarda ve erkeklerde büyüme ve gelişme benzer seyreder. Ergenlikten sonra erkek çocukların gelişimleri daha fazla olur. Sosyal ve ekonomik koşulları daha iyi olan, beslenmesi ve yeterli enerji alımı daha iyi olan çocuklarda büyüme ve gelişme daha iyi olmaktadır.

Çocukluk çağında İyi düzenlenmiş bir fiziksel aktivite programı çocuğun spor ile günlük aktiviteleri arasında bir denge sağlamalı ve ailenin de desteğini almış olmalıdır. Eğitim programı ile uyumlu bir şekilde düzenlenmiş fiziksel aktivite çalışmalarının eğitim ve öğretime olumsuz etkilerinin olmadığı gösterilmiştir. Buna karşın kendini tanımasına zemin hazırlaması ve can sıkıntısının giderilmesi yolu ile okul başarısını artırmaktadır

Aerobik güç-kapasite olarak ifade edilen dakikada kilogram başına kullanılan oksijen miktarı okul dönemi boyunca azalmaktadır, ayrıca bazı kardiyak risk faktörleri de çocukluk döneminden itibaren söz konusu olmaktadır. Tüm bu faktörler etkin bir egzersiz ile kontrol edilebilmektedir. Düzenli aktivitelere katılan çocuklar sağlıklı yaşam için gerekli alışkanlıkları kazanırlar. Ayrıca sigara ve madde kullanımı konusunda da önleyici etkileri vardır.

MUHARREM TÜRKOĞLU