'Bizi PKK'nın üç ateşkesi konusunda daha önce bilgilendiren ana Kürt haber kaynağım (TR 705) geçen hafta sonu düzenlenen Kurultay'da Türkiye'deki ana muhalefet partisinin (CHP) lider kadrosuna seçildi.'

Bu ifadeler Wikileaks, Amerikan Özel İstihbarat Şirketi yazışmalarında okyanus ötesine bilgi veren Emre Doğru'ya ait.

Emre Doğru ise CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun arkadaşı Prof. Dr. Osman Doğru'nun oğludur. Emre Doğru CIA'nın yan kuruluşu olan 'Stratfor' Merkezine Güneydoğu Anadolu bölgesiyle ilgili bilgiler gönderiyor, bu durum ise son Wikileaks belgeleriyle sabitleniyor.

Emre Doğru'nun bilgileri aldığı ve kod numarası verilen kişi ise Sezgin Tanrıkulu.

Sezgin Tanrıkulu ise AKP'nin 'Kürt Açılımı' projesiyle birlikte sahnelediği 'Habur Rezaleti'nde PKK'lıların avukatı olarak oyuna monte edilen, Kılıçdaroğlu CHP'sinde ise cilalanarak yıldırım hızıyla PM (Parti Meclisi)ne sonrasında ise Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili yapılan, kürt asıllı Diyarbakır doğumlu, İstanbul Milletvekili.

Elbette ABD'yle olan derin ilişkiler bunlarla sınırlı değil. Robert Kennedy Vakfı, İnsan Hakları Ödülü'nü aldığı 21 Kasım 1997'de yaptığı konuşmada artık Güneydoğu Anadolu ona göre Kürdistan'dır ve Türk Devleti son on yılda 26 bin insanı öldürmüştür, bunların 3 bini ise siyasi suikasttır.

Ağlamaklı ve yakaran gözlerle konuşmasını tamamlayan Tanrıkulu, Amerikan Devleti'ne adeta yakarmaktadır.

Bu ilişkiler dizisi 1999'da Türkiye'yi ziyaret eden dönemin ABD Başkanı Bill Clinton'un Sezgin Tanrıkulu'nu özel olarak ziyaret etmesiyle perçinlenmiştir.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ABD'ye yaptığı ziyaret sonrası Sezgin Tanrıkulu'nun CHP'ye montajının tamamlanması ise manidardır.

ABD, Kürdistan Projesi için bölge milletvekilleriyle ve bölge siyasetiyle yakından ilgileniyor. AKP'ye verilen başrole karşın yardımcı rol dağıtımı BDP başta olmak üzere Kılıçdaroğlu CHP'siyle tamamlanıyor.

ABD'nin Adana Başkonsolosu'nun Diyarbakır Belediyesi başta olmak üzere, DTP İl ve İlçe örgütleriyle basına kapalı yaptığı görüşmeleri hatırlayın.

Türk-Amerikan ilişkileri konusunda uzman gazeteci Yılmaz Polat'ın 'CIA Pençesinde Kürt Açılımı' adlı kitabındaki ilişkiler ajan siyasetçiler gerçeğinin bir kere daha gözler önüne sergilenmesi açısından ilginç detayları içeriyor.

Amerikan İstihbaratı tarafından devamlı bilgi akışı sağlayanlara verdiği kod numaraları kimi CHP'lileri rahatsız etmiş olmalı ki TR 705'in içerdiği sırrı sorguluyorlar.

AKP'den sonra "Yeni CHP'nin büyük bir bölümüne sirayet eden 'Amerikan Kuyrukçuluğu' önümüzdeki günlerde daha nelere gebe hep birlikte göreceğiz.

BDP'yi ise zaten irdelemeye lüzum yok. Yeter ki Kürdistan kurulsun onlar için. Amerika'nın da, İngiltere'nin de, Fransa'nın da top yekün emrine amade olmakta bir beis yok.

Zira dün, Şeyh Sait, Seyit Rıza ve Said-i Kürdi'nin yürüdüğü gerici, bölücü ve feodal despotizm bugünlerde BDP'de vücut buluyor.

Türkiye AKP iktidarıyla birlikte ajan, provakatör ve işbirlikçi patlaması yaşadı. Siyasetten, Basına, İş Aleminden, Akademisyenlere kadar 'Ne olur, beni de kullanın. Bende satılmaya hazırım, fiatımı siz belirleyin' yakarışları koro halinde 'Arap Baharı'nı 'Türkiye Baharı'na tahvil etmek üzere iş başında.

Sonuç: CHP'deki TR 705 ortaya çıktı ya AKP'deki X2'ler..