29 Mart mahalli seçimlerinde Gaziantep'in yönetimini bir dönem daha Dr. Asım Güzelbey ve arkadaşlarına teslim eden CHP ve diğer sosyal demokrat geçinen DSP, umarım nerede hata yaptığını sorgulayacaklardır! Her fırsatta “anlı şanlı” sosyal demokrat olduğu iddiasını savunan bu iki güzide partimiz, geçtiğimiz seçimleri saymazsak, son iki dönemdir Güzelbey ve partisi karşısında hezimete uğruyorlar! Hem de öyle böyle hezimet değil…
Peki hem CHP hem de DSP göstere göstere gelen “bozgun” karşısında “titreyip” kendilerine gelecekler mi? Sanmıyorum! Öyle olsa, seçimlerle ilgili sorulan sorulara hala kendi partilerinden çok karşı partilerin “kaybını” konuşuyor olmazlar! Oysa, sorulan sorunun tek cevabı Türkiye'nin her yerinde aynıdır; bir başka cevabı yoktur. “Partimiz, değişen Türkiye'nin değişen siyasetine ayak uyduramamış; bu yüzden seçimi kaybetmiştir!” Bu cevabın dışında söylenecek hiçbir söze itibar etmeyeceğimi söylemek istiyorum. Yani genel başkanların “kendiliğinden” çekilmeleri, ya da MKYK'nın toptan değişmesi yetmez! Kazananın niye kazandığı, kaybedenin niye kaybettiği bu kadar “ortada” iken, partinin başına yeni geleceklerle “seçim kazanmak” kolay olsaydı; herkes görevinden çekilirdi! Kaybedilen oyları tekrar kazanabilmek için aynı kulvarda yer alan partiler birleştiler de ne oldu sanki? Liderleriyle birlikte siyaset sahnesinden silinmediler mi ? DSP 5 MİLLETVEKİLİ İLE KAVGALIK OLDU Genel seçimlerde CHP adaylarına “destek” verdikleri iddiası ile 5 milletvekilini Disiplin Kurulu'na sevketme kararı alan DSP'de, şimdi de “Parti Ecevit sizleştirilmek isteniyor” diye yaygara koparılıyor. Partinin başındaki “yüksek” yetkililerin hala “Ecevit çizgisi” diye bir çizgiden bahsetmesi, CHP'nin “Anadolu Solu” ve “çarşaf açılımına” dayalı politika yapması ne kadar inandırıcı olursa o kadar inandırıcı olmuştur. Seçmenden bundan fazlasını bekleyenler, her seçimde olacağı gibi, son seçimde de “ağızlarının” payını almaktan kurtulamazlar… Geçtiğimiz genel seçimlerde CHP'nin sırtında seçmenlerinin karşısına çıkan DSP, bazı bölgelerde seçime girmemiş, yasa gereği dirsek teması halinde bulunduklarını gizlemişlerdi. Şimdi aynı DSP, 29 Mart seçimlerinde partisini değil CHP'ni desteklediği gerekçesiyle 5 milletvekili ile ipleri koparma noktasına gelmiştir. Şimdi adama sormazlar mı. Genel seçimlerde işbirliği yapılan CHP kötüyse niye “ittifak” yapıldı? O zamanki CHP ile şimdiki CHP arasında değişen ne olmuştur da, şimdi bu partiyi destekleyen 5 DSP milletvekili “parti içi disiplini bozmak” bahanesi ile Disiplin Kurulu'na sevkedilmek istenmektedir? CHP'DE AZ DEĞİL YANİ? DSP'li milletvekillerin “desteğine” rağmen İstanbul'da seçim kaybeden CHP, “mağlubiyete” sebep aramaktadır. Bunu yaparken de her zaman olduğu gibi karşı partiye ne kadar “oy kaybettirdiklerini” konuşmaktadır! İnsaf yahu! CHP, kendisine rakip gördüğü partilere oy kaybettirmek için mi siyaset yapmaktadır? Bu partinin “iktidar” ile ilgili hesabı yok mudur? Her zaman söylerim, yine söylüyorum. CHP'nin genel merkez sorunu yok! CHP'nin sorunu, Türkiye'de değişen seçmen profilini okuyamama sorunu var. Türkiye seçmeni 20 yıl önceki gibi düşünmüyor. Seçmen oyunu, partinin kasasında gören CHP'nin kendi “seviyesine” inememesinden şikayetçi! Bakın hala yanlış üzerine yanlış yapılmaya devam ediliyor. “Türkiye'de ne kadar okumuş adam varsa, oyunu CHP'ne veriyor!” diyen zihniyete, “varoşlarda” yaşayan ve adam yerine konulmayan vatandaşlar niye oy versinler, mecbur mu? Onlar da biliyor artık. “Fakir-fukara” edebiyatının karın doyurmadığını. “DSP Ecevit sizleşmiş”; “CHP'de kaptan köşküne başkası gelmiş” kimin umurunda!..