Bir yılda iki genel seçimi birden ya- şama bahtsızlığına mahkum edilen halkın siyasal duruşunu ve sonuçlara olan etkisini irdelemeye devam edelim.

Bu kısa analizden sonra ise CHP için ufkumuzda bir pencere açmayı deneyelim.

Siyasal partileri ve seçim sonuç- larını cebirsel hesaba tabi tutanların 'Haticeye değil, neticeye bakalım' mantığı, salt AKPyi öne çıkartan kalan %51i ise yok sayan bir anlayışın ürünü değil mi ?

Bu düz mantık acaba MHPyi, CHPyi ve HDPyi nereye koymayı düşünüyor dersiniz.

Seçimler öncesinde seçim sürecini manipüle edenlerin, seçim sonrası algı operasyonlarına yönelmeleri şa- şırtıcı olmamalı.

CHP ve MHP üzerinde tepinmeyi tek vazife telakki eden fincancı katırlarının yaydığı enerji basın içinde yuvalanan gladyonun ölümcül vuruşlarıyla devam ediyor.

CHPsine geçmişiyle bağını koparmayı telkin eden Karaalioğlugiller familyasının gazına gelerek Y-CHPyi (Yeni Cumhuriyet Halk Partisini) icat eden Kılıçdaroğlu fikriyatının, R.Tayyip Erdoğanın Yeni Türkiyesi arasındaki düşünsel ayrılığı bilen varsa beri gelsin.

Tarih: 3 Ekim 2013 Yer: Anatolion Hotel, 'CHP İş Dünyası Diyalog ve Dayanışma Birimi' tarafından düzen- lenen İş Dünyası ve Meslek Örgütleri- nin sorunları ve çözüm yolları, konulu toplantıya davetliyiz.

Orada CHP Genel Başkanı Kemal Kı- lıçdaroğluna yanıtlanması istemiyle 6 adet yazılı soru gönderiyorum.

1. Sorum 'CHP, Kemalizmin ışığıyla yürümeye devam edecek mi ? Yoksa 'Dünyada Yeni Sol, Türkiyede yeni CHP' sloganının arkasına gizlenerek eksen kaymasında inat mı edecek ?'

Kılıçdaroğlu, cevabı sorunun içinde gizli olan soru yoruma kem küm ederek cevap üretmeye çalışsa da, beni ve salonu tatmin edecek şiddette bir ifade kullanamadı. İkinci sorumu da salona okuduktan sonra, ardından gelecek soruların nereye varacağını anında kestirmiş olmalı ki bütün salo-

na dönerek, 'Ben bu arkadaşa kendi imzamla cevap vereceğim' dedi.

Bu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından bütün salonun şahitliğinde verdiği bir sözdü. Ancak aradan geçen 2 yıldan bu yana CHP Genel Başkanı bana verdiği sözü yeri- ne getiremedi.

Bunların konuyla alakası nedir diye soracak olursanız, nedeni şu.

Son seçimlerde bir önceki seçime göre 650 bin oy fazlası sizin için başarı, bize göre ise devlet kuran partinin patinajıdır.

Türk seçmeni devleti kuran, rejimi inşaa eden CHPde Atatürkü ve onun devrimci öğretisini görmek istiyor.

Atatürkten arındırılmış bir CHPnin onun değerlerini temsil etmekten uzak bir parti olacağını varsayıyor.

Kaldı ki, Atatürksüz bir Türkiye dü- şünülemeyeceği gibi, Atatürksüz bir CHPnin de kesinlikle düşünülemeye- ceğini biliyoruz.

Deniz Baykala yapılan operasyonu- nun ardından bir oldu bittiyle koskoca CHPnin temsil edildiği Kılıçdaroğlu sonrası partinin Kemalist devrimcile- rin düşünsel soykırıma uğratıldığı bir parti olduğunu bilmeyen yok.

Hal böyleyken; Haburdan giriş yapan PKKlıların avukatını CHPnin Genel Başkan Yardımcısı yapan anlayış bir Kürt ırkçısıyla yetinmeyerek bu kez laz milliyetçisi olan Mehmet Bekaroğlunu aynı mantıkla partiye monte etmiştir.

Cenan Arıtmanların, Süheyl Batumların, Birgün Ayman Gülerlerin, Dilek Akagün Yılmazların, İsa Göklerin, uzaklaştırıldığı ya da dışlandığı parti gerçeği halkı da CHPden uzaklaştırmıştır.

132 yerine 134 milletvetvekili %0,4 artış, 650 bin yeni oy başarı olatarak lanse ediliyorsa, sözümüz yok.

Ancak CHPnin gerçek potansiyeli- nin bu olmadığını Kılıçdaroğlu da biliyor, Atatürk Türkiyesinin karşıtları da biliyor.

Tıpkı MHP örneğinde olduğu gibi, MHPnin önünün kesilmesi için MHPlilerin görevlendirilmesi gibi, CHPnin de önünü kesmekle bizzat CHPlilerin görevlendirildiği ihtimali giderek kuvvet kazanıyor.