Aklınız esti diye her şeyi halka götüremez, her meseleyi halka danışamazsınız. Belki bu ince manevrayla ve bir siyasi dalkavuklukla halkın gururunu okşar ve kısa vadede popülizmden Nemalabilirsiniz. Ancak 12 Eylül 2010 tarihli referandumda 2011?deki asıl Anayasa?ya kapı aralanıyorsa, burada bindiğimiz alametin bizi götüreceği kıyameti bilme hakkımız var. Bir tarafta ?Hayır? diyecek olanlar, diğer tarafta ?Evet?. ?Hayır? diyecek kesime bakıyorum fazlasıyla mantıksal, aynı zamanda duygularını kontrol edebilecek yetkinlikte. Ülkesinin genel gidişatıyla ilgili, aynı zamanda sorgulamayı bilen, halkının ve vatanının bindirilmek istendiği trenin istikameti konusunda kaygılı. Salt Recep Tayip karşıtlığıyla yada partisi o yönde tercih bildirdiği için duygusala bağlanmamış. Kaygılar, beklentiler ve arzuladığı istikbali daha elitist bir anlayışla yaklaşan ve siyaseti bir emek işi haline getiren düşünsel yapı. ?Evet? diyecek kesime bakıyorum. Yanlış ve eksik bilgilenmiş geniş bir kesime alt yapı hazırlayan bir de bihaberler kitlesi var. Burada Başbakanın ?Bitaraf olanlar, bertaraf olacaklar? sözleriyle aba altından değnek gösterdiği kesimide anımsamakta yarar var. ?Evet? le ?Hayır? arasındaki nicel ve nitel farkı açıklamaya başladığınızda ?Yahu kime vereyim? Ortada başka adam mı var ki ?? diyebilen, 12 Eylül günü Anayasayı oylamanın parti tercih edilecek bir tarafgirliğe doğru yönlendirdiği cehalet cabası. İkinci Cumhuriyetçiler, Liberal solcular, Milli görüş gömleğini çıkartarak Mandacı ve Teslimiyetçi bir anlayışa terfi edenlerle, AKP?nin Recepleştirdiği kitlesellik. Kömür yardımı, süt parası, çocuk parası, iftar yemeği buna ilaveten yardımların yanında ayni yardımların yanında akti yardımlarla parayı oy?a tahvil eden basitlik. Eşinin ve çocuklarının sırtından geçinmeyi marifet belleyen, aşevinden övünü ve tayını gelen, sadaka ve İaneye dayalı ?El açma? onursuzluğunu ? Göbeğini kapıyan adam? profilini somutlayan tufeyliler. Devlet eliyle yaratılan manzara-i şahaneye bakın!.. Bakında ibret alın, siyasi iktidara mideden ve göbekten bağlı, acıkan yerlerini doyurmaktan öte bi kaygısı olmayanların zavallı görüntüsü. Her türlü argümanı kullanmakta bir beis görmeyen AKP zihniyetinin 82 Anayasasını 12 Eylül?le hesaplaşma seansına dönüştürme aldatmacası, bir taraftan eski solculara ve geçmiş dönemin Devrimcilerine, diğer taraftan geçmiş dönemin Milliyetçi ve Mukaddesatçı kesimiyle, dönemin ülkücülerine sarkarak işi 12 Eylül üzerinden oy devşirmeye kadar götürdü. Kendilerini duygusala bağlatarak kısa vadelide olsa Recepleşecek olan Devrimcilerin ve Ülkücülerin yanında, Döneklerin ve Dümbeleklerin varlığıda bu ?Cehalet Anayasası? nın inşasında vebal olup bu kesimlerin üzerine yağacak. Kaldı ki yüzde bir oy farkla dahil bu anayasa halk tarafından onaylansa geride kalan %49 red cephesini yok mu saymak gerekiyor ? Anayasa dediğiniz hukuksal manzume elbette herkesimi memnun edecek yada her kesimin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde düzenlenemez. Ancak, Anayasa bütün bunlara karşı, toplumdan çoğunlukla ?Olur? alan ve ortak bir memnuniyetin tezahürü olan bir mutabakatı işaret etmelidir. Halkın hukuk bilmezliğini, mahkeme eksikliğini, dumura uğramış siyasi bilincini çeşitli varyasyonlarla sağan ve fırsatı ganimet sayan anlayışın bir oldu bittiye getirdiği düzenleme Türkiye Cumhuriyeti Anayasını değil AKP?nin gölgelediği ?Cehalet Anayasası?nı işaret eder.