Bağımlılık, maalesef büyüyen bir sorun. Bu konuda herkese önemli görevler düşüyor. Samimi ve kararlı bir şekilde üzerine gidilmesi gereken bir konu olduğundan, problemi yok saymak büyük bedeller ödeteceğini hepimiz biliyoruz. Madde suistimali gibi hassas bir konuda laf ederken sözleri aslında kuyumcu terazisinde tartar gibi ölçmeli ve biçmeli. Kamuoyunda ve iletişim araçlarında çok büyük bir bilgi kirliliği mevcut. Bağımlılık diğer alanlarla iç içe olan bir alan. Bir çok boyutu var. Madde bağımlılığı konusunda uzun yıllardır sahada olan Cengiz Akkaya üstadımızın bu konuda derlediği çok değerli notlarını sizlerle paylaşmak istiyorum: ‘ Yaşadığımız bağımlılık sorununa ilişkin hiç birimizin bir diğerimize önerebileceği, hepimiz için geçerli olabilecek ne sihirli bir reçetesi var, ne de sihirli bir formülü. Bu sorunla baş edebilmemiz için doğru bilgi, doğru ilişki zinciri, emek, sabır ve kendi sorununa sahip çıkma bilinci dışında bir yol ve yöntemin olmadığı gerçeğini kabul edip, bize en yakın adreste olan bir na (adsız narkotikler), aa (adsız alkolikler), nar-anon / al-anon (bağımlı yakınları) grubuyla temasa geçmeliyiz. Kendi iyileşme sürecimize dört elle sarılmak dışındaki seçenekler peşinde kaybedilen her dakikanın ve her kuruşun, kendimize ve bağımlılık sorunu yaşayan yakınımıza hayal kırıklığı ve umut kaybı yaşatmaktan başka bir şeye hizmet etmediğini kabul etmek zorundayız.Bağımlılığın bir değil, birçok tanımını ve tarifini yapabiliriz. Bağımlılık; bize zarar verdiğini bildiğimiz halde durduramadığımız alışkanlıklardır diye de tarif edebiliriz. Bağımlılık; ömür boyu süren bir aile hastalığıdır tanımlaması da yapabiliriz. Bağımlılık; hayatla bağ kuramama sorunu da diyebiliriz. Bağımlılık; yüzleşmekten korkulan yaşamla ya da bir travmayla baş edebilmek için farkında olmadan seçilen bir eylem ve davranış biçimidir de denilebilir. Her tanım birbirinden farklı olsa da, nasıl bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu bir şekilde anlatıyor aslında bize. Tekrar kullanıma dönme riski her zaman var olan, fakat doğru bilgi, beceri ve donanımla yeniden yapılandıracağımız yeni yaşam alışkanlıklarıyla durdurulabilen bir sorunla karşı karşıyayız. Bağımlılık, bütün aileyi hem maddi hem de manevi anlamda altüst ettiği için, bağımlılık bir aile hastalığıdır denir. Yani bisiklet sürmek gibi bir durumla karşı karşıyayız. Devamlı pedal çevirmek zorundayız, durduğumuz an devriliriz. Hem bağımlılık sorunu olan yakınımız, hem biz "kendine yardım grubu" toplantılarına düzenli katılmalıyız. Kendi emeğimiz, çabamız, sabrımız sayesinde bu sorunla baş edebiliriz.Kurtarıcı peşinde koşmak, kendimize ve bağımlılık sorunu yaşayan yakınımıza yapacağımız en büyük kötülüktür. Parayla ya da kurtarıcılarla değil, doğru bilgi ve emekle nefes alabiliriz. Birbirimizin deneyim ve tecrübelerinden faydalanarak sadece kendi reçetemizi, kendi formülümüzü ya da yeni yaşam alışkanlıklarımızı kendi kendimize inşa etmeyi başarabiliriz. Doğru bilgi havuzuna ve doğru ilişki zincirine ulaşmanın ilk adımının da, hiç bir maddi alışveriş ilişkisinin olmadığı, damdan düşenlerin birbirine omuz verdiği "Kendine Yardım Grupları" ile başladığını unutmamalıyız.