Son yılların en büyük göç dalgasının anlatıldığı ve Cengiz Özkarabekir tarafından hazırlanan "Türkiye'deki Suriye" Bugün TV belgesel kuşağında işlendi. CHP Milletvekili Mehmet Şeker, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Gazetemiz Yönetim Kurulu Başkanı Ökkeş Özekşi ve Emlakçılar Odası Eski Başkanı Ramazan Aslan’ın görüşlerini dile getirdiği "Türkiye'deki Suriye" belgesinde endişelendiren gerçekler net şekilde gözler önüne serildi. Şahin, konuşmasında "Geldiğimiz noktada artık misafirlik bitiyor" mesajı verirken, Mehmet Şeker, “maalesef hükümete söz dinletemedik” diye konuştu. Ökkeş Özekşi, Suriye konusunda ilk başlarda yanlışlık yapıldığını ve devam ettiğini söylerken, Ramazan Aslan ise, emlak sektörünün de ciddi hatalar yaptığını ileri sürdü.

Kilis, Hatay, Şanlıurfa ve Gaziantep'teki 'Suriyeli' gerçeğinin tüm çıplaklığı ile gözler önüne serildiği belgeselde, 62 yaşındaki Hıdır Çalar, 'ev boşaltma' nedeniyle tartıştığı Suriye uyruklu kiracısı tarafından bıçaklanarak öldürülmesiyle başlayan gerginlikten, emlak fiyatlarına ve halkın Suriyeli'lerden duyduğu rahatsızlık ele alındı. Belgeselde Ünaldı mahalesinde Suriyeliler tarafından öldürülen Hıdır Çalar'ın yakınları ve Gaziantepli esnaflar da endişesini dile getirdi.

SURİYELİ MÜLTECİLERDE KONUŞTU

Belgeselde Gaziantep'e yerleşen Suriyeli mültecilerde konuştu. Sıkıntılarını dile getiren mülteciler, zorlukla geçindiklerini ve sadece kirayı verebildiklerini anlattı. Mülteciler, "Herkesten yardım dilenir duruma geldik. Zor durumdayız. Gaziantep'te bir olay oldu, bütün Suriyeliler kötü oldu. Ama çok iyi insanlar var. Bize yardım edenler, ekmek verenler, yemek verenler var" dedi.

MEHMET ŞEKER

(CHP GAZİANTEP MİLLETVEKİLİ)

"BİNİN ÜZERİNDE İŞYERİ AÇILDI"

"Öncelikle halkımız çok memnun oldu. Suriyeliler geliyor, bakkalımdan, kasabımdan, manavımdan alışveriş yapıyor bana para veriyor. 100 liralık evim vardı, 500 liraya kirada oturuyor. Fabrikacı sevindi. İşçi bulamıyorum bak bunlar geldi hem sigortası yok, sosyal güvencesi yok dahada ucuza çalışıyorlar. Tarım alanında köylü tarım arazisinde çalıştıracak işçi ırgat bulamıyordu. Şimdi orada Suriyeliler çalışmaya başladı. Gaziantep’te yaklaşık binin üzerinde işyeri açtılar"

KENDİMİZİ DİNLETEMEDİK

"3 yıl önce bizim Türkiye’nin Suriye ile ilgili politikasında başlayan sıkıntılar bugünlere getireceğini gördük. O zamanlar kamplar yapıldı, Suriyeliler buraya gelmeye başladılar, burdan oraya insanlar cihad için gitmeye başladı. Doğal olarak gittikçe artan nüfusu hissetmeye başladık. Bunun sosyal, siyasal, ekonomik boyutları olacağını gördük ve hükümeti uyardık. Buralarda sıfır noktasına kamp yapmayın çünkü karşıda çatışma oluyor insanlar oradan yaralı bu kampa gelirler ya da bu kamptan oraya ateş ederler bu bir savaş sebebi olur dedik. Tabi bunların hiç birisini dinletemedik mevcut yapıya. Hükümette şunu söyledi bize ya üç ayda bitecek zaten Esed gidecek 3 ay sonra Suriye’de yeni bir yönetim olacak"

EN BÜYÜK KORKUM MEZHEP SAVAŞI

"Benim en büyük korkum mezhep savaşı. Yani yanıbaşınızda Suriye’de müslüman müslümanı boğazlarken, Bu şii, bu nusayri diye öldürmeye çalışırken işte görüyorsunuz Irak’ta Ezidi diye, yani ezidi olabilir insan hristiyan, yahudi olabilir insanlar katledilmeye başladıysa bu ateşin bizim evimize sıçramaması mümkün değil. Dolayısıyla benim en büyük korkum, bizim şehrimizde de bizim ülkemizde de mezhepsel bir ayrılığın ve çatışmanın oluşması. "

FATMA ŞAHİN

(GAZİANTEP BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI)

"SORUN BU KADAR BÜYÜK DEĞİLDİ"

"Son 3 yılda bugün resmi kayıtlara göre 215 bin Suriyeli mülteci şehre girdi. Şehrin yaşamına girdi. Her alanında, ekonomik, eğitim, sağlık ve güvenlik boyutunda. Hemşehrilerimiz göçe alışık olduğu için bu geçiş sürecinde çok yüksek bir sabır gösterdi. Çok yardımcı oldu. Kışın battaniyesini verdi, ekmeğini gönderdi, evini açtı, sofrasını paylaştı. Sorun var ama sorun bu kadar büyük değil"

MİSAFİRLİK BİTİYOR

"Geldiğimiz noktada artık misafirlik bitiyor. Bir an önce Suriye’de asayişin sağlanması ve herkesin zorunlu olarak geldiği yere dönme talepleri, Suriyeli mültecilerinde talepleri var. Dolayısıyla bizim halkımızında beraber yaşama kültüründe hakikaten büyük bir sabırla geldiği noktada bu sürecin daha ne kadar devam edeceği konusunda kafasında soru işaretleri var. 3 yıldan sonra misafirlik bitecek tabi, bitti misafirlik. Dolayısıyla bizim burada beraber yaşama kültürünü olgunlaştırmamız gerekiyor. Şimdi aslında herkes çok iyi niyetle bütün gücüyle süreci yönetmeye çalıştı. Bir hata olarak bakmamak olayın büyüklüğünden dolayı bu kadar sayıyı bu kadar uzun süre hiç kimse öngöremediğinden kaynaklı sorun olarak bakmak gerekiyor. Madem böyle bir fotoğraf var bunu çözecek kurumsal kapasiteye de bizim ulaşmamız gerekiyor."

ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUNLAR VAR

"Aslında bir adli vaka olarak karşımıza çıkan ev sahibi kiracı sorunu. Aslında iki Suriyeli veya İki Türk arasında da olabilir. Dünyanın her tarafında olabilecek bir vakanın böyle hızlı bir şekilde toplumsal bir olaya dönüşmesinin arka planında hem hakikaten çözülmesi gereken sorunlar var hem de bunu sabote edip bunu provake ederek şehri bütün Suriyeliler bütün Gaziantepliler genellemesi üzerinden giden farklı niyetli insanlar var dolayısıyla bunları birbirinden ayırt etmek gerekiyor"

ÖKKEŞ ÖZEKŞİ

(GAZİANTEP27 GAZETESİ YÖNETİM KURULU BAŞKANI)

"Suriyelilere öyle bir kucak açıldıki başlarda, bu sığınmacıları kendi evlerine misafir etmeler, işyeri açma imkanı tanımalar, eşyalarını paylaşanlar adeta sıraya girmişlerdi. Zamanla boşta gezen evini barkını terkeden ülkemize kaçan Suriyelilerden işsiz olanları Gaziantep’te fabrikada çalıştırmaya başladılar. Bunlar genel olarak baktığınızda bu insanlara bir nevi destek verme adına yapılıyordu, ama hiç bir kontrol yok, kayıt yoktu. İşte o dönemde uyarıcı yazılar yazdık yetkililere.. Çünkü karanlık bir yola giriliyordu, arabayla gelenler şehirde istediği gibi cirit atıyor, kaza yapıyor trafikte özgürce hareket ediyordu. Arabasız gelenler de her semtten bulabildiği kadarıyla ev satın alıyor veya yüksek fiyatla ev kiralıyor, bunlar genellikle ev sahiplerini sevindiriyordu. Ama bu arada kentte kiralık ev sorununun ilerde büyüyebileceğini kimse hesaplayamıyordu.

HALEP BELEDİYE BAŞKANI GÜZELBE’E DANIŞMAN OLDU

Kucak açma öyle bir noktaya geldi ki, şehrimize gelen Halep Belediye Başkanını Büyükşehir Belediye başkanı Asım Güzelbey danışman olarak görevlendirdi. Yani başlarda çok sıcak bir ortam vardı. Bunlar aslında kısa vadede Suriye meselesinin çözülebileceğini düşündükleri için yapılıyordu. İşte orada bir hesapsızlık yaptılar, yani bu işi organize edenler kimse artık… Tabii daha sonra ilerleyen zamanlarda iş zıvanadan çıktı.. Artık sınırdan kontrolsüz bir şekilde gelen Suriyeliler Gaziantep’in nüfusunu artıracak ve kent yaşamını tehdit edecek bir noktaya getirdiler"

TEDBİR ALINMAZSA SIKINTI BÜYÜR

"Esad’ın beklenenin aksine çok daha iyi bir politika izleyerek Suriyenin başında kalıcı hale gelmesi hesapları allak bullak etti Türkiye’de. Bu defa çok aşırı bir yığılma olduğu için sadece Gaziantep değil, Hatay, Urfa da bu göçten bunalmaya başladı. Çözüm üretilemedi maalesef.. Bu defa Ankara merkez politikada bir yanlışlık olduğu gördü ama bunu yansıtmamaya çalıştı. Özellikle Gaziantep’te Suriyelilere dokunmayın, dokundurtmayın tavsiyeleri yapılmaya başlandı. Haliyle çok ciddi bağlantı kopukluğu yaşandı. Gelinen noktayı hepimiz görüyoruz. Gaziantep’te ciddi şekilde eğer bundan sonra tedbir alınmaz, şehirdeki mevcut kimliksiz, ne olduğu belirsiz bunlara araçlar dahil, Suriyeliler kontrol altına alınmaz, bir düzen sağlanmazsa Gaziantep için sıkıntılar bitmeyecektir.. "

RAMAZAN ASLAN

(EMLAKÇILAR ODASI ESKİ BAŞKANI)

"ENDİŞE GERÇEĞE DÖNÜŞTÜ

"Belki ilk etapta Gazianteplinin vermiş olduğu, Türk olmanın, Müslümanın olmanın vermiş olduğu konukseverlikle geçici bir sürede olsa biz bu konuklarımızı ağırlayalım mevcut imkanlar çerçevesinde onlara katkı sağlayalım yardımcı olalım nasıl olsa kısa sürede dönerler anlayışı düşüncemizin bir tarafından oldu. Bir takım ciddi tereddütlerimizde vardı. Çünkü oluk oluk insan geliyordu Suriyeden. Bu akın akın gelen insanların ya acaba bunlar uzun süre kalırlarsa gibi bir endişe taşıyo idik. Maalesef bu endişe gerçeğe dönüştü"

VİCDANLARIMIZ RAHATSIZ

"Bizimde hatalarımız var. Ne yaptık. İyi ne güzel 100 liralık yeri 500 liraya, 500 liralık yeri bin liraya kiraya verelim. Burada aslında bizimde vicdanlarımızı rahatsız eden bir tutumumuz oldu. Taşınmaz sahipleri olarak. Bu doğru muydu bu yanlış bunun altını çiziyorum bu yanlış. Ama insanız nefis taşıyoruz. O insanlarda maalesef nefislerine yenik düştüler. Bir Gaziantepliye 500 liraya kiraya vereceği yeri Suriyeliye bin liraya kiraya verdi. Biz o zamanda bakın şunun altını çok net şekilde çizdik. Yanlış yapıyorsunuz dedik. Belki ilk etapta bu kazançlar size yerel tabirle şirin gelebilir ama bir zaman sonra bu insanlar bu ücretleri ödeyemeyecek dedik"