Bu sezon Türkcell Süper ligde eşine ender rastlanan bir gelişme yaşanıyor. Alt sıralarda Sakarya dahil henüz teslim bayrağı çekmedi.
Vestel maçından gelmesi muhtemel 3 puanla lige yeniden sarılmaya başlayacak olan Sakarya, bunun ilk sınavını Gaziantepspor karşısında verecek. İşte bu maç, ya Sakarya'nın ümitlerinin kaybolacağı bir 90 dakika olacak, yada Gaziantepspor, alt sıralara bir bela daha eklerken, kendisi de tehlike çemberi içinde kalacak...
Görünen o ki, Gaziantepspor, Rize'den aldığı 3 puanla avantaj elde etmiş ama rahatlamamıştır. Zaten bu gidişle küme düşme barajı 40'ları bulacaktır. O zaman Gaziantepspor'a en azından 9-10 puan daha gerekiyor...İlk bakışta kolay gibi gelebilen bu rakam, maalesef hiçte öyle değildir... Kayseri Erciyes'in hızının Beşiktaş maçında kesilip kesilmediğini Trabzon ile oynayacağı maçta göreceğiz. Eğer Erciyes, Trabzo'u geçerse bu Gaziantepspor kadar Denizli, Rize, hatta Ankaragücü'ne kadar çok sayıdaki takımı rahatsız etmeye devam edecektir...
RİZE -DENİZLİ MAÇI ÇOK SANCILI GEÇECEK
Hele Rize'nin Denizli ile evinde oynayacağı bir maç var ki, her iki takım için de stresi yüksek ve son derece kritik bir maç olacaktır...
İşin birde teknik direktör yönü var, çünkü Denizlispor'u çalıştıran Güvenç kurtar ile Rize mahkemelik olmuş, Rize Kurtar'a tazminat ödemeye mahkum edilmiştir...
GAZİANTEPSPOR TARAFTARI SORUMLULUĞUNU BİLİYOR
Gelin isterseniz bu konuya farklı yönleriyle bir göz atalım...
Süper ligde küme düşme bölgesinde yer alan Sakarya, Erciyes ve Denizli'yi değerlendirelim...
Bu takımların özellikle ligin ikinci yarısında verdiği mücadele, oyuncularının hırsları, kentlerin heyecanı ve takımlarına sahiplenmesi, yönetimlerinin kenetlenmesi ve sahada sergiledikleri mükemmel oyun...
Bunların tümüne genel olarak baktığımızda, kendi görüşümü söyleyecek olursam; Denizlispor'un da, Sakarya'nın da, Erciyes'in de, Gaziantepspor'dan daha iyi futbol oynadığını ve mücadele güçlerinin daha fazla olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim...
Son oynanan Gaziantepspor- Rize maçında iki takımın sergilediği oyuna bakıyoruz, iki takımın da izleyenlerin futbol zevkine ihanet ettiğini görüyoruz. Dahası 90 dakika boyunca izleyenler resmen işkence çekiyor...
Tüm bunlara rağmen Gaziantepspor'daki tehlikeyi gören taraftarlar, takımlarına inanılmaz destek veriyor. Yani taraftar sorumluluğunu biliyor...
Keşke taraftardaki sorumluluk anlayışı, birazda Gaziantepspor'u yönetenlerde olsaydı diye düşünüyorum...
Yaptıkları açıklamalarıyla, davranışlarıyla, uygulamalarıyla, kulübü sürekli gerginleştirecek söylemlerde bulunan yöneticilerin, taraftarlardan ders alması gerektiğine inanıyorum...
KULÜP KASASIYLA BAŞKANIN TİCARİ KASASI KARIŞTIRILMAMALI
Son örnekleri sıralayacak olursak, kulübün en yetkili isimlerinden birisinin Gökhan Güleç'in Beşiktaş'tan gelecek parasının kulüp kasasına girmediğini açıklaması, buna karşılık bu paranın başkan tarafından alınmış olabileceğini ima etmesi, Başkanın ise Beşiktaş başkanıyla ticari ilişkisi olduğunu açıklayıp, paranın Gaziantepspor kasasına girip girmemesinin önemli olmadığını söyleyerek kafa karıştırması.
Kaldı ki UEFA kriterlerine bir kenara bırakın, normal ticari anlayışa göre, bir profesyonel kulübün kasasıyla, bu kulübü yöneten kişilerin ticari kasaları asla karıştırılmamalı...Bu resmen suç teşkil eder...
En son gelişme ise profesyonel bir kulüpte asla olmaması gereken, yönetim en yetkili ismi tarafından, deplasman maçlarında, gazetecilerin bedava gidebilmesi için yöneticilerle iyi diyalog içinde olun çağrısını yapması...
Basını basit gören, susturmaya çalışan, susturamadıkları hakkında kapalı kapılar arkasında oyun içinde oyun tezgahlayan bir zihniyetin, bu kadar ucuz ve basit bir davranış sergilemesi, gerçekten çok düşündürücü...Ama galiba bu kadar ileri gidilmesinin sebebi, bazı basın mensuplarının davranışlarından olsa gerek...
İşte tüm bunlar değerlendirildiğinde, Gaziantepspor'u yönetenlerin biraz taraftardan ders alması gerektiği ortaya çıkıyor...
Kulüp iyi yönetildiği zaman, zaten sıkıntılar kendiliğinden ortadan kaybolacaktır...
