Acı gerçek şu…Gaziantep’i yöneten kesim ile muhatap alınan kesim, birde siyasileri katarsak, yıllardan beri bu şehrin gerçeğinden uzak kaldı.. Bu kentin üzerinde titizlikte durulduğu sadece sanayisinden ibaret olmadığı görülemedi.. Elbette ekonomi için sanayi şart, ama sanayinin yanısıra şehrin sosyal dokusu, asayişi, güvenliği, insanların mutluluğu, işsizlik, eğitim, sosyal-kültürel yaşam şekli, gürültü kirliliği ve en önemlisi eğitimi üzerinde yeterince derse çalışılmadı, önemsenmedi..

Bu görmezden gelinme düşüncesi, zaman içerisinde Gaziantep’in dokusunu bozdu. Çok göç aldı yıllardır. Her gelen kesim, kent kültürünü yok edici uygulamalar içine girdi. Kentte yaşama kültürünü yok sayarken, kent insanlarına kendi kültürlerini dayattılar.. Mahallerde huzursuzluk, apartmanlarda huzursuzluk, kahvehanelerde, yollarda, sokaklarda, parklarda insanların rahatça oturup gezebileceği ortam adeta yok edildi..

İLK GÖÇ VE SONRASI

Elbette ilk göç olarak yıllar önce özellikle doğudan gelenlerin bazıları bu şehri benimsedi, yerleşti, burada dünyaya geldi çoğunun çocukları.. Okullara gönderildi, nüfus cüzdanlarına Gaziantep yazıldı.. Ama bunun yanında doğudan illegaliteye meyilliler de geldi, hatta getirildi.. Kentte kısmi olarak huzursuzları da bunlar çıkardı yıllar önce.. Gaziantep’i benimseyip buraya yerleşenler, iş güç sahibi olup, insanları istihdam ederken, bir kısmı ise, başıboşluktan yararlanıp bu kentte illegaliteyi dayatmayı tercih etti.. Bununla ilgili geçmiş yıllarda birçok yazılarım ve değerlendirmelerim olmuştur.. Nitekim şimdi Gaziantep nüfusunda doğudan gelenlerin hatırı sayılır çoğunluğu var.. İş ve sanayi dünyasında hayli etkili durumdalar..

ESKİ HALEP BELEDİYE BAŞKANI GELECEĞİ GÖRMÜŞTÜ

Şimdiki durum daha vahim.. Yasa dışı işler yapanlar, IŞİD bağlantısı olanlar, terör örgüt üyeleri, cirit atan başka ülkelerin ajanları.. Ve bir zamanların kardeş komşu ülkesinin vatandaşları.. Suriye’den gelen insanların önemli kısmı hemen ticarete başladı. Büyük oynayanlar plastik, terlik ve ayakkabı sektörüne girdi. Odalara üye oldu, özellikle küçük oranda da olsa, Suriyeli çalıştırarak kısmen de olsa, şehirde başıboş serseri mayın gibi gezenlere çalışma fırsatı yarattı. Ama esnaf kesimi şehirdeki düzeni allak bullak etti.. Rekabet edilemez hale dönüşüldü. Çok esnaf dükkanını kapatmak zorunda kaldı.. Zaten Ömer Küsbeoğlu’da geçen hafta bunu dile getirmişti.. Lokantalar, bakkallar, berberler, cafeler ve çok sayıda değişik iş kollarıyla piyasada varlıklarını sürdürmeyi başardılar..Ne varki Antep esnafı rekabete dayanamayıp dükkan kapattılar..

Daha zenginler ilk zamanlarda Gaziantep’e geldi ama kısa süre sonra nedendir bilinmez başka il veya ülkelere gitmeyi tercih etti. Keşke onlar bu şehirde kalsaydı.. Çünkü ekonomik bakımından hayli etkisi olacaktı bu şehre.. Ama bilenler fazladır, eski Halep Belediye Başkanı Gaziantep’e geldikten sanırım 1,5 sene sonra gitmeyi tercih etti. Bunu yazmıştım eski tarihlerde.. Giderken söylediği “Gaziantep bozuluyor, Halep’e benziyor, burası artık güvenli değil” sözleri aklımdan hiç çıkmaz..

KENAR SEMTLERDEN MERKEZLERE DADANDILAR

İşte o sözlerin etkilerini artık yavaş yavaş görüyoruz.. Kampların kapatılmasıyla birlikte şehirlere geldi çoğu yine.. Bir yük daha bindi haliyle kent yöneticilerine..Artık maalesef çözüm üretilemiyor başıboş gezen serserilere.. Gittikçe Türk gençlerini de kendilerine benzetiyorlar.. Nitekim geçtiğimiz gün parkta oturan iki zavallı Suriyeli kıza saldırdılar, birisini öldürüp diğerini ağır yaraladılar.. Uyuşturucu tahminlerin ötesine geçti bu şehirde.. Gasp, tehdit, hırsızlık almış başını gidiyor. Emniyetin kadrosu kafi gelmiyor önleyici tedbirler almaya.. Fuhuş ayrı bir alem.. İnsanlar gençler, kızlar Ateş buz kullanıyor artık rahatça.. Okullara dadandılar.. Mahallere, apartmanların giriş kapılarına dayandılar.. Hepsi Suriyeli mi, asla.. Ama işsizlik, başıboşluk onları tanınmaz hale dönüştürdü..

MAHALLELER GÜVENLİ OLMAKTAN ÇIKIYOR

Birçok aile beni arıyor, yaşadıkları apartmanlarına giremediklerini söylüyor.. Polisi çağırdıklarını ama sonuç alamadıklarını iddia ediyor. Nitekim birisinde asayiş müdürümüzü aradım, sağolsun anında müdahale etti ve o apartmanın girişine yerleşip uyuşturucu alan Suriyeli gençleri oradan çıkartmayı sağladı.. Ama bu çözüm mü, değil elbette.. Sadece o gençler oradan uzaklaştırılıyor.. Onlar da başka mekanlara gidiyor haliyle.. Önceden kenar semtlerde olurdu böyle işler.. Şimdi şehir merkezindeler.. Şimdi kış geliyor durum daha tehlikeli.. Yazın hadi parklarda idare ediyorlardı.. Oralarda da insanlar rahatça gezemiyordu.. Bakın sosyal medyada iki okurum atmış daha yeni. Birisi Öğretmen evinin giriş kapısının yanındaki binanın bodrum katını uyuşturucu bağımlıların kullandığını söylüyor ve çoluk çocuk dışarı çıkamadıklarını yazıyor.. Diğeri ise daha vahim.. “Ökkeş bey memleket Teksas’a dönmüş durumda. Asayiş o kadar kötü, her mahallede bir çete kurmuş uyuşturucu satıcıları.. Arabalarda sopalar, demir çubuklar. Vatandaşın belinde silah, korku tüneli gibi oldu şehir. Plakasız motosikletler, gürültü, saygısızlık gırla gidiyor”şeklinde ifade ediyor..Ve nerede boş mekan varsa oraya yerleşiyorlar.. Polis gitse bile yetişemiyor, hatta başedemiyor. Bu çok net..

ÇOK MU KARAMSAR TABLO ÇİZİYORUM

Bunlar Gaziantep’te olanların sadece görebildiklerimiz ve yaşananların çok küçük bir kısmı.. Yıllardır seyirci kalınması, sadece kendi etraflarındaki insanların gözüyle şehrin yönetilmeye çalışılması, kenti bu durumlara getirdi.. Çok karamsar bir tablo mu çiziyorum ? Evet çok karamsar tablo var ortada çünkü.. Çünkü bu şehir çok başıboş, adeta kendi haline bırakıldı.. Lütfen bunları yazıyorum diye kimse kızmasın, sitem etmesin.. Ben sokakta, caddelerde, kahvehanelerde, dolmuşlarda, parklarda, trafikte yaşayan halkım.. Gördüklerimi, duyduklarımı yazıyorum.. Ki daha çok az kısmını yazıyorum, kentime zarar gelmesin diye..

SİYASETÇİLER ŞEHRİN GERÇEK SORUNLARINI BİLMİYOR MAALESEF

Bu şehrin siyasetçilerinin kent gerçeğinden haberleri yok desem kesinlikle inanın.. Çünkü siyasiler kent halkının yaşadıkları sorunlarla ilgilenmiyor. İktidar partisi da öyle, muhalefeti de.. Bakın şimdi bir sürü aday çıkıyor ortaya.. Milletvekilliği için de belediye başkanlıkları içinde.. Kaçı şehrin gerçek sorunlarını biliyor, kaçının çözüm üretecek somut projesi var.. Bana göre hiçbirinin. Tek bildikleri şey, parti teşkilatları.. Mahallelerde temsilcileri sıcak tutmak, iyi ilişkiler içinde olmak.. Muhtarların da eski havaları kalmadı biliyormusunuz.. Eskiden o muhtarlar mahallelerde asayiş sorunlarını, gürültüleri, uyuşturucuları gündeme getirir, çözüme ulaşması adına mücadele verirdi. Şimdi kusura bakmasınlar, çoğu arkadaşım ama o eski hallerinden eser yok..

UMUDUMUZ YENİ VALİ’DE

Şimdi gelelim son söyleyeceklerime.. Bu kente yeni bir Vali geldi.. Vali o kentin herşeyinden sorumludur.. Ama bu işler tek başına olmaz elbette.. Tüm bileşenler görevini layıkı ile yerine getirmeli.. Birimler, müdürlükler, amirler, kaymakamlar, eğitimciler, emniyet ve belediyelerin birimleri.. Hepsi doğru işler yapmalı.. Hantallıktan kurtulmalı.. Var olan gerçeklere yüzlerini dönmemeli, gözlerini kapamamalı.. Elbette At sahibine göre kişner.. Tepedeki isimdir önemli olan.. Sayın Davut Gül’de sanki bu hantallığı giderecek bir ışık görür gibiyim.. Çünkü halkla iç içe olmayı birinci planda tutuyor. O zaman sorunları da o halktan öğrenecektir mutlaka.. Ama o halk da valisine güvenmeli.. Sayın Davut Gül, vatandaşa o güveni vermeli. Yoksa vatandaştan istediğin alamaz, çünkü söylemezler.. Özellikle uyuşturucu konusunda.. Eğer Vali mahallelere gider, tek başına insanlarla konuşur, mağdur ailelerin kapısını çalıp ana babadan gerçekleri öğrenirse, iddia ediyorum bir seneye kalmaz, bu şehirde öyle mahalleleri korku cehennemine çevirenler kaçacak delik ararlar.. Hemen söyleyeyim, o aileler defalarca başvurmuştur, defalarca düzenlenen toplantılara gitmiştir. Ama hepsi oralarda kalmıştır.. En doğru bilgi yaşayan ailelerdir.. Birde şu Amatem’e bir el atmasında yarar var..Ama yine gizlice.. Sessizce ve orada neler olduğunu doğru isimlerden öğrenmeli.. Neyse fazla uzatmak istemiyorum çünkü sorunlar bitmez.. Bu şehrin mutlaka silkinmesi lazım diyor ve bunda yeni Vali Davut Gül’e büyük görevler düştüğünü ifade ediyorum.

HEPİNİZE İYİ HAFTALAR