Beşiktaş pazartesi Erciyes ile oynadı.. Perşembe Tromso ile dişe diş mücadele verdi. Pazar günü ise Gaziantepspor karşılaştı..

Yani 6 günde 3 maç.. Gaziantepspor cumartesi günü Antalyaspor ile oynadı.. Aradan geçen 8 gün boyunca dinlendi ve Beşiktaş karşısına çıktı..

Şimdi bu iki takımın durumuna bakan her kim olursa olsun sahada koşan, mücadele eden, rakibini zor durumda bırakan "Gaziantepspor" olacaktır diye düşünür.

Ama gelin görün ki, Beşiktaş yağmur duasına çıkar gibi karşısında yürüyen, kendisini izleyen, yormayan, sıkıştırmayan bir Gaziantepspor duası yapmış ve bu dua da kabu olmuş..

Eğer.. dün akşam ki Gaziantepspor karşısında Beşiktaş yerine süper ligde hangi takım olsaydı fark asla böyle olmazdı.. Maçın başında ki yine çocuklarda Gaziantepspor formasının olmayışı moralimizi bozmaya yetti.. Ya bu işi ben bilmiyorum, ya da birileri Gaziantep adıyla dalga geçiyor.

Dalgayı birileri daha geçiyor. Galatasaray maçında 18 kişilik kadroya 3 kaleci koyuyor, Antalya maçına 17 kişiyle çıkıyor, Beşiktaş karşısına ise bu kez 16 kişi çıkartıyor. Ve bu görüntü artık Gaziantepspor'u değil, Gaziantep'i ciddi manada yıptarıyor.

Dünkü maçta Beşiktaş kalecisi Tolga ayakta bekleyeceğine bir sandalyeye otursa, hatta kendine kahve söylese yeriydi.. Bu kadar silik, bu kadar kişiliksiz bir futbol oynanacaksa biz ne bu futbolu izlemek istiyoruz, ne de o futbol adına tek kelime yazmak...

Beyler... Başkanı, yönetcisi. teknik adamı... Aklınızı başınıza toplayın.. Temsil ettiğiniz şehir Gaziantep... Yeter artık... Bu şehirle dalga geçmeyin...