Sakın bunları yazarak dile getiriyorum diye kimseler kızmasın.. Daha doğrusu kızacağını tahmin ettiklerim yani.. Bu yazacaklarım ki, burada yazdıklarımın onlarca, hatta yüzlerce fazlası olan konular, eğer Gaziantepin şu anda var olan gerçeği ise bana kızacak olanlardan ricamız, bu KENTLİ BAKIŞa sağduyulu yaklaşmaları olacaktır.. Çünkü saklanacak, gizlenecek bir şey yoktur yazdıklarımda.. Eğer bu şehirde hep birlikte yaşıyorsak, o zaman acıyı da hissetmeli, sevinci paylaşmalıyız.. Eğer Gaziantepte yaşayanlar ki, bu bahse konu kesim ağırlıklı olarak halk kesimi, yani avamdır.. Ama içinde AK Partilisi de vardır, CHPliside.. MHPlisi vardır HDPlisi de vardır.. Diğer partileri tutanlar, hatta partisiz olanlar, eğitimcisi, esnafı, memuru, işçisi ve işvereni vardır.. Hepsi ama istisnasız hepsi, Gaziantepte, yaşadıkları sorunlarına çözüm bulması gerekenlere ulaşamıyorlar.. Onların kendilerini umursamadığını düşünüyor, gündelik sorunlarında kenti yönetenleri yanında göremiyorlar.. Onun içindir ki, hiç kimse, o geniş halk kesiminin yaşadıkları şehrin idarecilerinden ve belediye başkanlarından memnun olduklarını düşünmesin demek zorundayım..

Gelin ilk etapta aklıma gelenleri teker teker sıralayalım..

1- Bu şehirde yaşayan insanlar, sık sık kesilen elektriklere çözüm bulunmadığını görüyor, karşılarında muhatap bulamıyor, uğradıkları zarar ve ziyanın keselerine kalacağına inanıyorsa..

2- Bu şehirde yaşayan insanlar, aniden kesilen sular sonrasında çaresiz bırakılıyorsa.. Arızaların uzun sürmesi karşısında perişan ediliyorsa.. Patlayan su boruları için belediyeleri ve GASKİyi arayıp vatandaşlık görevini yerine getiriyor, ama onların umursamadığını görüyorsa.. Özellikle Karataş bölgesindekiler bu yaz sıcağında susuz bırakılıyorsa..

3- Bu şehirde yaşayan insanlar, her gün trafik sorunu çekiyor ve düzelmesi adına bir adım bile atılmadığını görüyor, toplu taşıma işkencesi görüyor, özellikle 65 yaş üstü insanlar her gün şoförlerin hakaretine uğruyor ve sahip çıkan olmayınca kendi kaderlerine terkedildiğini düşünüyorsa..

4- Bu şehirde yaşayan insanlar, aylardır havaalanında aracını park edecek yer bulamıyor habire tur atıyor, kenti temsil edenler ile yönetenlerin, hatta oda başkanlarının sorunlarını çözme adına hiç oralı olmadığına inanıyorsa.. Çektikleri sıkıntıları görmeleri için onların da kendileri gibi yolculuk yapmasını düşünüyor, ama hepsinin de VIP giriş çıkışından geçtiklerine şahit olunca hayal kırıklığı yaşıyorsa..

5- Bu şehirde yaşayan insanlar, yıllardır gece yarıları saat 01-02 lere kadar silah sıkılmalarına, yine aynı saatlerde havai fişek atılmalara, düğün konvoylarının klakson çalmalarına çözüm bulunmadığını, evlerde, bahçelerde, sokaklarda, sitelerde, yüksek sesle nişan, kına ve düğün yapılmasına müdahale edilmediğini düşünüyorsa..

6- Bu şehirde yaşayan insanlar, gittikleri cafelerde, lokantalarda, içtikleri çaylarda, yedikleri yemeklerde bırakın kaliteyi, inanılmaz pahalı fiyatlara karşı kendi kaderiyle başbaşa bırakıldığını düşünüyor, şikayet edecek, dert yanacak bir yetkili veya muhatap bulamıyorsa..

7- Bu şehirde yaşayan insanlar, eskiden Valiye, Belediye Başkanlarına, Milletvekillerine rahatlıkla ulaşabiliyor, konuşup derdini anlatabiliyor iken, şimdi bir-iki Milletvekili hariç, diğerlerine bırakın görüp yaklaşabilmeyi, sesini bile duyuramıyorsa.. Es kaza ulaşmayı başardığı anda korumalar yüzünden iki kelime etmeye fırsat bulamıyorsa..

8- Bu şehirde yaşayan insanlar, Büyükşehir Belediye Başkanından bırakın konuşmayı görüşmeyi 1 yıldan beri boyunca randevu alamıyor, sorunlarını dile getirecek yetkilileri bulmakta zorlanıyorsa..

9- Bu şehirde yaşayan insanlar Sivil Toplum Kuruluşlarının sembolik işler yaptığını düşünecek hale gelmiş, odaların ve derneklerin sadece yöneticilerinin sorunlarını çözmek için faaliyet gösterdiğine inanır hale gelmişse..

10- Bu şehirde yaşayan insanlar, arsalarının çeşitli rant oyunlarıyla ellerinden ucuza alınıp, belediyelerle işbirliğine girenler tarafından değerli hale getirildiğine inanıyorsa.. Haklarının gasp edildiğini düşünüyor, sağlık, yeşil ve okul alanlarının işgal edildiğine inanıyor, şikayet edecek mercii bulmakta zorlanıp beddualarla teselli yolunu buluyorsa..

11- Bu şehirde yaşayan insanlar, tipik Ortadoğu şehirlerindeki gibi her köşe başında ot gibi büyüyüp çoğalan bilbordlara boğuluyor, her sabah o bilbordların yüzde 90ında büyükşehir belediye başkanının resmi ile karşılaşmaktan bıkma noktasına geliyorsa..

12- Bu şehirde yaşayan insanlar, onlarca gazete ve televizyonlar olmasına karşın bir- ikisi hariç gerek kendi sorunlarını, gerek şehrin sorunlarını rant hesabı yaparak görmezden geldiklerine inanır hale gelmişse..

13- Bu şehirde yaşayan insanlar, tiyatro ve sanattan mahrum bırakıldıklarını düşünüyor, hali hazırdaki Çeled Uşaglara bile belediyelerin asli görevi olmasına karşın bırakın yer temini konusunu, Ağustos sıcağında tiyatro severleri yenisi dururken, kliması çalışmayan hamam gibi eski salona mahkum ettirdiğini görüyorsa..

14- Bu şehirde yaşayanlar, ülkemizde peşpeşe askerlerimizin şehit edildiği ortamda, eğlencesini, düğününü, nişanını salonlarda yapmaları gerekirken, cadde ve sokaklara taşıyıp insanları taciz edenlere ses çıkarmayan, uyarıda bulunmayan kent yöneticilerini üzüntüyle takip ediyorsa..

15- Bu şehirde yaşayan insanlar Çocuk hastanelerinde ne kadar ilkel koşullarda tedavi yöntemi uygulandığını, hastaya saygının sıfır noktaya ulaştığını, Kadın Doğum hastanesinde ise yerlerin kan ve pislik içinde olduğunu, hamile kadınların o sıcakta daracık odalara tıkandığını, hijyenden yoksun buralardan kent yöneticilerinin haberinin olmadığını bilip kahroluyorsa..

16- Bu şehirde yaşayan insanlar, kent merkezine yığılan 400 bin Suriyeli ile iç içe yaşamak zorunda bırakılıyorsa.. Onların zaman içerisinde kültür ve geleneklerini kendilerine dayatmalarına ses çıkaramaz hale geliyorsa.. Suriyeliler yüzünden kiralık ev bulmakta zorlanıyor ve iki misli para ödemek zorunda kalıyor, üstelik kendi haklarını korumasını beklediklerinin tam tersine haksızlık yapanların yanında durduğunu görüyorsa..

17- Ve bu şehirde yaşayan insanlar, haftada bir gün de olsa Ökkeş Özekşinin 'Haftaya Bakış' köşesinde, buna benzer şeyler yazmasına rağmen tatmin olmuyor ve 'daha fazla yaz' diyorsa..

O ŞEHİR ŞEHİR OLMAKTAN ÇIKMIŞ, KURALINI KENDİ KOYANLARIN, İNSANLARA SAYGI KAVRAMINI YİTİRENLERİN, KANUN NİZAM TANIMAYANLARIN, İNSAN HAKLARINI DÜŞÜNMEYENLERİN YAŞADIĞI BİR ŞEHİR HALİNE GETİRİLMİŞTİR.. MAALESEF DÜZELMESİ ÇOK ZORDUR..

Hepinize iyi haftalar