Şunu asla yok sayamam.. AK Parti’nin taban ağırlıklı önemli bir kesimi ilçe ve il seçimlerinde değişimden yanaydı.. Sadece seçimler değil elbette, haksızlıklara inananlar, doğruların yapılmasını bekliyordu.. İşin sadece parti teşkilatları ve yönetimsel yönüne bakacak olursak durumlar hiç de görüldüğü gibi değil.. Şu ana kadar Yavuzeli hariç merkez ilçeleri henüz seçime gitmedi ama diğer ilçelerde başkanların değişmeyişi, belirli kesim dışında partilileri pek memnun etmişe benzemiyor.. “Demek ki herşey yalanmış, hani herşey seçime bırakılacaktı ve partide yenilikler yapılacaktı” diyenler, Cumhurbaşkanının Metal yorgunluğu mesajının bile Gaziantep'te tınlanmadığı görüşünde birleşiyor.. Ve bu yöndeki öfkeli seslerini ancak birbirlerine duyurabiliyorlar..Partililer, FETÖ operasyonunun sadece garibanlar, eğitimciler, akademisyenler, esnaf, memur ve bank Asya’ya kira parasını yatırmaktan başka kusuru olmayanların görevlerinden alınıp, cezaevlerinde tutulmasından zaten rahatsızdı.. Hele mahkemelerde suçsuz görülmesine rağmen tekrar göreve iade edilmeyenlerin vicdan azabını çekiyordu.. Sık sık bu konuda serzenişlerde bulunuyordu. Nitekim onlara işin yönetimsel boyutunda yapılacak değişimlerle bu işin üstesinden gelineceği pompalanarak tepkileri azaltma gayretine gidilmişti.. Ancak görünen o ki, birkaç yönetim kurulu üyesi dışında ilçelerde bu yönde partilileri tatmin edici bir sonuç çıkmadı..GÜVEN İYİCİ SARSILABİLİRŞimdi elbette gözler merkez ilçede ve Yavuzeli’nde.. Bu ilçeler sona bırakıldı çünkü sancılı bir pozisyondalar.. Milletvekilleri ve belediye başkanları görüş ayrılığına düşmüş vaziyetteler. Buna il başkanlığı ve yönetimi dahil. Milletvekili Sayın Abdülkadir Yüksel aslında, gazetemize ziyaretinde sinyali vermiş ve yönetici düzeyinde değişimler olabileceğini işaret etmişti. Şimdi gözler özellikle Şahinbey ve Şehitkamil ilçeleriyle il başkanı ve yönetiminin seçimlerinde.. Eğer burada da ciddi manada değişimler olmaz, veya olsa bile tercih konusunda tabanı ve partiliyi memnun etmeyecek sonuç çıkarsa, AK Partide güven konusunda ciddi manada sarsılma yaşanacaktır, söylemiş olayım..VATANDAŞIN SESİ ÇIKIYOR AMA DUYMAZDAN GELİYORLARGaziantep’te yaşayan halkın derdi çok.. Ondandır ki, telefonlarım susmuyor, mesajlar ve mailler kesilmiyor.. Geçen hafta yayınlamıştım bir okurumuzun mailini.. İnanın bu kent halkı huzursuz, mutlu değil.. Trafik zaten bezdirmiş hepimizi.. Günün her saatinde şehrin belirli kesimleri kilitlenmiş durumda. Trafik ışık süreleri var olan trafiğe göre çok dengesiz. Bir ara düzelir gibi oldu şimdi iyice bozuldu. Hele şu eski Nizip yolu tam cinayet merkezi gibi.. Her hafta mutlaka insanlar ölüyor.. Ne varki çözüm bulunamıyor.. Hırsızlık başını almış gidiyor. Hırsızlık yapanlar adeta ödüllendiriliyor. Çünkü çok rahat hareket ediyorlar. Evde iken bile içeriye girecek kadar cesaret buluyorlar.. Yakalansalar bile serbest bırakılıyorlar.. Bunu güvenlik güçlerinin ağzından dinlediğim için söylüyorum.. Sokaklarda, parklarda özgürce yürümek bile imkansız hale geldi.Sular kesilmeyecek deniliyor kesiliyor, elektrikler kesilmeyecek deniliyor kesiliyor..Gürültü deseniz sanki teşvik edilir şekle dönüştü. Hele geceleri çileden çıkıyor insanlar.. Bir türlü şu gece özellikle 24 den sonra silah sıkmaların, havai fişek atmaların, düğün konvoylarının korna seslerine çözüm bulunamadı.. Yeni Emniyet Müdürümüz bu konuyla ne kadar ilgilenir bilemem, ama Sayın Faruk Karaduman’ın da çözüm bulma ihtimalini zor görüyorum..BAŞPINAR YOLU İSYAN ETTİRİYORBaşpınara gidiş dönüş yolu, en geri kalmış ülkelerde bile bu kadar ilkel anlayışla yürütülmez.. İnsana lanet okutan türden bir çalışma anlayışına kimse “ne oluyor”diyemiyor. Dese bile aynı tas aynı hamam.. Nitekim Sayın Nejat Koçer aradı ve geçen hafta değindiğim OSB yolu konusunda ihaleyi alan müteahhit firma ile konuşulduğunu söyledi. Ama o günden beri bakıyoruz, çalışma yöntemi aynı. Çok kısıtlı çalışan personel, kaplumbağa hızıyla yapılan çalışma ve mesai saati bitince işi bırakma.. Yahu burası şehrin en önemli ulaşım yeri.. Gece gündüz çalışmayla biran önce bu iş bitmeli.. Ama işte orada duruyor ve PES diyoruz.. UNESCO –GASTRONOMİ DEDİK KAZIK FİYATLARI YEDİKBir şey daha var elbette.. Bu şehrin Lokanta ve cafelerine gidiyorsunuz kazık yemekten belimiz doğrulmuyor.. Fiyatlara kimse ne oluyor demiyor. MHP İl Başkanı Muhittin Taşdoğan söylemiş zaten.. "Gastoronomi’de çağ atladık dedik, fiyatlar havalarda uçuşuyor.."diye.. Zaten iyi ki Muhittin Başkan var.. CHP öyle vatandaşın derdiyle, kentin sorunuyla filan ilgilenmiyor ne yazık ki.. Onlara sadece haftaya bakışı okuyun yeter diyorum, CHP'de kimse oralı bile olmuyor.. Sayın Fatma Şahin’e bu fiyatlar konusunda daha önce denetim için formül önermiştik, o bile tınlamadı.. Demek ki kenti yönetenler ve sorumlu olanlar bu gidişattan memnun.. Vatandaş da sesini duyurabilmek konusunda çaresiz.. Ehh..işte birazcık biz yazıyoruz, o kadar.. STK’lar zaten yok.. Öbür STK dediklerimiz de projeler ve belediyelerden nemalanma peşinde.. Yani anlayacağınız vatandaşın halinden anlaması gerekenler, vatandaşın halini sormuyor bile.. Allah sabrımızı artırsın sadece bu kadar diyebileceğim..BU GAZİANTEP’E YAKIŞIYOR MU ?Elbette çevre illerde de varmış sorun ama en büyüğü Gaziantep’te.. Yazdık bu yöndeki haberleri peşpeşe ancak kentin değerli isimlerinden birisi olarak gördüğüm Sayın Gökhan Ayberk’in bu mesajıyla kimsenin kılını kıpırdatmadığını gördük.. Buyrun okuyun kararı siz verin:Sn. Ökkeş ÖzekşiMemleket sorunlarını cesurca dile getiren bir siz kaldığınız için size hitaben yazmak da uygun olacak.Yer sizin iş yerinizin karşısı, Emniyet Müdürlüğü.Bir araç aldım, bir aydır ruhsatımı çıkartıp üstüme alamadım.Daha önceki 2 kez denememde "ruhsat kağıdı yok, ancak bayramdan sonra gelir" dendi. Sadece Gaziantep'in sorunu da değilmiş.(rivayete göre kıymetli evrak yurt dışından bastırılarak getirtiliyormuş, biz organik hoşafla uğraşıyoruz, bu memleketin araştırmacı kuruluşları devre dışı sanki)Sabah 08:30 da açıyorlar kapıyı demişlerdi gittim. Sıra ön avluyu tam tur dolduruyor. (yarın da aynı olacak, görürsünüz)20 dk sonra "plaka sırası kontenjanı doldu, plaka için bekleyenler beklemesin" bilgisi geldi. (takipçiler bir defada o kadar çok plaka veriyorlar ki, normal vatandaşın şansı yok)Ruhsat devir işim olduğu için azimle içeri ulaştım. saat 09:01 "bu günkü sıra bitti, yarın gel"- Yahu daha kaçta gelinir, bilmiyorum ki,- Sabah 06:30 da gelip dışarıda sıraya giriyorlar, 08:00 dede içeri giriyorlar..!Bakınsam bir tanıdık bulur meram anlatır işimi hallederim.Ama dürüstlük ilkemde bu yok, yarın 06:30 da sıraya girer sıramı beklerim, azıcık sıra kavgası olur ama, ülkem böyle.***Gelelim irdelemeye, beynimiz sorguluyor ya..- Kıymetli kağıt neden bu ülkede basılamıyor?- Ortalama tüketimi belli, neden bitmeden gerekli tedbirler alınıp sipariş edilemiyor?Altı üstü bir araba aldım, hiç bir değişiklik vs yok, ruhsatı üstüme alacağım.Amerika'da gidersin, devletin acentaları vardır, ehliyet ruhsat pasaport..devletle ne işin varsa, oturacak sandalyeler, ikram çay kahve (gittim, biliyorum)Ne işim var Emniyette? Notere gittim mi gittim, ya noter ruhsatımı da teslim etsin, ya da araç muayene işini nasıl özele verdiysen, bunu da acenteleştir??Mevzuat..Mevzuatı yenileyecek olan kim? Sorunları mevzuat birimine raporlayacak kim??Mevzuat düzeltilemez mi?Hani devleti yönetenler çağ atladık, her şey güllük gülüstanlık diyorlar ya, her şey eski tas, eski hamam. bir tanıdık bulursan sıra numarasını alırsın, başkaları beklerken vicdanın götürürse. Mevcut düzene göre bu işini bilmek ve aptal olmamak.Devletin üst kademelerinde bu gün görev yapanlar, bir gün kendileri tanıdık aramak zorunda kalacaklarını düşünmüyorlar, çözümleri, hep SAĞLIKLI, ENGELSİZ OKSFORD OKUMUŞ insanlar için ve kendileri marabaları itip çeken kademede olmanın ferahlığı ile toplumdan kopuklar.Benim bu işte kaybetmekte olduğum zamanın da onlar için hiç bir önemi yok.GÖKHAN AYBERKHEPİNİZE İYİ HAFTALAR