Yunanistan da ki seçimleri ve yansımalarını değerlendiren Zirve Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Murat Özkaleli, “Yunanistan’da radikal sol söylemleri ile ön plana çıkan SYRIZA koalisyonunun ve bu koalisyonun genç lideri Alexis Çipras’ın dikkatleri üzerine çektiğini görüyoruz. Yunanistan aslında nüfus ve ekonomik açıdan çok büyük bir ülke değil; ancak gerek Avrupa Birliği gerekse NATO ittifakı içinde yer alması hem ekonomik, hem askeri açıdan Yunanistan’a ayrı bir önem atfedilmesine yol açıyor.” dedi.Dünya’da 2008 yılından itibaren yaşanmaya başlanan ekonomik krizin en kötü vurduğu ülkelerden birinin Yunanistan olduğunu belirten Özkaleli, “Aslında Yunanistan, Avrupa Birliği içinde yer aldığı ilk yıllardan bu güne 30 yılı aşkın bir süredir bütçesi sürekli açık veren ve bütçe açıkları Avrupa Birliği tarafından kapatılan bir ülke. Ancak ekonomik krizin bir yansıması olarak bir bakıma deyim yerindeyse “deniz bitti”. Başta “patron” Almanya olmak üzere Avrupa Birliği’nin zengin ülkeleri İspanya-İtalya-Yunanistan’dan müteşekkil “fakir” Akdeniz kuşağı ülkelerinin bütçe açıklarını kapatmak konusunda isteksiz davranmaya başlayınca bu üç ülkede (Kıbrıs Rum Kesimi’ni de dahil) ekonomik kriz dayanılmaz bir hal aldı; hükümetler yıkıldı hatta devletlerin bütçe sistemleri çöktü. İşte SYRIZA bu koşullar altında radikal söylemleri ile Avrupa Birliği’nin finansal yardımda bulunmak için dayattığı politikaların yol açtığı sosyal patlamanın yarattığı siyasi zeminde güç kazandı.” diye belirtti.Kıbrıs İçin Herhangi bir Açılım BeklenmiyorTürk-Yunan ilişkilerinde son dönemde bir yumuşama dönemi yaşandığını belirten Özkaleli, “ SYRIZA hükümetinin bu konuda çok radikal bir adım atmasını yakın zamanda beklenemez. Ancak Kıbrıs meselesi Türk-Yunan ilişkilerinin merkezinde duruyor ve Yunan radikal solu bu konuda aşırı sağdan çok da farklı düşünmüyor. Tüm günahı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Kıbrıs’taki mevcudiyetine bağlayan bir yaklaşımları var. Nitekim Çipras ilk dış ziyaretini Kıbrıs’a yaptı ve herhangi bir Yunan başbakanının takip edeceği rutin şeyleri yaparak Türklere karşı terör saldırılarına adı karışan insanların mezarlarını ziyaret etti. Basın yayın organları Çipras’ın bir açılım yapıp Kıbrıslı Türk “sivil toplum” örgütleri ile görüştüğünü yazıyorlar; ama resme yakından bakıldığında Çipras’ın gerçekte daha çok kısa bir zaman önce Türk askerini Kıbrıs’ta tecavüzcü ilan eden bir hükümet milletvekilinin yanı sıra Maraş bölgesinin kayıtsız şartsız Rumlara iadesini talep eden bir grup ile görüştüğünü görüyoruz. Bu bağlamda Çipras’ın “görüştüğü” Kıbrıslı Türklerin bir “açılım” olduğuna inanmıyorum. Bu insanlar zaten siyasi bir tez olarak kendilerini “Türk” olarak görmüyorlar ve Kıbrıs’ta Türk tezlerini değil, Rum tezlerini benimsiyorlar. “Çözüm” olarak Rum tezlerini külliyen benimseyen bir grup ile görüşmenin Kıbrıs’ta herhangi bir açılım sağlamasını beklemiyorum.” diye konuştu. BÜLTEN