Yolsuzluk, usulsüzlük vede rüşvet olayı, artık AK Parti hükümetinin sırtından indirilmeyecek ve yerde dile getirilecek ciddi bir kambur olmuştur. Çünkü Bakanlar ve oğulları suçüstü yakalandıkları gibi şimdi tutuklanarak cezaevine konulmuştur. Bundan ötesi düşünülemez artık. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ne kadar çırpınırsa çırpınsın, bu pisliğe batmış kişileri temiz veya mazur gösterme çabası ve sahiplenmeye çalışması, kendisine gönül verenleri sadece üzmektedir. Belki de üzülen ve hayal kırıklığı yaşayanlar tepkisini seçimlere yansıtacaktır. Ve belki de Mart yerel seçimleri büyük bir sürprizle sonuçlanabilecektir.

Şahsen açıkça söylemek gerekirse, Sayın Başbakan'ın daha ilk gece, üç bakana da hatta 4'ncüsüne de görevden el çektirmesini beklerdim. Yapmadı maalesef. Belki böyle yaptığı takdirde, kendisini yok etmeye çalışanların eline büyük koz vereceğini düşünmüş olabilir. Ve tıpkı gezi olaylarında olduğu gibi dış güçleri katarak, birde yıllarca hatta varoluş sebebinden birisi olan Cemaat'e savaş açarak bir taşla iki kuş vurmak isteyebilir.

GAZİANTEP'İ DE ETKİLEYECEK

Ancak unutulmasın ki, başından beri söylediğim gibi, AK Parti ile Cemaat et ve tırnak gibi olmuştur. Bu iktidara birlikte yürünmüştür. Ortak hareket edilmiştir. Hatta ötesini söylemek gerekirse, cemaat daha da büyüyerek, yargıda, emniyette ve eğitimde inanılmaz bir güce ve etkinliğe sahip olmuştur. Zaten Başbakan'ın sıkıntısı da buradadır. Bu gücün kendisini yok etmeye doğru gittiğini düşünmekte ve onun için bu yolsuzluk ve rüşvet olayının, cemaatin bir tezgahı olarak çıkarıldığına inandığı için, bakanlarına sahip çıkarak konuyu farklı noktalara taşımak istemektedir.

Onun içindir ki, emniyette kafalar koparılmıştır. Yargıda müdahale anlamına gelen hamleler yapılmıştır. Daha da yapılacaktır.Çünkü Başbakan hiç bu kadar öfkelenmemiş, hiç bu kadar kararlı görüntü sergilememiştir. Türkiye'de ne ise Gaziantep'te de benzeri yapılacaktır. Bu güne kadar Cemaatle ilişkileri olan kim var ise, gözünün yaşına bakılmadan üzerine gidilecektir. Bu nedenle de Gaziantep'teki seçim hesapları yeniden gözden geçirilecektir. Fatma Şahin için seçim, kesinlikle bundan 1 ay öncesi gibi çok kolay geçeceğe benzemeyecektir...

BU YAZIYI 25 KASIM TARİHİNDE YAZMIŞTIM

Müsaade ederseniz sizlerle bir yazımı paylaşmak istiyorum. Bakın yaklaşık 1 ay önce yani 25 Kasım 2013 tarihinde bu günlerin habercisi olacak nitelikte bu köşede bir değerlendirme yapmıştım. Unutmuş olanlarınız olabilir. Ama okuduğunuzda bu günlerin adeta işaretini verdiğimi göreceksiniz..

'Dünyada Türkiye kadar gündemi değişen, durup dururken sorun yaratılan ikinci bir ülke varmıdır bilemiyorum ama hepimizin yakın bir gelecekte bir bakışta bile hasım haline geleceğimizi şimdiden söylemeliyim. Son olarak nur topu gibi dershanelerimiz getirildi gündeme. Tabii söz konusu dershaneler olunca, işin seyri değişti. Çünkü dershane işi öyle Suriye ve Mısır işleri gibi değil. Hatta açılımın bile önüne geçebilecek etkide. Çünkü son derece hassas bir konu. Bu güne kadar ortak hareket edilen, birlikten güç doğurtulan, eğitimin tamamına yakınını yönlendirecek niteliğe kavuşturulan, eğitimdeki sistem uygulanmasında birinci derecede etkili hale getirilen, ülkenin yönetiminde danışılacak noktalara taşıttırılan, milletvekili ve belediye başkanları seçiminde söz sahibi yaptırtılan, bürokrat tayin ettirilen, yargıda ve emniyette köklü şekilde yapılandırılan, gazeteler ve gazetecileriyle, yazarlarıyla yıkılması zor bir güç oluşması sağlanan Cemaat gerçeğini bu kadar kolaca saf dışı bırakmak mümkün değil. Bu teşebbüs baş ağrırtır. Bu hareket iktidar partisinin yol haritasında sıkıntılara sebebiyet verir. Bu reddediş, varolma sebebinin temelinin sarsılmasına yol açacak kadar etki yaratır.

ET TIRNAK GİBİ OLUNMUŞTU

Ben olayın bu yönündeyim. Çok ilginç gelişmeler yaşayacağız, bu dershane konusu yüzünden. Başbakan'ın kesin ifadeleri, o saate kadar bu işin askıya alınacağını ve bir kenarda bekletileceğini hesaplayanları şaşkına çevirdi, adeta ellerini ayaklarını bağladı. Konu o kadar hassas ki... Gerek parasal, gerek etkisel güç. Bu güne kadar iktidarın içinde olan, güç elde eden, en küçük taşra teşkilatından tutun da en tepedeki parti yetkilisine kadar sözü geçen, danışılmadan iş yapılmayan cemaatin önemli mevkilerdeki isimleri bir anda boşluğa düşecekler. Çünkü eskisi gibi kimse kendilerinden icazet alamayacak, kendilerine başvurulmayacak. İlişkiler aleni değil, gizli olacak. Başbakan duymasın diye büyük çaba sarfedilecek. Ve daha neler, neler olacak, işin derinliğini bilenler ne demek istediğimi çok iyi anlayacaklar. Benim bu konudaki son sözlerim, Başbakanın son derece kararlı tutumunun, bu güne kadar et ile tırnak gibi yaşayan AK Parti ile Cemaat mensuplarının mecburi ayrılıklarının ülkede pek de hayırlı sonuçlar doğurmayacağıdır. '

DOSYALAR VE KASETLER SIRADA BEKLİYOR

Evet. Fazla yoruma gerek görmüyorum. Söyleyeceklerim sadece bundan sonraki yol haritasında AK Parti'nin el ele, sırt sırta verdiği Cemaat veya Hizmet hareketinden destek görmeyecek olmasıdır.Yarınlar ne getirir söylemek zor. Ama şu gidişata bakılırsa, Tayyip Erdoğan, Cemaat ile köprüleri attığından her türlü darbeyi indirmek isteyecektir. Haliyle buna karşılık olarak da, yolsuzluk, usulsüzlük ve rüşvet hamlelerinin yanı sıra, kasetler piyasaya sürülecektir.

CEMAATİN TELEVİZYONLARI VE GAZETELERİ BAŞBAKANIN CANINI SIKACAK

Şunu kesin olarak ifade etmeliyim ki, Başbakan ile Cemaat arasındaki kavga, Gezi veya ordu mensuplarına Ergenekon yöntemli indirilen darbeye benzemeyecektir. Çünkü Ergenekon ve Gezi olaylarında sadece Halk TV ve Ulusal kanal haber yapabiliyordu. Gazete olarak ise, Sözcü ve Aydınlık ağırlıklıydı. Bu haberler ise AK Parti'nin hitap ettiği geniş kesimlerce okunmuyor, izlenmiyordu. Haliyle gerçek anlamda Türkiye'de ne olup bittiği geniş halk kesimlerince bilinemiyordu. Ama şimdi durum farklı. Çünkü AK Parti tabanının sürekli izlediği kanallar hükümetin yolsuzluk ve rüşvet haberlerini veriyor. Hemde en ince ayrıntılarına kadar. Samanyolu TV, Bugün TV AK Parti için çok çok önemli kanallar. Buna birde Zaman ve Bugün gazetelerini eklerseniz, bu yönde CNN Türk'ün eski çekingenliğini bıraktığını, üstüne üstlük FOX kanalının her şeyi açıkça yayınladığını hesaba katarsanız, işlerin eskisi gibi AK Parti lehinde olmayacağını görmüş olursunuz.

CHP AKİF EKİCİ İLE HEDEFE ULAŞABİLİRMİ?

Son ana kadar ön plana çıkmayan ama genel merkezdeki çalışmasıyla Gaziantep'e Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmayı başaran Akif Ekici ile CHP hedefe ulaşabilirmi. Şu gerçeği kabul edelim. Yukarıda da yazdım, Gaziantep'te seçim ortada gözükmese de, son gelişmeler sonrası hükümetin cemaat ile arasındaki tartışma, üstüne üstlük yolsuzluk olayları vatandaşın kafasını iyice karıştırmıştır. AK Parti artık eskisi gibi rahat olmayacaktır. İşte burada gözler geçen yerel seçimde yüzde 30 ları bulmuş CHP'nin büyükşehir adayına çevrilmişti. Dün bu isim belli oldu ve CHP büyükşehir için Akif Ekici'yi tercih etti. Parti içerisinde bile tartışılan Sayın Ekici'ye ciddi manada destek veren, hatta bu yönde kendi yönetiminin bile tepkisini alan İl Başkanı Mehmet Gökdağ'ın istifa ettiğini açıklaması nedense pek inandırıcı gelmedi. Gökdağ'ın istifası, olası tepkilerden kurtulmak için yapılmış bir senaryo olarak değerlendirildi. Tabii bu CHP'nin kendi iç sorunu. Yarınlar ne gösterir bilinmez. Bir bakarsınız şimdi tepki gören Akif Ekici ile Mehmet Gökdağ, seçimde göstereceği performansla partideki kırgınlıkları ve öfkeyi azaltıp iyi işler yapabilir. Bekleyip görmekte yarar var.

BOŞLUĞU MHP DOLDURABİLİR

Ama şunu da görmek lazım, eğer CHP toparlanamaz ise, MHP'nin çıkış yapabileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü MHP kemikleşmiş ve tüm adaylarıyla müthiş bir çalışma içerisine girmiştir. Bu heyecanı ve bütünlüğü CHP'de görmediğimi söylemek zorundayım.

Hepinize iyi haftalar