Üniversiteyi henüz bitirmiş ve Gaziantep'e geri dönüş yapmıştım. O zamanlar Spor 27 adı altında yayın hayatına başlayan gazetemiz deplasman zaferine ''Bu Galibiyete İçilir'' manşetini atmıştı…

Bu manşete itirazım vardı, gazeteyi aradım ve hiç aracı olmadan hemen karşımda buldum Ökkeş Özekşi'yi. Manşeti sorguladım. Bizlerin maçı TV'den seyrederken dua ettiğimizi ve galibiyeti içerek kutlayamayacağımızı ifade ettim. Gel o zaman yaz dedi. Öyle başladı her şey…

Henüz tabloid baskı ile çıkıyordu. Bir dergi gibiydi. Veliç İşhanı'nın birinci katında küçücük, sıcak ve samimi ortamında ilk kez tanıştık.

"HARBİDEN" adlı köşe yazısı böylece doğmuş oldu… Spor27'den Gaziantep27'ye uzanan 18 yıllık serüven böylece başlamış oldu. Harbiden, Cuma Yazıları, Güncel-Aktüel ve Spor yazıları derken uzun bir maratonun ve bir ailenin üyesi oldum.

Gazetemiz 19 Ağustos 1994'te yayın hayatına başlamıştı. Aynı gün perşembeyi cumaya bağlayan gece Mevlid Kandiliydi. Peygamber efendimizin doğum günüydü. Böylesi güzel bir günde başlamıştı her şey…

Daracık bir buçuk odada başlayan Spor27, bugün modern tekniklerle Gaziantep'in en etkin gazetesi olma hüviyetini devam ettirmektedir. Bir bakıma beraber büyüdüm ben onunla. Henüz 25 yaşında genç bir delikanlı iken çıktığım bu yolda kırklı yaşların olgunluğunda devam ediyorum.

GAZETENİN DEĞİL, AİLENİN ÜYESİYİM

Gazetenin bir yazarı değil ailenin bir üyesi hissediyorum kendimi. (Milli Şef) Demir Kanalıcı vardı rahmetli ağabeyimiz. Kabile reisi (Oturan Boğa) Ökkeş Özekşi'ydi. Leyla (Müdire), Serdar'a (Hamal) demiştim ama o bunu pek beğenmemişti. Ama gazetenin tüm teknik işlerinin yükü omzundaydı. Zeyno (Takta), Ahmet Mengüç (Demirbilek) Fatih (Keçe), Yusuf (Gıl) idi. Bana (Tiyatrocu) lakabını koyan da Ökkeş abiydi. Orhan Dineri ise (Orhan Baba)

NELER NELER GÖRDÜK

Sakıp Özberk, Heylens, Hüseyin Kalpar, Mitroviç, Erdoğan Arıca(rahmetli), Multescu, Nurullah Sağlam derken bugüne kadar uzanan teknik direktörlerle hasbıhal oldum…

İlk İnter-Toto kupası heyecanını yaşadım. UEFA Kupası Roma zaferine şahit oldum…

Çok deplasmanlarda yollarda perişan oldum. Samsunspor deplasmanından 24 saatte geri dönebildim.

NİCE 18 YILLAR

Adana TSYD kupasında Adana Demirspor taraftarları tarafından az daha linç edilecektim. Kale arkasında maçın fotoğraflarını çekiyordum. O zaman bizde oynayan Ayhan Akman ile çok iyi arkadaştık. Çok gol kaçırmıştı. ''Hadi oğlum at artık'' dedim. O da ''Abi söz atacağım'' dedi. 5 dakika sonra golünü attı ve yanıma koştu. Sarmaş dolaş olduk. Ondan sonra fırtına koptu. Kale arkasındaki fanatik Adana Demirspor taraftarları ''Sakallı'' diye tempo tutturdu. O zaman sakallıydım. Küfrün biri bin para. Yabancı maddeler başıma yağıyor. Basın Yeleği üstümde ama nafile. Maç biter bitmez kendimi şeref tribününe zor attım. Çok eğlenceliydi!

Nice 18 yıllar…