Maçtan sonra herkes farklı duygular içerisinde ve bu hala devam ediyor..
Kimsenin yüzü gülmüyor, üstelik direkt olarak suçlayacak bir adres bulamıyor..
Çünkü ortada son saniyelerde yenilmiş bir gol ve alınan yenilgi var..
Hakem suçlu diyorsun, tam o sırada yenilen gole baktığında tepkiyi tabiri caizse çocukca gol yiyen kendi takımının futbolcularına çeviriyorsun..
Sonra da Diawara gibi iş yapacak, Beşiktaş defansını ileriye götürmeyecek ve hava toplarında gerek doldurt boşaltlarda, gereksede savunma sırasında rakibine hava üstünlüğü sağlayabilecek adamı kenarda tutan teknik adama takılıyorsun.. Aslında suçlu aramak isteyenler için bulunmaz bir ortam..
İsteyen istediği herkesi suçlayabilir, ayrıca istediğini savunabilir..
Ben dünkü maç dahil olmak üzere, olaya üç pencereden bakmak istiyorum..
Birincisi bu futbolcu kadrosunun yapısı henüz tam bir pozitif görüntü veremediği için beni rahat ettirmiyor.. Her ne kadar Beşiktaş maçında iyi mücadele etselerde, sağ ve sol kanatlardaki zaafiyet, gol bölgelerine yeterince top taşıyamama ve son vuruşlarda etkisizlik can sıkıyor..
İkincisi teknik direktör Mesut Bakkal'ı ve ne yaptığını hala anlamış değilim..
Üçüncüsü ise en beğendiğim hakemlerden birisi olarak gördüğüm Bülent Yıldırım'ın, özellikle bizlerin çok iyi görüp anlayabileceği ince ince doğrama işini son derece başarıyla tamamladığı..
Bazen İbrahim Kızıl'a bir maç sonrası "ince ince doğradılar"ı söyledi diye "fazla sert bir ifade kullandı" diyoruz ama, bu maç tam öyle bir ifadeyi kullanacak bir maç oldu..
Bülent kardeş, maçın başından sonuna kadar Gaziantepspor'un gardını düşürme adına, ataklarını kesmek ve faulleri görmemezlik adına yardımcılarıyla birlikte elinden ne geldiyse yaptı.. Hele uzatma dakikaları tam bir Beşiktaş eyyamcılığıydı.. Zaten futbol dünyasında bir süreden beri Beşiktaş'ın tetikçisi olarak söylenmeye başlandı bile.. İşte bu yüzden hakemlere bir türlü güven duyamıyor, inanamıyorum..
Peki yenilgideki tüm kusur hakemdemiydi ?
Elbette değil..Bu işin önemli bir parçası ama, Gaziantepspor'lu futbolcuların da golden önceki pozisyondaki hataları affedilecek gibi değil..
Rakip taç atacak top orta alana yakın yerde kimse orada durmuyor ve ceza alanına yığılmış bekliyor..Yani taç atışında top boşta duran İbrahim Akı'a atılsın o da orta yapsın, bizde güya ofsayt için ileri çıkalım ama Çoğum geride kalarak ofsaydı bozsun, böylece Batuhan denilen 16 yaşındaki çocuk golünü atsın..
Aynen böyle.. Ve biz böylesine ucuz gol yiyerek hiç değilse tek puan alabileceğimiz maçı kaybettik..