Bir okurumuz, adına sentetik kannabionid adı verilen öldürücü zehirlerin ülkemize ilk defa ne zaman girdiğini soruyor. Lakin en baştan belirtmeliyim ki, küresel boyutu olan madde bağımlılığı tüm dünya ülkeleri açısından 'insanlık suçu olarak görülmektedir.

Halk arasında Bonzai, Jamaika gibi adlar verilen sentetik öldürücü maddelerin yurda girişi ile ilgili olarak yapılan çalışmalar şunu gösteriyor ki, bazı organizasyonlar masum gençlerin üzerinden daha çok para kazanmak ve kar elde etmek için bu yola başvuruyor. 'Az malzeme ile çok insanı yok etme faaliyeti bonzi denen belayı anlatmaya yeter de artar bile. Zaten bonzainin toksikolojik raporlarda belirtildiği üzere gerek nörolojik, gerekse dolaşım sistemi üzerinde olumsuz yan etkileri mevcut. Son yıllarda ortaya çıkarak ciddi bir bağımlılık problemi oluşturan sentetik kannabionidler (Bonzai) olarak adlandırılan bu tip uyuşturucular değişik kimyasal farklılıkları ve çeşitleri olan ve çok sayıdaki maddeler ve bileşenleri kontrol ve izleme yönünde ciddi zorluklara sebep olmaktadır.

Genel olarak bu sentetik kannabinoidlerin özelliği vücutta kannabinoid reseptörlerinin vücutta verdiği etkiye benzer etkiye sebep olmaktadır. Hint Kenevirinde bulunan ana etken kimyasal madde olan THC maddesinin etkisini değişik derecelerde olarak sahip olduğu tespit edilmiştir.

İnsanlar üzerindeki farmakolojik ve toksikolojik etkileri tam olarak tespit edilememiştir. Bu maddelerin vücuttaki yarı ömürleri ve psikoaktif etkileri araştırılmakta ve yüksek potansiyeli bilinmektedir. İlk defa bonzai kullanıp hayatını kaybeden insanların sayısı az değildir.

Uyuşturucu ekimi, üretimi, kaçakçılığı ve kullanımının büyük sorun olmaya devam ettiği dünyada artan fiyatlar, küçük eroin organizasyonlarını daha karlı olduğunu düşündükleri çeşitli uyuşturucu maddelerine yöneltiyor. Ülkemizde de önemli bir sorun olan uyuşturucu kullanımı, başta gençler olmak üzere bağımlılarını hayattan koparmaya devam ediyor.

Genellikle bir defadan bir şey olmaz denilerek başlanılan uyuşturucunun pençesinde olan kişiler, para bulamadığında çeşitli yöntemlere de başvuruyor. Uyuşturucunun en ucuzunu almaya çalışan bağımlılar, bazen kurye olarak da kullanılıyor. Uyuşturucu ticareti yapan şüpheliler, çaresiz kalan bu insanların durumundan her fırsatta faydalanmaya çalışıyor. 2011 yılı KOM raporunda, ( uyusturucumaddeler.com )Afganistandaki tarla çıkış fiyatının yükselmesi ve afyon üretimindeki düşüşün eroin fiyatlarına yansıdığı, artan fiyatların küçük eroin organizasyonlarını daha karlı olan maddelere yönelttiği belirtiliyor. Öyle ki; bu dönemde yapılan değerlendirme ve tespitlerde, 2010 ve 2012 yılında sigara kaçakçılığına karıştıkları tespit edilen 122 kişinin geçmiş dönemde 50 gram ve üzeri eroin kaçakçılığına karıştıkları görülüyor. Bonzai, 2010 ve 2011de küçük miktarlarda getirildi.

Sokak dilinde bonzai olarak bilinen 1-naphthalenyl methanone, diğer adıyla JWH-18 grubu sentetik kannabinoid türevi bir uyuşturucu madde. Bonzai, genellikle diğer kurutulmuş bitki kırıntılarına emdirilmek suretiyle kullanıma sunuluyor. Sentetik kannabinoid türevlerinin Türkiyede bitki kırıntılarına emdirilmesi haricinde sıvı ve toz halde yakalamaları da gerçekleşti. Sentetik kannabinoid türüne her geçen gün yeni türevler ekleniyor ve piyasaya sürülüyor. Birçok ülke de bu durumdan olumsuz etkileniyor. Türkiyede ilk defa 2010 yılında görülen sentetik kannabinoid türevleri, 2011 yılında yasa kapsamına alındı. 2010 ve 2011 yıllarında küçük miktarlarda Türkiyeye getirilen bonzaide, 2012 yılında yüklü yakalamalar oldu.

Bunun yanında sokak satıcılarına yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda miktarı az olmakla birlikte, tek başına ya da diğer uyuşturucu maddelerle (çoğunlukla esrar ve sentetik hap) birlikte ele geçirildi. Raporda, Türkiyede 2010 yılından itibaren bonzai yakalamalarında artış görüldüğü vurgulanıyor.. 2012de 391 operasyonda 896 kişi ile birlikte 197 kilogram bonzai ele geçirilmiş. 2011 yılına göre bonzai yakalanmalarında görülen 18 katlık artış, yakalama yapılan il sayısının 21den 47ye çıkması Türkiyedeki pazarın gelişimi hakkında ipuçları veriyor. 2011 ve 2012 yılında yapılan yakalamaların büyük bölümü, ülkenin batı illerinde gerçekleşiyor.

Ülkemizin uluslar arası işbirliği içinde olduğu ülkelerle ortak hareket etmesi neticesinde başka bir devlet içinde yeni çıkan bir zehir anında ülkemize bildirilmekte ve bu konuda gerekli önlemler alınmaya çalışılmaktadır.Yazımızdaki bahse konu sayısal veriler (uyusurucumaddeler.com ) adlı siteden alınmıştır.)Teşekkür ederiz.