Önce Ramazan bayramı öncesi ?Haftaya Bakış?ta dile getirdiğim yazıyı tekrar hatırlayalım:

?-HEP BÖYLE KAL, SAYIN FATMA ŞAHİN



Prensip kararımı bozdum ve iftarına gittim. 3 gün önce arayıp özellikle gelmemi isteyince kıramadım..Ama iyi ki gitmişim..Çünkü orada BAKAN olmuş ama hiç değişmemiş, her zaman olduğu gibi herkese saygılı davranan, hatır gönül soran BİZİM FATMA ŞAHİN'i gördüm..Detayına girmeyeceğim, çünkü daha fazla övmem gerekecek.. Biliyorum ki, yarım asırlık yaşamımda ne Bakan'lar ne Milletvekilleri gördüm..Sıradan insan veya siyasetçi iken yaptıklarından etkilendiklerimin, milletvekilli ve bakan oluncaki tavırlarını görüpte hayal kırıklığı yaşadıklarım var bu dünyada.. Söyleyeceğim tek şey Hep böyle kal Sayın Şahin.. Hep böyle kal?
Evet.. Şimdi dönelim bugüne ve söyleyeceklerime..Bir kere hemen belirteyim Yukarıdaki düşüncelerimi aynen muhafaza ediyorum.. Ama gözlediğim kadarıyla Sayın Fatma Şahin?in bu davranışları suistimal ediliyor.. O?nun nezaketi, insanlara saygısı, Gaziantep topraklarına girdiğinden itibaren küçümseniyor.. Başka Bakan?lara karşı gösterilen ciddiyetten, saygıdan ve kurallardan uzaklaşılıyor. İçerisinde ?Bizim Fatma? veya ?Fatma Bacı? saplantısı olan düşüncelerin şekillendirdiği kafalar, devletin Bakan?ına karşı genel ortamda nasıl davranılması gerektiğini kavrayamıyor.. Oysa aynı kafalar, başka bir Bakan geldiğinde son derece dikkatli ve saygılı davranıyor.. Galiba Gaziantep?te bunun ölçüsü bir türlü bulunamıyor. Bunda Sayın Fatma Şahin?in iyiniyetli yaklaşımı elbette önemli rol oynuyor. Fazla ayrıntıya girmek istemiyorum, böyle bir yazıyı bir zamanlar belediye başkanı olduktan sonra Sayın Asım Güzelbey için de yazmıştım.. Sayın Şahin mütevazi davranıyor diye O?na gösterilmesi gereken saygının ölçüsü kaçırılırsa, büyük ayıp yapılmış olunur.. Bunu gerek parti teşkilatı, gerek bürokrat gereksede kentin önde gelen isimlerinin dikkatlerine sunuyorum..

VALİ?NİN EĞİTİME BAKIŞ
AÇISI ÇOK ŞEY DEĞİŞTİREBİLİR

Geçen hafta Sayın Vali Erdal Ata?ya eğitimle ilgili bazı konuları aktarmış ve Gaziantep?in geri kalmışlığını durdurmak ve toparlanıp ileri gitmesini sağlamak istiyorsa, bu güne kadar eğitimle ilgili raporların hiçbirisini yol haritası olarak dikkate almaması gerektiğini vurgulamıştım.. Gerçekten de, eğitim konusunda doğru adreslere gidilmesi halinde sorunlar kısmen de olsa çözebilir.Yeterki kararlı olunsun, yeterki inanılsın.. Çünkü yıllardır Gaziantep ne çektiyse yanlış teşhis, tesbit ve tedavi yöntemlerinden çekti.. Kalp hastalığına göz ağrısı, ayak ağrısına mide hastalığı teşhisi konuldu.. Basmakalıp yöntemlerle kent yöneticileri kandırıldı, çözüm isteyen siyasiler aldatıldı..
Okul alanları talan edildi. Göç bahanesiyle insanların kafaları karıştırıldı.. Öğretmenler sahipsiz, öğrenciler kendi haline bırakıldı.. Okul müdürleri sadece okullarına , öğretmenlerine ve öğrencilerine odaklanma yerine farklı hesaplar içinde olmaya sevkedildi.. Öğretmen kalitesi düşürüldü, bu insanlara biat kültürü aşılanarak, başarının başka yöntemlerle elde edilebileceği ve etliye sütlüye karışmayıp, sadece kendilerine söylenenlere ağırlık vermeleri istendi..Öğrenciler konusunda sağlıklı fikir üretilmedi. Daha iyi eğitim almaları için üretilen projeler ise hayata geçirilse dahi, sonuç açısından verimli olma yüzdesini çok aşağılarda tuttu..Veliler hiç ciddiye alınmadı. Rehber öğretmenlik konusu angarya gibi görüldü..
Şu bir gerçek ki, Gaziantep?te okul müdürlerinin yüzde 90?ının eğitimin kalitesiyle ilgilendikleri filan yok.. Büyük çoğunluğu farklı düşünce içindeler. Öğrencilerin daha iyi koşullarda eğitim görme konusunda hiç çabaları yoktur. Kafalarının içinde yüzde onluk kısmı ancak eğitimle ilgilidir.
Öğretmeninin sorunlarını es geçerler, öğrencilerin daha iyi eğitim alması konusunda hiç çaba göstermezler. Öğretmenine sahip çıkmaz, hatta onların bazı sorunlu öğrenciler tarafından hırpalanmasına göz yumarlar. Çok net ifade etmek istersek Bir okul müdürü için okulunun idari sorunları, eğitimdeki kalite sorunlarından çok daha önemlidir..Gerisini siz hesap edin..
Milli Eğitim Müdürlüğüne bir bakın..Yıllardır makam sahibi olanların, koltuklarına sakız gibi yapışanların şehrin eğitim konusunda ne yaptıklarını bir araştırın..Çok zor değil, bir incelendiğinde ?sıfıra sıfır elde var sıfır? görürsünüz..
Yine üzerine basa basa söylüyorum, Sayın Vali eğer bu kentin eğitimde silkinmesini istiyorsa, önce geçmişte neler yapıldığına mutlaka göz atmalı ve o yapılanların tam tersini yaparak yola koyulmalıdır..

BU ŞEHİRDE GÜRÜLTÜ VE HAVAİ
FİŞEKLERİ DURDURACAK KİMSE YOKMU

Fenerbahçe maçı nedeniyle İstanbul?dan gazeteci arkadaşlarım geldi. Gece otelde dinlenmişler, gündüz alışverişe çıkmışlar. Hepsi de söz birliği etmişcesine ayrı ayrı beni arayıp ?yahu Ökkeş nedir bu Antepteki gürültü. Gece bomba gibi sesler, gündüz ambulans sesleri, onlar susunca arabaların klaksonları, bu şehir ne hale gelmiş?dediler..
Tabii özellikle bu yıl benim gürültü konusunda mücadele verdiğimi bilmediklerinden hepsiyle konuşurken derin bir ahhh.., çektim..Gaziantep?in gürültü konusunda şu anda Türkiye?nin en önde gelen illeri arasında olabileceğini söyledim..
Tabii hepsi şaşkın biçimde, ?tamam da yokmu bunları uyaran, kontrol eden. İstanbul?da bile bu kadar değil. En azından gece yarısında konut bölgelerinde havai fişek atılmıyor. Atılsa bile erken saatlerde oluyor?diye konuştular..
Hatta Yusuf Kobal kardeşim bunu Twitterde yazmış ve ? Gaziantep'te sürekli ambulans sirenleri çalıyor, onların bastıramadığı anlarda da araç kornaları. Desibeli kesilesi şehir! ilginç, Halep de böyleydi. komşuluktan olsa zaar!?diyerek ironik bir yaklaşım sergilemiş..
Evet..Ne yapılsa ne söylense bu kentte, vilayeti de, emniyeti de, belediyeleri de gece yarıları havai fişek konusuna çözüm bulma konusunda, vatandaşın hassasiyetlerini dikkate almıyorlar.. Bir ara Vali Süleyman Kamçı genelge yayınlayıp saat 22?den sonra havai fişek atılmasını yasaklayacağını söylemişti. Emniyet yetkilileri peşpeşe toplantı yapmıştı.. Ama devlet olarak söylediklerini bir türlü uygulamaya geçiremediler..Yine gece yarıları silahlar sıkılıyor, yine havai fişekler atılıyor. Hemde saat 01- 01.30?a kadar..Geçen hafta cep telefonumdan 3 kişi aradı. Bir ilçe belediye başkan yardımcısının evinin çatısından havai fişek atıldığını söyledi. Aradıklarında saat 01.30?du..Bu hafta beni uykudan uyandıran ses ise 01.15?de geldi..
Şimdi Sayın Vali Erdal Ata, yeni geldiği için bu sorunları hemen kucağında bulması elbette şanssızlığı..Ama bu kentte yaşayanların yüzde 90?ı gürültüden ve gece yarısı atılan havai fişekten şikayetçi ise, o zaman birincil öncelikleri arasına gürültüyü de alması gerekir diye düşünüyorum..

KAMİL AYAN?I UNUTMAYACAĞIZ

Kavaklıkta spor yaparken en hızlımız kendisiydi..Bazen kızar ?artık yeter, profesyonel sporcu bile hergün senin kadar koşmuyor?derdim..Güler ve ?ne yapayım ayaklarım gidiyor?derdi..Genç bir işadamıydı. Başarılıydı. Siyasete de bulaşmış ama uzatmamıştı. Gazetemizde ara sıra köşe yazar, gerek siyasi gereksede kent sorunlarına çözüm önerileri getirirdi. Son bir yıldan beri beynine yerleşen sinsi ur, onu aramızdan aldı götürdü. Oysa o kadar azimli ve inançlıydı ki, ?bunu yeneceğim?derdi. Gitmediği doktor başvurmadığı yöntem kalmamıştı.. Ama başaramadı ve genç yaşta hayata veda etti..Cenazesinde ağlayan eşini görünce dayanamayıp bir köşeye kaçtım.. Gerçekten de zordur böyle ölümler..Kamil Ayan aramızdan ayrıldı ama kalbimizde her zaman yaşayacaktır. Mekanı cennet olsun diyorum..