Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum... Bana bir torba pirinç bir teneke yağ verenin...
"Neyi olursunuz onu söyleyin Ayşe teyzeciğim..."
Birinci konumuz: bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum... Bu söz, okumanın, öğrenim görmenin, öğrenci olabilmenin başlangıcı, doğrusu şu çocuk yaşta alınan eğitimden söz ediliyor, çünkü eğitim bir harf öğrenmekten başlıyor...
Okullar açıldı çocuklar, gençler okula başladı ıssızlığına alıştığımız okul bahçeleri cıvıl, cıvıl... Okul bahçelerindeki araçlar ise gıcır, gıcır...
Orta öğretime başladığım yılları anımsadım birden... İstasyon caddesindeki okulun önünden geçerken... Bu okulun adı "TC Milli Eğitim Bakanlığı HAS_N ALİ YÜCEL LİS_Sİ..."
Okul bahçesi ve aynı zamanda "otopark olarak kullanılan" bahçe kapısı üzerindeki tabela aynen böyle... A ve E harfleri düşmüş olabilir... Kazadır düşer... Bir Televizyon Reklâmında "kirlenmek güzeldir" diyor... Benzetmeyelim sakın, "düşmek kötüdür," şu mübarek günde düşmanıma vermesin... Fuar alanının etrafına çekilen "utanç duvarının" üzerindeki, yapılmak istenen otel inşaatının dijital baskılı reklâmları gibi... "Ve içindeki direnenler gibi..."
Gençler onca parayla yapılan dijital baskılı reklâmları bir baştan bir başa koparıp atmışlar... Toplumun izni olmadan da yapılsa onca emeğe yazık olmuş... Fuar alanı ve söz konusu lise karşılıklı olduğu için konular birbirine girmeğe başladı... Fuar içinde "ağaçların kesilmesini" destekleyenleri görünce hiç şaşırmadım... Kimdi bu destekçiler derseniz hiç çekinmeden söyleriz...
Her öğrencinin bir örnek aldığı öğretmeni vardır... "Sevgili Enver Mıhçıoğlu, Osman Asiltürk, İhsan Marangoz, A.İhsan Cantimur, Rasim Kont, Nedim Kaya, Ökkeş Kıroğlu, Adnan Aykanat, Mehmet Kireç, M. Ali Öngen, Tevfik Özkul, Durdu Kuytak, Mehmet Öztürk, rahmetle andığım Mustafa Bediroğlu... Ya öğretmenlerimiz Hatice Güllü, Fatma Toprak, Feridun Erserim, Enver Berktaş, Hasan Yılmaz (Ustura), Numan Kartal, Şükran Gereççi, A. İhsan Gereçci, Oya Tarhan ve hatırlayamadıklarım..."
Evet, ortaokul arkadaşlarımı ve öğretmenlerimi, bu nedenle bir daha andım onların isimlerini tekrarlamak, görüşemesek bile çok güzel...
Her birimiz bir öğretmenimizi örnek almıştık, almamak mümkün değil, çünkü ne demişler... "Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum..." Şimdi... Zamanında özel otomobili birkaç kişide veya sinemalarda görebilen öğretmenlerimiz... Özel otolarını okul bahçesine park ederek bunu öğretiyorlarsa, bunun bana göre örnek alınacak bir tarafı kalmamıştır...
Öğretmenlerimiz bu araçların çok daha iyilerini hak etmiş olsalar da...
Asıl yanlış, öğretmenin ücretinde olsa da, bu yanlışı veya bana göre yanlışı, birçok "okul bahçesinde", hatta hocanın cami avlusuna aracını park ettiğini görebilmeniz bile mümkün...
Mesai bitiminde "ticari taksilerde" çalışan öğretmenleri, memurları da çok iyi biliyoruz...
"Üniversite sınavlarındaki başarının sırrı burada saklı olsa gerek..." Sizler hele bir "Hatice Güllü Öğretmenimin" Eşşeeee... Lafını işitmiş olsaydınız okulun (tören) oyun alanına park edebilir miydiniz?

* * *

Gelelim Fuar alanına, mübarek aziz ramazan gıda yardımı yapılıyor... Yüzde doksanı kadın kız çoluk çocuk... Pazar arabasıyla gelen de var, taksiyle gelende... Mahalleden ortaklaşa minibüs kiralayıp gelende... Komşusunun ticari aracını bir seferlik rica edende var...
Fuar alanı içerisinde bir temaşadır gidiyor... Bu yardım "birilerinin cebinden çıkıp birilerine" yardım oluyor... Birilerinin cebinden çıkan kimin parası?
Geçen gün yazmıştım, kahvehanede oyun oynayıp gün geçiren erkekler arasında "kimin karısının daha çok yardım aldığı" tartışılır oldu diye... Erkek için övünç kaynağı bu olduysa vay halimize...
Sivillerin görevlendirilip hazırlanan anayasaya, "erkekler çalışmaz" diyelim olsun bitsin...
Fuar alanı içinde çektiğim bu fotoğrafta; başında "30 kilo pirinç torbasını, elinde 5 kiloluk yağı" taşıyan teyzeye... İşte bunlar için şu ağaçlar kesilecek ve burası satılacak dedim... Niye diye sorunca, "elindeki ve başındaki için" diye cevap verdim... "Sağlıklı vücudu ve sağlıklı kafası ile" acaba ne düşündü...

"sağlam kafa sağlam vücutta bulunur..."
* * *
Dünün sözü: "Sivil anayasayı, siviller yapar sanmıştım... Oysa sivil görevliler yapıyormuş..."

* * * *
Bu gazete ve her gazeteyi "okuduktan sonra" lütfen okunacak bir yere bırakın. Hiç bir yazının "son kullanma tarihi yoktur".
[email protected]
[email protected]