Güncellemede büyük ihtimal 2. derece deprem bölgesi sınırı merkeze yaklaşacaktır"dedi. Gaziantep için deprem üretecek fayın Doğu Anadolu fayı olduğunu, hep varlığını koruduğunu belirten Uygur, "Gölbaşı- Türkoğlu ve Hatay'ı takip edip, İslahiye ve Nurdağı'nın içinden geçen fay. Esas yıkıcı depremi üretecek olan da bu, Doğu Anadolu fay hattı. Gaziantep'i ilgilendiren Gölbaşı- Türkoğlu hattı. 1513 yılından beri 7 ve üzerinde bir deprem oluşmuyor. O zaman olmuş, 7 ve üzerinde. Efendim nasıl olsa fay hattı bize 40-50 km uzaklıkta bize birşey olmaz demeyin. Nepal'de 80 km uzaklıkta taş taş üstünde kalmadı. " dedi.Deprem denince akla sosyo-ekonomik olarak Türkiye'nin kalbi olan İstanbul gelse de, tektonik olarak ve depremsellik olarak en çok gündemde olan yerlerin başında ilimizin yakınından geçen Gölbaşı-Türkoğlu kesiminin geldiğini söyleyen Uygur, "Burada en son1513 yılında 7'nin üzerinde deprem olmuş. Her yıl Doğu Anadolu fay hattında yaklaşık 1 cm civarında hareket meydana geliyor. Bu 500 yılda neredeyse 5 metre demek. 4-5 metre arasında bir enerji birikmesi de orada heran 7 ve üzerinde bir deprem olma potansiyelini, hep canlı tutuyor. Şu anda bana göre de en riskli alanların başında burası geliyor. Her an deprem olabilir. Depreme karşı koyamayız ama daha sağlam yapı yaparak etkisini azatabiliriz. Mühendis odaları olarak mutlaka işlevselleştirilmeli. Birikimlerinden bütün belediyelerin istifade etmesi gerekir. Depreme karşı hazılıklı olmalı, yüksek düzeyde zarar azaltma yönünde önceliğimiz olmalıdır" dedi. DEPREM HARİTASI HALA GÜNCELLENMEDİTürkiye'nin deprem bölgeleri haritasının diri fay haritasına göre şekillendiğini, bu diri fay haritasının MTA tarafından bundan yaklaşık 5-6 yıl l önce güncellendiğini belirten Uygur, "Bizim şuan deprem bölgeleri haritamız 1992 yılında yayınlanmış olan diri fay haritasına göre şekillenmiştir. Gaziantep'in içinde şu anda bayağı sayılamayacak oranda aktif olmayan ölü fay var. Geçmişte aktifmiş. Milyonlarca yıl sonra belki bu dediğimiz faylar aktivitesini tamamlayacak, doğa kendi içinde yeni tektonik hareketleri şekillendirecek. Ama şu anki duruma göre bizim şu an yürürlükte olan deprem bölgeleri haritamız 1992 yılında hazırlanmış olan Türkiye diri fay haritasına göre şekillendi. O zaman 159 tane fay varlığımız biliniyordu. Ama şuanda yeni diri fay haritasına göre 326 tane fay varlığımız var. Bunun yanında bizim Sakçagözü fayı, Yesemek fayı ve Nurdağı civarında bir fayımız daha var. Bunlar küçük faylar olup yıkıcı deprem üretme riskine sahip değiller. 4 veya 5 büyüklüğünde depremler üretebilirler. Daha önce bunların varlığı bilinmiyordu. Sadece Doğu Anadolu fay hattı vardı" diye konuştu. NEPAL ÖRNEĞİGaziantep için deprem üretecek fayın Doğu Anadolu fayı olduğunu, hep varlığını koruduğunu belirten Uygur, "Bilindiği gibi Gaziantep il merkezi olarak 3. Derece deprem bölgesinde yer almaktadır. İlçelerimiz İslahiye, Nurdağı 1. derece, Nizip Karkamış, Oğuzeli 4. derece, Araban, Yavuzeli 3. derece deprem bölgesinde yer almaktadır. 1996 yılında güncellenen deprem Haritası hala güncellenmedi. Diri fay haritaları güncellendi ama deprem haritası hala güncellenmedi. Güncellemede büyük ihtimal 2. derece deprem bölgesi sınırı merkeze yaklaşacaktır" diye konuştu. ENERJİ BİRİKMESİ VARTürkoğlu-Gölbaşı fayının en son 1513 yılında kırıldığını belirten Uygur, "Her yıl Doğu Anadolu fay hattında yaklaşık 1 cm civarında hareket meydana geliyor. Bu 500 yılda neredeyse 5 metre demek. 4-5 metre arasında bir enerji birikmeside orada heran 7 ve üzerinde bir deprem olma potansiyelini, ihtimalini hep bünyesinde canlı tutuyor demektir. En canlı yerlerden biri orası. Şu anda bana göre de en riskli alanların başında burası geliyor. İstabul tabi sosyo-ekonomik olarak Türkiyenin kalbi olduğu için hep o gündeme geliyor ama tektonik olarak ve depremsellik olarak en çok gündemde olan yerlerin başında bu dediğimiz Gölbaşı Türkoğlu kesimi var. Çünkü burası 500 yılı aşkın süredir deprem üretmiyor. 99 Marmara depreminin büyüklüğü 7.4'tü. 4.5 metrelik bir yer değiştirme meydana gelmişti. Bizim buradada şu an en az 4 metrelik bir sıkışmaya yakın bir enerji, stres birikimi var. Bu da en az 7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyelini hep canlı tutuyor demektir. Her an deprem olabilir" dedi. BELEDİYELER ODALARDAN İSTİFADE ETMELİ'Olası bir depremde özellikle deprem bölgelerinde yapılacak yapılar hakkındaki yönetmeliğe uygun şekilde dizayn edilmemiş, inşaatı yapılmamış, denetimi yapılmamış, inşaatlarda yıkıma kadar etkisi olur' diyen Uygur şöyle konuştu:"Son olarak Bodrum'da 6.5 büyüklüğündeki depremde çok katlı yapılaşma yoğun olmadığı için hiç bir bina yıkılmadı. Gaziantep'te binalarımızın çoğunun stok durumunu, yapı durumunu bilmiyoruz. Yapılarımızın depremle değilde, yetkili firma ve kurumlarca sınanması gereklidir. 2007'de bizim deprem yönetmeliğimiz güncellendi. 2007'den önce yapılmış olan yapıların bu yönetmeliğe ne düzeyde uygun olup olmadığını, taşıma gücünün bina dayanıklılığının nasıl olduğunu bilmiyoruz. Şartnamemiz güzel ama denetleyenle denetlenen arasında var olan ekonomik ilişki giderilmediği sürece binalarımızın sağlıklı şekilde denetimiyle ilgili hep kuşku taşıyacağız. 2013'ten bu yana ne yazıkki mühendis odaları proje denetiminin dışında tutuldular. Mühendis odaları mutlaka işlevselleştirilmeli. Birikimlerinden bütün belediyelerin istifade etmesi lazım. Depreme karşı hazılıklı olmalı, yüksek düzeyde zarar azaltma yönünde önceliğimiz olmalıdır. Depreme karşı koyamayız ama daha sağlam yapı yaparak etkisini azatabilir, deprem sonrası afet risklerini azaltlaya yönelik ulusal afet politikaları oluşturulabilir, afet imar ve yapı denetemi gibi kanunlar yeniden düzenlenebilir, afet risklerini azaltmaya yönelik bütçe kalemleri fonlar oluşturulabilir halkın afet bilinci ve afetlerle mücadele kültürünün geliştirilmesi gereklidir." Meral KINACILAR