Belli ki Azrail yine can hasatında. Bir canımızı daha aldı canımızdan. Eğitimci- şair arkadaşımız Hasan Geneyikli artık aramızda yok.

Şairler ayrı bir yurt'un ve ayrı bir milletin vatandaşlarıdır. Hasan Geneyikli'nin vefatını da yine o vatandaşlardan birinin telefonuyla öğrendim. Basında tek satır yok. Şairin yitip gitmesi, bir daha dönmemek üzere terk-i diyar etmesi acaba olaydan sayılmıyor mu? Şairin vefatı acaba haber değeri taşımıyor mu?

Halbuki Hasan Geneyikli bütün ömrünü Eğitim ve Öğretim gibi son derece önemli bir uğraşıya adamıştı.

İlköğretmen okulu, Eğitim Enstitüsü Matematik Bölümünden mezun olarak vazifeye atılmış, yurdun bütün bölgelerinde, İlkokul, Ortaokul ve liselerde öğretmenlik ve idarecilik yapmıştı. 15 yıl boyunca ilköğretim müfettişi olarak çalışmış ve emekli olmuştu. Tabiatı gereği yumuşak huylu ve sakin yaradılışlıydı. Gösterişten uzak, çalım ve caka nedir bilmeyen, bilgeliğini ve derinliğini içi dünyasında biriktiren ender insanlardan biriydi.



Uzaktan, yakından, hısım, akraba

Yüzümüz çevrili, aynı mihraba

Türkiye'de Türk, Kürt, Acem, Arab'a

Ayrı, gayrı deme, fesat emperyal



'Türküm diyen her Türk, Kürt gibi Kürt'tür

Kürt'üm diyen her kürt, Türk gibi Türk'tür'

Konar göçer dersen, adı yörüktür

Biz ayrı değiliz, fesat emperyal



Yurduna ve Ulusuna sevdalı, Anadolu Turan'ını yüreğinde yaşatan bir şaire ait bu dizeler. Terör diye önümüze sürülmüş bu ağulu aşın sınırlarımız ötesinde pişirilip, işbirlikçi bey namuslarca servis edildiğine dair ne kadar güçlü dizeler değil mi?

Hasan Geneyikli genelde aşık edebiyatı tarzında ve Gaziantep ağzıyla halk şiirleri yazdı. Bunların yanında hicviyeleriyle suya sabuna dokundu.

Hayatının belki de en verimli çağında, üretkenliğinin ve yazarlığının sınırlarını zorlayacağı bir çağda aramızdan ayrıldı. Ani vefatıyla bizleri bir kere daha sarstı.

Teni toprağa düşüp, ruhu gök tanrıya ulaştığında 63 yaşındaydı. ' ölmeden önce ölürüz' diye buyuran İslam peygamberin yaşında yani.