Eski nesil, kas gücü ve avuçlarıyla hayata dokunurken, günümüz nesli parmaklarıyla hayata dokunuyor. İnternet sanıldığı gibi kendiliğinden güvenliğin sağlandığı bir alan değil. Türkiye'de 3 kullanıcıdan 1'i saldırıya maruz kalıyor.

Daha geçtiğimiz aylarda 14 yaşındaki bir kız çocuğu hesaplarına girip onun adına uygun olmayan mesajlar atan siber bir zorba yüzünden hayatına kıymıştı. Eskiden akran zorbalığından eve gelince kurtulmak mümkün iken, şimdi bu maalesef öyle değil.

İnternet ortamı için istenildiği kadar sanal denilsin. İnternetin hayatın ta gerçeği gibi yaşanıyor. Gerçek ortamdan farkı yok. Aileler çocuklarına sokakta arkadaşlık teklif eden birine ne kadar güven duyabilirler.

Sanal ortamda paylaşılan bilgilerin nasıl ve kim tarafından kullanılacağını bilemiyor insanlar. İnternette bilgi ve fotoğraf paylaşmadan önce 3 kez düşünmeyin. 333 kez düşünün. Birisiyle paylaşılan bir şeyin, herkesle paylaşılabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Çünkü siz o resmi paylaştıktan sonra kontrolü kaybediyorsunuz.

Üzülerek belirmeliyim ki, internetin kötüye kullanılması, aile ve toplum üzerindeki olumsuz etkilerinden dolayı Türkiye, internet şikayetleri konusunda dünyada birinciliği kimseye kaptırmıyor. İnternetin toplumsal etkilerini araştırmak amacıyla kurulan Meclis araştırma komisyonuna gelen şikayetler bir gerçeği daha yakında görmemizi işaret ediyor.

10 yaşındaki oğlunun bir web sitesine olan bağımlılığından muzdarip olan bir annenin çaresizliğinden tutun da, insanların dini inanışlarını suiistimal ederek evliliğinin bozulduğunu itiraf eden bir kadının bir web sitesinden taraf mağdur edildiğini ve kendisinden sürekli para istendiğinden dolayı ruh sağlığının bozulduğunu,'sana büyü yapılmış, sende kötü cin var'gibi sözlerle korkutup kendisine esir edip, tuzağa düşürüldüğünü öne süren insanların dramı her gün gazetelerin 3.sayfalarını süslüyor.

Bir genç kızın sarhoş edildikten sonra çekilen ve kendisinin de yer aldığı uygunsuz videonun yayınlandığını söyleyerek ' Bu görüntülerin aileme ulaşması demek hayatımın bitmesi demektir. Günlerdir uyuyamıyorum. Bu zalimlerin yaptıklarını yanlarına bırakmayın, size yalvarıyorum, lütfen bana yardım edin.'

Bunun gibi binlerce şikayet mevcut. Bu gibi sorunların yaşanmaması için öncelikle ebeveynlerin eğitimi gerekiyor. Rol model olarak aile büyüklerine büyük ödevler düşüyor. Bir kere anne ve babanın izni olmadan internet üzerinden her hangi bir materyale bakmamalılar.

Bilgisayara program indirmemeliler. Anne ve babanın izni olmaksızın ev adresi, telefonu, anne ve babanın iş adresleri veya telefon numaraları, kredi kartı numaraları ya da okul adı ve yeri gibi kişisel bilgileri kimseye vermemeliler. Anne ve babanın izni olmadan çevrim içi ortamda tanıştıkları kişilerle bizzat buluşmayı kabul etmemeliler.

İnternette sadece sanal zorbalar mevcut değil. Hacker dediğimiz korsanlar her alanda at koşturuyor. Tanınmayan ve bilinmeyen kişilerden gelen mailleri açmamalı ve içlerinde virüs adını verdiğimiz programlar sayesinde parola ve şifreleri kırabileceklerini hatırdan çıkarmamak gereklidir.