Benim bu ifademi anlayan kabullenen yaşıtlarım mutlaka olacaktır.Acaba ne diyor diyenler de olacaktır.Saçaklı Mahallesi Ünaldı'nın bir kesiminde ev var. Tabakhane Türktepe Şara küstü (Şehre küstü) Yavuzlar mahallesi Ağyol (Akyol) Eyüboğlu (Ayıboğlu) mahallesi Bey Mahallesi Gaziantep sanki bu kadardı.Eski Şırahanın yanında iki katlı kahvede Radyo vardıUzaklardan Ajans (Haber ) dinlemek için insanlar bu Çevredeki Kahvelere gelirlerdi.Radyo için Toprak hattı hava hattı denilen antenler çekilirdi. Elektrik her mahalle de yok. Elektrik olmayan mahallede köylerde kocaman pillerle radyo çalışırdı.Çok az evlerde radyo olurdu.Bir eve radyo alındığında hediye alınır radyo görülmeye gidilirdiRadyo çok pahalıydı.Babamın radyo aldığını hatırlıyorum. O zaman aldığı bir maaşa bir radyo almıştı.Elektronik ev aletleri yakın tarihde de pahalıydı. 1976 yılında 3 maaşımla bir siyah beyaz televizyon almıştım.İlk radyoyu gördüğümde Küçüktüm '1957 yılları' baya ilgilendim. Aklıma ilk gelen soru konuşan insan bu kutunun içine nasıl sığmışdı.Sonra bu soru bu merak yapan yalnız ben olmadığımı gördüm. Daha sonraları için yorum yapılmaya başlanıldıİlerde bir radyo olacak konuşanlar görülecek denildi.İlk siyah beyaz TV'ler evlere geldiğinde yaşlı saf temiz neneler ekrana birileri çıkınca saçını başını kapattılar.Nereden nereye geldik.1969 yılında yeni evlenen rahmetli kardeşim Bitlis'teki görev yerine giderken bizim evdeki radyoyu Babam onlara vermişti. Şimdi elimizdeki Ceb telefonları her şeye yetiyor.