Geçen sezonun son maçında Gaziantepspor'u Konya karşısında izledim. Bu sezonda ise ligin ilk maçına 1 hafta kala Bursa'da İstanbul Büyükşeahir Belediyespor karşılaşmasında görmek nasip oldu. Biz gerek yazılarımızda, gerekse haberlerimizde Gaziantepspor'da çok şeylerin değiştiğini sizlere duyurduk. Ama bunlar gerek idari, gerek teknik, gerekse de futbolcu yönünde oldu. Bir takım olarak ne durumda olduklarını doğrusu bilmiyorduk. Ama dün süper lige yeni çıkan İstanbul Belediye karşısında izlemek nasip oldu. Maç 1-1 sona erdi. Ama 90 dakika boyunca ben Gaziantepspor'dan geçen senenin farklı bir takımını göremedim. Çok erken diyebilirsiniz, bende diyorum. Çok erken. Çünkü oldukça transfer yapıldı. Ama o transferler şu ana kadar eksik kadroya bir katkı sağlamış mı derseniz, ben bunun için henüz çok erken diyebilirim. Zaten sahaya bildik bir düzenle çıktılar. Kalede Oğuz, defansın göbeğinde Polat ve Afanou, sağında Mehmet Çoğum, solunda Faruk. Defansın önünde ortasahada yeni olarak Özgür'ün yanında Volkan ve sağda Uğur Yıldırım. İleride Erdal, Ekrem ve Nigris.. Hep eskiler. İstanbul Büyükşehir Belediye'yi bu kadar derli toplu, böylesine mücadele eden ayağa pas yapan topun olduğu her bölgede rakibine pres yaparak geniş alan bırakmama adına elinden gelen herşeyi yapan bir ekip gördüm. Gaziantepspor ise rakip kaleye gitmekte zorlanan rakibinin zor durumda bırakabilecek hücum organizasyonlarından yoksun, üstelik her iki kanadı da sürekli açık veren bir takım olarak gördüm. İşin doğrusu ben maçtan önce Mesut Bakkal'ın ekibinden futbol adına zevk alacağımı umuyordum, ama benim gibi tribündeki basın mensupları da şaşkın şaşkın yüzüme bakarak, "Ökkeş bey bu Gaziantepspor'da değişen birşey yok" demelerine cevap veremedim. Merek ettiğimiz Uğur Yıldırım sağ kanatta hücuma yönelik oynatıldı. Ama ben hiçbir şey göremedim. Volkan Arslan hala Ankaraspor'daki gibi mücadele gücü yok, kullandığı topların çoğu rakibe gidiyor. Nigris'i istekli ve arzulu gördüm, Ekrem Dağ 90 dakika oynayan Polat'tan sonra ikinci futbolcuydu, gayretliydi 88'de kaçırdı 90+1'de bu kez şans yanındaydı ve takımını beraberliğe götüren golü attı. Afanou için birşey söyleyemiyorum, çünkü inanılmaz derecede dağınık oynadı. Artık kaleci Oğuz bağırıp çağırmaktan yoruldu, sonunda Afanou bir hata daha yapınca Oğuz'un tepkisine önce boğazını sıkarak, sonrada kafa atarak cevap verdi. Bunlar bir profesyonel takım için hiçte hoş olmayan görüntülerdi. Tabii birazda disiplinsizlik örneğiydi. İkinci yarıya hayli oyuncu değişikliği oldu. Yeni transfer Sedlak oyuna alındı ama onun içinde tek kelime söyleyecek bir not alamadım. Zurita iyiydi, gayretliydi. Gönderilecek denilen Diawara azıcık birşeyler yapmaya çalıştı. Ali Bayraktar, Metin Tuğlu, Barış, Murat Ceylan ve Özgür ikinci yarının sahada olan futbolcularıydı. Ama hiçbirisi de süper lig için bir takıma ayrı bölgelerde hayat verecek veyahutta etkili olabilecek görüntüye sahip değillerdi. Evet... Bursa'da İstanbul Büyükşehir karşısında izlediğim Gaziantepspor için söyleyeceklerim bu kadar, yarın bu kez Bursaspor karşısında sınav verecek olan Gaziantepspor'u izleyecek ve sizlere aktaracağım.