Türkiye’nin 1980'den beri en önemli sorunu PKK terörüdür.

PKK terörünü bebek katili Apo başlattı. Beşar Esat’ın babası Hafız Esat döneminde Suriye tarafından beslenip büyütüldü. Ancak bu terör örgütünü asıl doğuranlar, besleyip büyütenler Avrupa ülkeleri ile ABD olmuştur.

Sözü ve adı geçen bütün ülkeler Atatürk Türkiye’sinden intikam alma peşindedir. Ancak intikam kadar başka bir gerekçeleri daha var. O da İsrail.

PKK terörü ile İsrail’in ne alakası var, diyeceksiniz.

Bebek katili Apo Ermeni kökenlidir. Ermeni dayıları yıllar önce İstanbul’da eroin yakalattılar. O zamanda ulusal basın bu konuyu bütün detaylarıyla inceleyip ortaya sermişti. Apo’nun kendisi de Ermeni.
Barzani’ye gelince. Barzani ailesi Yahudi kökenlidir. Yani İsrail oğullarındandır.

Yahudi ve Ermeni kökenli bu şahıslar batı ülkelerinin desteğiyle Türkiye’ye savaş ilan etmiş durumda.

PKK teröristleri ile Barzani peşmergeleri hem İsrail, hem de ABD subayları tarafından eğitildiler.

Bu destekli terör eylemlerinin iki amacı var.

1-)Türkiye Cumhuriyeti Devletini yıkmak.

2-) İsrail için vazgeçilmez olan Arz-ı Mevut’u İsrail’e kazandırmak. Arz-ı Mevut’un diğer adı Güneydoğu Anadolu.

Kuzey Irak’ta fiili olarak devlet kurmuş olan Barzani bu fiiliyatı resmiyete geçirmek için gereken hazırlıkları tamamladı. Sıra bağımsızlık ilanına ve bağımsız devlet olarak diğer devletler tarafından tanınma aşamasına geldi.

Güneydoğu Anadolu sınırımız boyunca PYD’nin şerit oluşturması Arz_ı Mevut’un sınırlarının çizilmesidir.

Dünyanın en zengin petrol yataklarına sahip Kerkük’ün de bu sınırlar içinde kalması baştan beri aynı projenin parçalarından biri.

Kürt ve Kürt devleti konusu BOP projesinin soygun maskesinden başka bir şey değil.

Bu yapılanlar karşısında Türkiye’nin tutumu nedir?

Türkiye esip gürlemekten başka bir şey yapamıyor.

Fırat Kalkanı operasyonu Arz_ı Mevut projesini bitirmeye ve engellemeye yönelik bir operasyondu. ABD Fırat’ın doğusunda, Rusya da Afrin bölgesinde Türkiye’nin karşısına dikildi. Türkiye Fırat Kalkanı Operasyonunu sonlandırmak zorunda kaldı.

Uzun yıllardan beri Türkiye esip gürlemekten başka bir şey yapamıyor.

Kandil’e yapılan sınır ötesi operasyonlara Barzani karşı çıkmakta. Türkiye buna karşılık Barzani’ye topraklarında terörist beslediğini, Kandil’in Türkiye düşmanı olduğunu, Kandile arka çıkanların da Türkiye düşmanı sayılacağını (ne yazık ki) söyleyemiyor.

En uzun sınırımız olan güney sınırımız boyunca kantonlar oluşturulmasını, üsler kurulmasını önleyemiyoruz.

Kerkük Türklerine, Bayır Bucak Türklerine gereken desteği veremiyoruz.

Geçmişte böyle değildik. Kıbrıs Barış Harekâtımızı herkesin hatırlaması gerekir.

Yönümüzü güneye dönmüşüz ama arkamızda, Ege Denizinde Yunanistan birçok adamıza el koymuş durumda. Bu işgali Ege sahillerinden seyretmekle meşgulüz.

Sayın Cumhurbaşkanımız ekranlardan konuşurken Kerkük’te yaşananlar konusunda ‘’Bedeli ağır olur…’’ diyor.

Evet, bedeli ağır olmalı. Bu bedeli ödetme hazırlığı olarak da TSK sırımıza 100 km mesafedeki Kerkük’ün karşısına Asker yığmaya başlamalıdır.

Aksi halde sadece esip gürlemekle kalırız. Yıllardan beri içinde bulunduğumuz kıskaç daralır. Yıkım çemberi Anadolu’nun içlerine doğru daralmayı sürdürür