Yılların eğitimcisi, değerli ve saygıdeğer abimiz Halil Alpay'ın, Sayın Erdoğan Arıca ile yaptığı röportajı sayfalara yerleştirirken okuyunca, oğlum Serdar'a "haber çıkınca Erdoğan Hoca bunu yalanlar" demiştim...
Serdar ise saf saf "ama baba niye yalanlasın ki, Halil Hoca zaten Arıca'yı çok sever. Baksana öve öve göklere çıkarmış. Para işini kafasından niye uydursun ki. Arıca bunu söylemese Halil Hoca kırk sene kalsa böyle birşeyi aklına bile getirmez, niye yazsın ki" demişti...
Ben yine gülerek "bak ben söylemiş olayım, yarın Erdoğan Hoca bu söylediklerini inkar eder ve yalanlarsa şaşırma. Unutma bu sözümü" demiştim. Serdar birazda şaşkınlıkla"baba niye inkar etsin ki?" deyince kendisine şunları anlattım:
- Gaziantepspor'da yönetim ve futbolcuları ilgilendiren haberleri yaptığımızdan sonraki gelişmeleri şöyle bir hatırla... 'Yönetim toplanmıyor, bazı yöneticiler dışlanıyor' dedik, ertesi gün tüm yöneticileri toplayıp yemek yemediler mi ? Futbolcuların parası ödenmiyor dedik, ertesi gün hemen futbolcuların parası ödendi ve basına açıklama yapılarak, kimseye borçları olmadığını söylemediler mi ? Biz ne yazsak, ertesi gün hemen harekete geçiliyor. Burada avantajlı çıkan Erdoğan Arıca olacak. Çünkü parasını verecekler, Erdoğan Arıca'ya ise bu haberi yalanlamasını isteyecekler. Arıca bu sayede parasını almış olacak, ama röportajıda yalanlamak zorunda kalacak"
Bu arada Halil Hoca ile konuşmuş ve "hocam hala çok saf ve iyiniyet duyguları içindesin. Zaman çok değişti. Gaziantepspor ise eskisi gibi değil. Çok farklı insanlar yönetiyor. Özellikle bunların çoğunun spor dünyasından uzak isimler olması, bizler gibi bu dünyanın içerisinden gelenlerin işlerini zorlaştırıyor. Bunlar bizleri anlamak istemiyorlar. Bazen benim yazdıklarıma belki hissi davranıyor diye düşünmüş olabilirsin. Ama sen daha bu insanları tanımıyorsun. Yarın seni de zor durumda bırakırlar. Ben her ihtimale karşı söylemek istiyorum. Sana güveniyor ve inanıyorum ama Erdoğan Arıca gerçekten tek kuruş almamış mı, bunu duyunca şaşırdım çünkü"demiştim...
Halil Hoca bunun üzerine "vallahi ben kendisi ne söylediyse onu yazdım. Adam para almış olsa bunları niye söylesin ki? Ben Erdoğan Hocaya güveniyorum, bana yalan söylemez. Kaldı ki kendisine 'bunları yazabilirmiyim' dedim, 'tabii' diye karşılık verdi, niye inkar etsin ki ?" şeklinde yanıtlamıştı...
Evet... Bunlar röportaj öncesi gazetede kendi aramızda geçen konuşmalar... Zaman o kadar kısa ki, dün gazetede Halil Hoca'nın röportajı yayınlandı ve her zaman olduğu gibi bomba etkisi yarattı...
Ancak çok geçmeden sağolsunlar beni yanıltmadılar ve öğle saatlerinde kulüpten yalanlama açıklaması geldi. Ama ne açıklama... Yine hakarette sınır yok... Yine seviye ölçüsü fazlasıyla aşağılara kaçmış... Hemen belirtmekte yarar görüyorum, inanın Gaziantepspor tarihinde hiç bir yönetim, basın bütenlerinde bu yönetim kadar üslubunu bozmamış, insanlara hakaret derecesine ifadeler kullanmamıştı.. Önceki gün Hacı Sani Konukoğlu Lisesi yetkililerine yapmadık hakareti bırakmayan kulüp basın bülteninden, bu kez nasibini bizim Halil Alpay almış oldu...
Bu bülteni noktasına virgülüne dokunmadan olduğu gibi yayınlıyoruz... Herkes okusun ve Gaziantep'in adını kullanan,
Gaziantep'te spor dünyasının kalbinin attığı yer olan bir kulüpten böyle ifadeler kullanıldığını görsün diye...

Bir sözüm de Sayın Erdoğan Arıca'ya olacak...
Sayın Hocam keşke bu röportajı vermez olaydınız... Ne gerek vardı şimdi herkesi kırıp dökmeye...
Acaba yaşamınız boyunca bir gazeteci veya yazar, sizin hakkınızda bu kadar övgü ve değer verici ifadeler kullanmışmıdır?
Yine hayatınızda bir gazeteci veya yazar, kendisini bağlayıcı nitelikteki ifadeleri kullanıp size "DOSTUM" demişmidir ?
Halil Alpay gibi kalbi tertemiz olan, kimseyi kırmama adına kendisini bile üzecek kadar hassas olan birisi, "DOSTUM" dediği bir kişi hakkında yalan yazabilirmi ?
Sayın Hocam... Şahsen ben bu gazetenin sahibi olarak Halil Alpay'ın, Sayın Arıca'ya yönelik övgüler düzmesinden rahatsız olmuştum... Çünkü bu övgülerin fazla kaçtığına inanıyordum... Ama yazarlarımıza suç teşkil etmeyen veya şahsi olarak maddi manevi bir çıkara yönelik bir düşünce taşımadığı sürece müdahele etmediğim için röportajını olduğu gibi yayınladım...
Şimdi Sayın hocam, dün neler oldu bitti orasını sormayacağım... Allahaşkına bu basın bültenindeki ifadeleri siz mi kullandınız ? doğrusu çok merak ediyorum...
Eğer bu yazılan ifadeleri siz kullanmışsanız, Halil Hoca'nın, 60 yaşından sonra daha 40 fırın ekmek yemesi gerektiğine inanıyorum...
Haa, unutmadan söyleyeyim, ben Halil Alpay'ın yalan yazdığına ve söylenmeyen birşeyi yazacağına kesinlikle inanmıyorum...
Buna rağmen, sizin diplomanızı yırtmanıza "gerek yok" diye düşünüyorum...
Çünkü saygın bir eğitimci olan Sayın Halil Alpay, bu diploma işlerini iyi bilir... Çünkü çok sayıda öğrenciye diploma veren bir eğitimcidir...
Çünkü yıllarını diploma vererek geçirmiştir...
Unutulmasın ki, diplomaları alanlar değil, verenler YIRTAR...