Ve sonunda korkulan açıklama geldi, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı, IŞİD konusunda adeta "Kral çıplak" dedi ve çoğunluklu olarak örgütün faaliyet alanı ve yapılanmasının Gaziantep'te olduğunu belirterek şüphelilerin hiyerarşik ilişki içerisinde bu kent üzerinde eylemleri gerçekleştirdiğini kaydetti. Türkiye'de şok etkisi yaratan bu haber, ajanslarca dünyaya duyuruldu. IŞİD'in Gaziantep'te adeta cirit attığını ortaya koyan raporda, Şüphelilerin internet üzerinden bağlantı kurularak terör örgütüne katılmaya ikna edilen kişilere sınırı illegal geçirmek suretiyle Suriye'de bulunan IŞİD kamplarına gönderdiğini vurgulayan savcı, aynı şekilde Suriye'de bulunan örgüt mensuplarının da Türkiye'ye geçirildiğini ve bu konuşmaların hepsinin kaydedildiği ifade edildi.

BOMBALI SALDIRIDAN SONRA YETKİSİZLİK KARARI ALINMIŞ


GAZİANTEP'te 2015 yılında başlatılan IŞİD soruşturmasının, HDP'nin Diyarbakır mitingine yapılan bombalı saldırı dosyası ile birleştirilmesi için yetkisizlik kararı veren Cumhuriyet Savcısı, örgütün yoğun faaliyet alanı ve yapılanmasının Gaziantep'te olduğunu belirtti. Yetkisizlik kararında IŞİD ile ilgili çarpıcı bilgilere yer verildi.
Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı'nca IŞİD yapılanmasına yönelik başlatılan soruşturma, 5 Haziran tarihinde HDP mitingine yapılan bombalı saldırının ardından yetkisizlik kararı ile Diyarbakır'a gönderildi. Şüpheliler Mustafa Demir, İlhami Balı, İsmail Korkmaz, Selçuk Budak, Sami Çakır ve Ökkeş Karabeyli hakkında hazırlanan soruşturma dosyası, HDP mitingine saldırıya ilişkin yürütülen soruşturma ile birleştirilirken, yetkisizlik kararında IŞİD ile ilgili çarpıcı bilgilere yer verildi. Yetkisizlik kararında, şüphelilerin IŞİD terör örgütünün amaçları doğrultusunda Suriye'de silahlı faaliyetlerde bulunduğu, aralarında örgütsel bir hiyerarşi gerçekleştirmek suretiyle ast-üst ilişkisi kurdukları belirtildi.

ŞİDDET EYLEMLERİ İÇİN KEŞİF VE İSTİHBARAT

Şüphelilerin internet üzerinden bağlantı kurularak terör örgütüne katılmaya ikna edilen kişilere sınırı illegal geçirmek suretiyle Suriye'de bulunan IŞİD kamplarına gönderdiğini vurgulayan savcı, aynı şekilde Suriye'de bulunan örgüt mensuplarının da Türkiye'ye geçirildiğini kaydetti. Şüphelilerin örgüte lojistik destek sağlamak için Türk ve yabancı plakalı araçları Suriye'ye geçirdiğini, IŞİD terör örgütü adına para transferi yaptığını, çatışmalarda yaralanan örgüt mensuplarını sınırdan geçirerek hastanelerde tedavi ettirdiğini kaydeden savcı, bu kişilerin aynı zamanda örgüte maddi destek sağlamak amacıyla para transferi yapmak suçunu işlediğini de belirtti. 6 şüphelinin örgüt mensuplarına kalacak yer temin ettiğini, günlük ihtiyaçlarını karşıladığını, kuryelere maaş ödediğini ve şiddet içeren eylem yaptırmak için keşif ve istihbarat faaliyeti yürüttüğünü belirten savcı, IŞİD terör örgütüne ait patlayıcı maddeleri taşımak ve saklamak şeklinde çeşitlilik ve süreklilik arz eden örgütsel eylemlerde bulunduklarını ifade etti.

YOĞUNLUKLU YAPILANMA GAZİANTEP'TE

Yoğunluklu olarak örgütün faaliyet alanı ve yapılanmasının Gaziantep'te olduğunu belirten savcı, şüphelilerin hiyerarşik ilişki içerisinde bu kent zerinde eylemleri gerçekleştirdiğini kaydetti. Faaliyet alanının Gaziantep ile sınırlı kalmadığını kaydeden savcı, değişik birçok yerde şüphelilerin örgüt adına faaliyet yürüttüğünü kaydetti. Cumhuriyet Savcısı, 5 Haziran günü Diyarbakır'da HDP mitingine yapılan bombalı saldırının faili olan Cafer kod adlı Orhan Gönder'in de Gaziantep'te yakalandığını vurguladı. Orhan Gönder'in Gaziantep'e geldikten sonra telefonla Ebu Bekir kod adlı İlhami Balı'ya 4 kez şifreli mesaj attığını kaydeden savcı, İlhami Balı'nın ise bu şahsın Suriye'deki IŞİD kamplarına geçişini sağlamak için şüpheli Türkmen Ahmet kod adlı İsmail Korkmaz'a talimat verdiğini belirtti.


BELLİ BİR MERKEZDEN PLANLANIYOR


Bunun üzerine İsmail Korkmaz'ın kendisine bağlı kuryelere talimat verdiğini vurgulayan savcı, haklarında ayrı soruşturma yürütülen şüpheliler Mustafa Kılınç ve Burhan Gök'ün bombalı saldırının faili Orhan Gönder'i Gaziantep'teki kiralık stüdyo daireye yerleştirdiğini belirtti. Orhan Gönder'in bu şekilde Suriye'deki örgüt kamplarına geçmeden önce şüpheliler tarafından saklandığını kaydeden savcı, örgüt faaliyetleri içerisinde işlenen suçların genellikle belli bir merkezden planlanarak uygulamaya sokulduğunu belirtti.

HİYERARŞİK YAPILARI VAR

Örgüt üyelerinin iş bölümü gereğince suçun işlenmesinde rol aldığını ifade eden savcı, örgüt faaliyetlerinin belli bir eylem şekli ve yerle sınırlı olmadığını kaydetti. Terör örgütlerinin suçun işlenmesi yolunda güven, disiplin ve sıkı irtibata önem verdiğini ifade eden savcı, hiyerarşik düzene sahip yapılar olarak bu örgütlerin istihbarat, gizlilik, güvenlik ve denetim konularında duyarlı olduklarını belirtti. Bu özellikleri gösteren terör örgütlerinin, irtibat halinde olmadıkları, güvenilir bulmadıkları, denetlemedikleri kaynaklarla hareket etmeyeceği gerçeğine vurgu yapan savcı, gizlilik ve güvenlik kuralları ile hiyerarşiye uymayan kişilerin bu tür faaliyetlerine de izin verilmeyeceğini belirtti. Kararda HDP mitingine yapılan bombalı saldırıya dikkat çeken savcı, dosyanın Diyarbakır savcılığına gönderilmesine karar verildiğini kaydetti.


IŞİD'IN SINIR TARİFESİ! ARAÇ 130, KİŞİ 40 TL


IŞİD’in Türkiye’deki kanlı saldırılarının emrini veren İlhami Balı, kontrolünde olan Gaziantep hücresine bağlı kişileri maaşa bağladığı, örgüt üyelerini sınıra taşıyan araçlara her sefer için 130 TL, kişi başına ise 40 TL ödediği, yakalananların avukat masrafını karşıladığı iddia edildi.

HDP mitinginde iki ayrı bombayı patlatan ve eylemden 2 gün önce kaldığı otelde ‘asker kaçağı’ olduğu gerekçesiyle polisin tebligat imzalattığı İŞİD’li Orhan Gönder hakkında ise emniyette ‘terör şüphelisi kayıp’ şahıs kaydı bulunduğu ortaya çıktı...


GAZİANTEP'TE BİR PANSİYONDA KALMIŞ


Diyarbakır’daki saldırıyı gerçekleştiren Gönder’in 5 Haziran 2015’teki eylemden beş gün sonra Gaziantep’te bir pansiyonda yakalanan Gönder, ifadesinde şunları anlattı:
KOŞARAK SINIRI GEÇTİK
“2011-2012 döneminde fırında ve mermer işinde çalışırken dini bir arayış içindeydim. Bu süreçte mahalleden Ömer Dündar ile tanışarak dini sohbetler etmeye başladık. Kendisi bana Müslümanlar’a zulmedilen yayınları gösteriyor, IŞİD propagandası yapıyordu. Sonra Muhammed Alkan ile tanıştım. Bu süreçte Press Medya diye bir yayın organını takip ediyordum. PKK’nın Kobani’ye destek için yaptığı eylemlerde bu şahıslardan tehdit aldık. Bu tehditlerin Suriye’de yapılması, IŞİD’e sempati duymamı sağladı. IŞİD, Kobani’de PKK’yla mücadele ediyordu. Bu sırada Ömer Dündar’ın IŞİD’e katıldığını öğrendim. Ömer daha sonra beni ve Muhammed’i Suriye’ye çağırdı. Tehditler de almamız nedeniyle IŞİD’e katılmaya karar verdik. Ömer, Gaziantep’te ismini hatırlayamadım bir camiye gitmemizi, orada bir şahsın gelip bizi alacağını söyledi. Gaziantep’teki camiye gittik. Yarım saat kadar sonra bir şahıs geldi ve isimlerimizi sordu. Bu şahıs bizi bir araca bindirdi. Sınırda bir noktaya bıraktı ve ‘İner inmez sınırı geçin, hiç durmadan koşun’ dedi. Sınırı böyle geçtik ve uzun süre koştuktan sonra 2 IŞİD mensubu beni ve Muhammed’i karşıladı. Bizi bir araca bindirerek bir eve götürdüler. Bu evde bizim dışımızda yeni katılan yoktu. Birkaç kişi gelir, dini dersler verirdi. Ayrıldığım tarihe kadar bu evde kaldım. Muhammed’i başka yere götürdüler. Ömer’i ise hiç görmedim.


BOMBALARLA SINIRI GEÇTİ


Serdar isimli örgüt mensubu bana HDP’nin miting yapacağını, benim de saldırı eylemi yapmam gerektiğini söyledi. Bana çay tezgahına gidip kendimi tanıtmamı söyledi. Ben eylemi gerçekleştirmeyeceğimi söyledim. Bana yapmazsam sonuçlarına katlanmam gerektiğini söyledi. Karşı koyamayarak kendisinin hazırladığını söylediği iki el yapımı bomba ve üç hatsız cep telefonunu alarak gitmemi söyledi. Sınırı geçtim, bir kişi beni alarak Antep’te bir köye götürdü. Oradan otobüsle iki hafta kadar önce Diyarbakır’a geldim. Dağkapı’ya gittim, bir otelde kalmaya başladım. Eyleme kadar burada kaldım ve başka IŞİD mensubu ile iletişime geçmedim. 4 ve 5 haziran’da iki defa keşif yaptım. Serdar dışında bir başkasından talimat almadım. Bombaları hazır biçimde getirmiştim. Birçok telefoncuya gittim. Kişisel amaçlı kullanmak üzere telefon almak istiyordum. Telefon almadım ama üç tane açık günlük hat satın aldım.


ZAMAN AYARLI BOMBA


Olay günü saat 11.00 sıralarında bombalarla miting alanına geldim. İlk önce bir çöp tenekesine poşet içerisinde bombayı bıraktım. Sonra bana söyleniyen seyyar çaycıyı buldum. Bu sırada bombalardan diğerini çaycının yanındaki çocuk okulun bahçesine götürdü. Poşette para ve esrar olduğunu söylemiştim. Miting alanına girişler başladıktan sonra ben de alana girdim. Bir süre sonra çaycının yanına giderek poşeti istedim. Poşeti tezgahın altına bağladım ve alandan ayrıldım. İlk bomba alarmlıydı, 17.50’ye kurmuştum. İkinci bomba da aramayla patlayacaktı. Kurmuş olduğum saatte birinci bomba patladı. İkinci bombayı da aldığım hatla arayarak patlattım. O sırada kaldığım otele yakındım. Çaycının neden yaralandığını ise bilmiyorum. En son Gaziantep’e gittim, oradan ezberimdeki bir numarayı arayarak Suriye’ye hemen gitmem gerektiğini söyledim. Ancak Gaziantep’te yakalandım. Benim bildiğim kadarıyla IŞİD’in tek hedefi PKK’dır. Ülkemizle ilgili başka eylem planlamamaktadır. PKK ile mücadele için kurulmuş bir örgüttür. Gelir kaynağı savaştığı yerlerde elde ettiği ganimetlerdir. Buralardaki gayrımüslimlerden cizye adı altında vergi alıyorlardı.”


AYLARCA DİNLENDİ

Gar Katliamı gibi saldırıların da talimatını veren IŞİD’in Türkiye sınırı sorumlusu İlhami Balı’nın 2014’ün sonundan bu yana telefonlarının dinlendiği de görülüyor. Kayıtlar, Balı’nın Suriye’ye IŞİD’e katılacak kişileri soktuğunu, istediği kişileri de Türkiye’ye gönderdiğini gösteriyor. Orhan Gönder’i de Türkiye’ye sokan Balı’nın, Gaziantep’teki hücresine maaş bağladığı, bu kişilerin bulduğu taksi ve araç sahiplerine ise sınıra yapacakları her sefer için 130 lira, araçta taşıdıkları her kişi için 40 lira ödediği görülüyor. Balı’nın yine bu hücre aracılığıyla Türkiye’ye soktuğu bazı kişileri hastaneye yatırttığı, ameliyat masraflarını ödediği de anlaşılıyor. Balı’nın, yakalanan IŞİD’lilerin avukat masraflarını ödediği de görülüyor. Aylarca devam eden telefon trafiğine rağmen Gönder’in saldırısını da organize eden bu hücreye neden operasyon yapılmadığı, yargılamanın en önemli konularından biri olacak.


İŞTE TAKİPTEKİ İLHAMİ BALI’NIN KONUŞMALARI
İlhamı Balı’nın Diyarbakır saldırısı sanığı İsmail Korkmaz ve diğer kişilerle yaptığı bazı konuşmalar şöyle:
13 Şubat 2015
- Abuzer: Biz sana söyledik zaten dört erkeğiz, üç kadın, dokuz tane çocuk var. Bir sürü çantamız var bizim yani.
- İlhami Balı (İ.B.): Abi nasıl geçireyim ben bunları, yaklaşık 700-800 metre yürüyeceksin. Çamur her taraf, taşıyabilir misin?
- Abuzer: Kardeş, benim hamdolsun bi altyapım var. Ama yanımda bi tane abi var, bilgisi yok, öyle valizleri var ki, ne sırta alınır, ne çekilir.
- İ.B.: Sırta alınacak olsa hamal gönderelim.
- Abuzer: Sen kaçta göndereceksin o zaman bizim valizlere hamal.
- İ.B.: 6-7 tane hamal gönderirim. Çantalarınız kaybolur ben sorumluluk kabul etmiyorum, ben senin, kardeşlerin geçişinden mesulum.
3 Nisan 2015
- İsmail Korkmaz (Diyarbakır saldırısı sanığı): Bin 130 lira eksik çıkıyor.
- İ.B.: Ben sana 4500 dolar gönderdim maaşlar, 500 dolar da ev kiralarını gönderdim.
- İ.K.: 500 dolar ev kirasına yetmiyor, onu diyorum.
- İ.B.: Dolar da yükseldi, nasıl yetmiyor anlamıyorum.
. . .
- İ.B: Bu Erol’la ilgili niye problem yapıyorsunuz.
- İ.K.: Biz adama dedik ki sadece 3 tane misafir almış, hani sabahtan üç tane gönderiyok ya, Ben dedim bekle, şimdi Uygurlular geldi, Dağıstanlılar geldi, biz dedik üç kişiyle gitme yazıktır.
- İ.B.: Bana diyor ki yarı yoldan çevirdiler. 130 lira sadece verdiler. Bu son seferim bırakacağım diyor. Sen bilirsin benim kimseye eyvallahım yok, bırak dedim. 130 lira servis parası veririm, Antep’ten alır, getirir geçirir, 40 lira da adam veririm dedim. Kabul etti etti, etmedi bana mesaj at. En gıcık olduğum şey, babanın hayrına mı yapıyorsun. Günde beş-altı kez gidip geliyor, 500-600 lira para alıyor.
- İ.K.: Tamam inşallah.
24 Nisan 2015
- İ.B.: Parayı gönderdim abi, geldi mi para?
- Özcan: Parayı teslim ettik, Allah bin kere razı olsun. Saat 6 gibi kısmet olursa damar cerrahi doktorumuz geliyor. Saat 6’da Allah’tan mani çıkmazsa ameliyatı.
- İ.B.: Tamam sıkıntı yok.
- Özcan: Başka gelecek hastamız var mı gelecek?
- İ.B.: He, başka hasta olabilir yakınlarda.
14 Nisan 2015
(Konuşmalardan Balı’nın bu tarihte İstanbul’a geldiği düşünülse de ilerleyen tapelerde, bir başka kişiyi parayı almak için verilen adrese gönderdiği anlaşılıyor. Ancak Balı’nın telefonlarının HTS kaydına göre, Mart ve Nisan aylarında Türkiye’ye giriş yapıp Elbeyli’ye geldiği ve sonra döndüğü görülüyor)
- İ.B.: Ne zaman bu paraları alacağız?
- Ömer: Biraz sonra inşallah.
- İlhami: İstanbul’da ha.
- Ömer: İstanbul’da bekle. Paralar hazır olunca gider teslim alırsın.
- İlhami: Tamam, seni ne zaman arayayım. İstanbul’da bir yer bilmem. Bana numara veya adres ver.
- Ömer: Ben seni ararım. Hoşgeldin.
- İlhami: Hoşbulduk.
RAKKA’YA ÇEKİLDİ
İstihbarat raporlarına göre; Gaziantep ve Kilis hattında örgütün ihtiyaç duyduğu malzeme ve cihatçıların Suriye’ye sevkini sağlayan Balı, geçen Aralık ayında ’Sınır emirliği’ görevinden alınarak, Rakka’ya çekildi.
1982 yılında Suudi arabistan’ın Tabuk kentinde doğan İlhami Balı’nın, sınırda bir askerin kaçırılması, bir askerin şehit edilmesi gibi çok sayıda olayın faili olduğu belirtildi. Halen Türkiye’de çok sayıda davada yargılanan Balı’nın El Kaide üyeliğinden 3 yıl hapis yattığı ve 2012 yılında Suriye’ye giderek önce Nusret Cephesi’ne, 2013 yılında ise IŞİD’e katıldığı belirtildi.
TELEFONU TÜRKİYE’DEN SİNYAL VERDİ
HDP mitingine saldırı dosyasında yer alan kayıtlara göre Balı’nın dinlenen telefonu sürekli Kilis’in Elbeyli İlçesi’ne bağlı Çangallı baz istasyonundan sinyal verdi. Dinlemenin devam ettiği 10 Mart 2015 günü Balı’nın telefonundan Elbeyli merkezi ve Yavuzeli bölgesinden sinyal alındığı belirlendi. Yaklaşık 2.5 saatlik sürede Elbeyli ve çevresinden sinyal alınan Balı’nın telefonu, öğleden sonra yeniden Çangallı baz istasyonundan sinyal vermeye başladı.
"ONLARI FAZLA BEKLETMEMEMİZ LAZIM"
Geçen yıl 10 Mart 2015 tarihinde saat 10.00’da Çangallı baz istasyonundan görüşme yapan Balı’nın, bir yere gitme hazırlığı yaptığı ve görüştüğü kişiden uzaklığını sorduğu tespit edildi. Görüşme tutanaklara şöyle yansıdı:
* İsa: Senin oraya gelmen gerek .
- İlhami:Ne zaman çıkayım? Onları fazla bekletmeyelim. Onlar yetişmeden bana söyle ki; ben buradan çıkayım.
* İsa: Sen hemen çık o zaman. Orada İbrahim var. Ben Kilis’teyim. Ben de oradan çıkıp, köye geçiyorum.
- İlhami: Tamam ben seni köyün girişinde ararım.
Balı’nın 10 Mart günü saat 11.28’de Kilis’in Elbeyli ilçesi baz istasyonundan yaptığı görüşme ise tutanaklara şöyle yansıdı:
- İlhami: Ben 15 dakikaya orada olurum.
* İsa: Yetişmek üzereler
- İlhami: Tamam ben geleceğim 15 dakikaya.
BİZ HER ZAMAN İNİYORUZ
Aynı gün saat 12.00’da Kilis il merkezine 14 kilometre mesafedeki Yavuzlu istasyonu bölgesinden görüşme yapan Balı, görüştüğü kişiden bir şey almak istediğini söyledi. Hüseyin adlı kişinin "Kimsenin görmesini istemiyorum" diye tepki gösterdiği görüşme tutanaklara şöyle yansıdı:
* Hüseyin: Tren hattındayım. Nereye istersen oraya getireyim.
- İlhami: Tamam biz gelip alsak daha iyi değil mi?
* Hüseyin: Gündüz istemiyorum. Biri gelir, görür. Pislik görür. Ondan sonra biz şey etmeyiz. Kimsenin görmesini istemiyorum.
- İlhami: Biz her zaman iniyoruz. Problem yok. Sen şu an nereden aldın onları? Ben uzağım. Silsile o kardeşlerin nöbet tuttuğu yer. Orada beklersin.
SANA BAŞKA BİR PAKET GETİRMİŞLER
10 Mart günü saat 12.16’da Yavuzlu merkez isimli baz istasyonunda bulunan Balı’nın, İsa isimli kişiye bir sıkıntı olup olmadığını sordu. Görüşme kayıtlara şöyle geçti:
* İsa: Sorun yok. Sadece araç geldi. Şimdi o da gider.
- İlhami: Akşama kadar kalmaz değil mi?
* İsa: Yok şimdi gider. Yarım saat, bir saate gider.
- İlhami: Tamam, kardeşler sizin yanınızda değil mi?
* İsa: Evet benim yanımda, sıkıntı yok. Sana bir telefon getirmişler, yanımda.
- İlhami: Tamam bir de başka bir paket daha var.
"ADAMLARI ONUN GÖSTERDİĞİ YERE İNDİRİRSİN"
10 Mart 2015 günü saat 13.57’den itibaren İlhami Balı’nın telefonu sürekli durduğu Çangallı baz istasyonundan sinyal verdi. Kayıtlara göre Balı’nın telefonundan 12 Mart 2015 günü saat 09.12’de yeniden Kilis’in Elbeyli ilçe merkezinden sinyal alındı. Balı’nın Elbeyli ilçesinde yaptığı konuşma tutanağa göre şöyle:
- İlhami:Sana bir yer gösterecek. Burası çok sıkıntılı. Bundan sonra adamları onun gösterdiği yere indirirsin.
* Ahmet:Tamam
"ŞU AN ÇOK SIKI ARAÇLAR MİMLENDİ"
Dinleme kayıtlarına göre İlhami Balı’nın telefonu 14 Mart 2015 günü saat 11.18 sıralarında yeniden Kilis’in Elbeyli ilçesindeki istasyondan sinyal verdi. HDP patlaması şüphelisi İsmail Korkmaz ile görüşen Balı’nın konuşması tutanağa şöyle aktarıldı:
* İsmail: Şu an zayiat yok. Bizim arabalar nereye, onlar oraya gidiyor. Hemen çıkarmaya bakıyoruz araçları. İki tane mimli araç var.
- İlhami: Bu grubu yarın gönderelim mi? Problem varsa göndermeyelim.
* İsmail: Gönderin, arabaları değiştirdik. Şu an çok sıkı. Bizim araçların yanında duruyorlar. O iki kişi araçları bırakıp, gittiler.
- İlhami: Taksilerle çalışın. Gerekirse arabayı satarsınız. Çok sıkıştığınız zaman buradan araba göndeririz. Bir kaç araba bulabiliriz.
* İsmail: İki tane araç şu an mimli.
- İlhami: Tamam ben göndersinler diyorum.
İSTANBUL’A GİTMİŞ
’Ebu Bekir’ kod adlı İlhami Balı’nın telefonu 1 Nisan 2015 günü saat 21.06 ve 3 Nisan 2015 günü saat 09.04’te yeniden Kilis’in Elbeyli ilçe merkezinde sinyal verdi. Balı’nın Gaziantep’in Şehitkamil İlçesi’nde bulunan El Shehabi İç ve Dış Ticaret şirketi adına kayıtlı bir telefon ile yaptığı görüşme de kayıtlara yansıdı.
13 Nisan 2015 günü saat 18.40’ta yapılan görüşmede Balı’nın ’Ömer’ diye hitab ettiği kişiye "Sana 50 bin dolar para yolladılar" dediği, karşıdaki kişinin ise "Daha ulaşmadı" dediği tespit edildi. Görüşmenin devamında Gaziantep’te olduğunu söyleyen Ömer isimli kişi, para ulaştığı zaman İstanbul Aksaray’a göndereceğini söyledi. 14 Nisan 2015 günü saat 11.24’te yapılan görüşmede ise Balı’nın, İstanbul’da olduğunu söylediği dikkat çekti. Balı’nın Ömer isimli kişi ile yaptığı görüşme şöyle;
- İlhami: Ne zaman bu paraları alacağız?
* Ömer: Biraz sonra inşallah.
- İlhami: İstanbul’da ha.
* Ömer: İstanbul’da bekle. Paralar hazır olunca gider teslim alırsın.
- İlhami: Tamam, seni ne zaman arayayım. İstanbul’da bir yer bilmem. Bana numara veya adres ver.

* Ömer: Ben seni ararım. Hoşgeldin.
- İlhami: Hoşbulduk.
14 Nisan 2015 tarihinde saat 15.19’da yapılan görüşme tutanaklara göre şöyle:
* Ömer: Havaleyi teslim edecek kişinin telefonunu yanına kaydet.
- İlhami: Ver kardeş. İsmi ne.
* Ömer: Mezin.
- İlhami: İstanbulda mı? Nerede?
* Ömer: İstanbul’da, onu ara adresi al.
- İlhami: Biz şimdi parayı alabilir miyiz?
* Ömer:Evet şimdi.
14 Nisan 2015 tarihli saat 15.22’deki görüşmenin tutanak kaydı şöyle:
* Mazen: Canım sana havale var, 50 bin dolar.
- İlhami: Sen hangi mekandasın.
* Mazen: Laleli’deyim, adresi kaydet yanına. Kemalpaşa Mahallesi, Fethi Bey Caddesi. Mesajla gönderirim.

Diyarbakır-Brüksel ortak hücre işi çıktı
HDP’nin 7 Haziran seçimi öncesi Diyarbakır’da düzenlediği mitinge bombalı saldırıyla kana bulayan gruptaki isimlerin, Brüksel’deki terör saldırılarını düzenleyenlerden İbrahim El Bakraoui’yi Türkiye üzerinden Rakka’ya geçirmek isterken yakalandıkları ortaya çıktı.
Diyarbakır ve Gaziantep Cumhuriyet savcılıklarının yürüttüğü iki ayrı soruşturma dosyasına göre saldırıların talimatını veren Suriye’deki İlhami Balı ile Diyarbakır’daki mitinge bombalı saldırıyı düzenleyen “Cafer” kod adlı Orhan Gönder arasındaki telefon trafiğinin izini süren polis iki dosyanın ortak sanıklarına ulaştı.

Gönder, eylemden sonra gittiği Suriye’ye kaçırılmak üzere beklediği Gaziantep’teki “pansiyonda” yakalanırken, dört gün sonra yine Suriye’ye geçmek üzere Gaziantep’e gelen El Bakraoui ile Samir El Amri yakalandı. Bu kişileri Suriye’ye geçirmek için hazırlık yapan grubun Gönder’e eylem talimatını veren Balı ile irtibatlı olduğu ve IŞİD’ten maaş alıp sınır geçişlerini gerçekleştirdikleri ortaya çıktı.
Bakraoui, ilk ifadesinde Gaziantep’e gezmek için geldiğini, buradan Alanya’ya geçme niyetinin olduğunu belirterek IŞİD’e katılacağı iddialarını yalanladı. Adli kontrol kararıyla serbest kalan Bakraoui’nin IŞİD üyeliği şüphesiyle yakalandığı Belçika Büyükelçiliği’ne aynı gün bildirildi. Bakraoui, bir süre sonra çatışma bölgelerine gitmek istediği notu da Belçika makamlarına iletilerek sınırdışı edildi. Sincan cezaevi’ne nakledilen Gönder’in ise ilk ifadelerinde talimatı Balı’dan aldığını söylemesine, kendisine yardım eden isimleri vermesine rağmen cezaevinden yazdığı dilekçelerde suçu tamamen reddettiği ortaya çıktı. Dosyadaki telefon kayıtları ise IŞİD’in, yakalanan militanlarının cezaevindeki masraflarından avukat masraflarına kadar ihtiyaçlarını karşıladığını gösteriyor.
Diyarbakır mitinginde (5 Haziran) ardı ardına patlayan iki bomba, beş kişinin yaşamını yitirmesine 400 kişinin yaralanmasına yol açtı.
GAZİANTEP'TE YAKALANDI
Saldırının ardından güvenlik kameraları ve telefonların HTS kayıtlarının izini süren polis, IŞİD’in Türkiye sınırı sorumlusu firari İlhami Balı ile Gönder’in kimliğini tespit etti. Gönder, beş gün sonra Gaziantep’te saklandığı pansiyonda yakalandı. Gönder’in, Suriye’ye kaçmak üzere Gaziantep’e gittiği ve burada Balı’ya bağlı çalışan grupla iletişim kurduğu saptandı.
Balı’ya “Abi ben Cafer, geldim” diye mesaj atan Gönder’e, yönlendirildiği grubun kalacak yer bulduğu anlaşıldı. Gönder’in bu süreçte Balı’ya “Abi çıkmam lazım” mesajını atıp Suriye’ye çıkışının hızlandırılmasını istediği de ortaya çıktı. Ancak telefon kayıtlarının izini süren polis, Gaziantep’te Gönder’i yakaladı. 10 Haziran 2015’te tutuklanan Gönder, emniyette, savcılıkta ve mahkemede bombayı nasıl koyduğunu anlatarak Balı’dan talimat aldığını açıkladı.
Dosyadan Bakraoui çıktı
Polis, Gönder’e yardım eden Balı’ya bağlı grubun izini de sürerken ilginç bir gelişme yaşandı. Mustafa Kılınç ve Burhan Gök adlı IŞİD mensupları, 14 Haziran 2015’te yanlarında Samir El Amri adlı kişiyle birlikte 34 HJ 4387 plakalı araçla Gaziantep’teki Perilikaya Parkı’na geldi. Burada Suriye’ye geçirilmek üzere kendilerini bekleyen El Bakraoui ve Levent Kılıç da arabaya bindi. Polis, aracı durdurdu. Beş kişi gözaltına alındı. İncelemeler sonrasında Gönder’in de aynı araçla saklandığı pansiyona götürüldüğü anlaşıldı. İncelemeler, Kılınç ve Gök’ün Balı’dan aldıkları talimatla sürekli olarak Suriye’ye militan taşıdıklarını ortaya koydu. Bu isimlerle birlikte İsmail Korkmaz’ın da Gönder’in saklanması sürecinde rol alıp maaş karşılığı örgütün savaşçılarını Suriye’ye geçirilmesini organize ettiği anlaşıldı.
Belçika sınır dışı etti döndü, katliam yaptı
Tercümanla ifadesi alınan Belçika vatandaşı 1986 doğumlu Bakraoui’nin yakalanmadan önce polis takibine alındığı ve adım adım takip edildiği ortaya çıktı. Bakraoui ifadesinde Brüksel’de doğduğunu, üniversite eğitimini 2. yılında bıraktığını, şoförlük yaptığını belirtirken sorulara şu yanıtları verdi:
“Ben hiçbir biçimde suça karışmadığım için etkin pişmanlık düzenlemesinden yararlanmak istemiyorum. Belçika’dan aldığım sürücü belgem ve pasaportum var. Fransa, Mısır, İsviçre, İsveç gibi ülkelere yasal yollardan seyahat ettim. Daha önceki tarihlerde Türkiye’ye üç kez gelmiştim. Türkiye’ye, 11 Haziran 2015’te tatil için geldim. Gaziantep’e Suriyeli mültecilerin kamplarını ve sınır bölgelerini gezmek amacıyla 13 Haziran 2015’te otobüsle geldim. Gaziantep’te tanıdığım ve irtibatlı olduğum kimse yok. Buradan Adana’ya geçip, oradan Alanya’ya dönecektim. Birlikte yakalandığım şahısları tanımıyorum. Takside yalnızdım. Şoförle konuşmadım. Taksiciden beni gezdirmesini istedim. Ancak beni park gibi bir yere götürdü. Ben Suriye’ye gitmek üzere Gaziantep’e gelmedim. Beraber yakalandığım şahıslarla hiç bağım yok, daha önce hiç görmedim. Suriye’de faaliyet yürüten örgütlerle ilgili hiçbir bilgim yoktur. Daha önce Suriye’ye hiç gitmedim. (Hangi gruplarla buluşacaktınız, amacınız neydi sorusuna karşılık) Suriye’ye geçip bu faaliyetlerde bulunmak gibi bir düşüncem yoktur. DEAŞ terör örgütünün ismini televizyondan duymuştum. Suriye’de çatışma bölgesinde tanıdığım kimse yok. IŞİD’in hangi bölgelerde kontrolünün bulunduğunu da bilmiyorum. Ebubekir El Bağdadi (IŞİD lideri) ismini daha önce medya aracılığıyla duymuştum. Cihad çağrısını duymadım. Bu çağrıya uyarak buralara gelmedim. Büyükelçiliğe bilgi vermenizi istiyorum. Gaziantep’e gelmekteki amacım gezmektir. Suriye’ye gitme gibi bir düşüncem yoktur.”
Bakraoui ile birlikte yakalanan Samir El Amri ise Fas uyruklu, Alman vatandaşı olduğunu, etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyledi. El Amri de Gaziantep’e gezmek için geldiğini, tanıdığı kimse olmadığını anlattı. El Amri, otel görevlisine eğlence yerlerini sorduğunu söyledikten sonra susma hakkını kullanmak istediğini kaydetti ve ifade vermedi.
Mahkemeye çıkarılan beş kişiden Gök ve Kılınç tutuklanırken, Suriye’ye gitmek için kente geldikleri düşünülen ancak IŞİD’e katılacaklarına yönelik haklarında başka bir kanıt olmayan El Bakraoui, El Amri ve Kılınç adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bakraoui ve Amri için ülkelerinin büyükelçiliklerine aynı gün “IŞİD üyeliği” şüphesiyle yakalandıkları bildirilirken, bir süre sonra ülkelerine bilgi verilerek sınırdışı edilmeleri kararlaştırıldı.
Türkiye, ilerleyen aylarda kuşkularını Belçika’ya aktardı ancak Belçika makamları bir işlem yapmadı. Bakraoui, kardeşiyle birlikte 22 Mart’ta Belçika’nın başkenti Brüksel’de 34 kişinin öldüğü saldırıların havaalanı ayağını gerçekleştirdi. Saldırıları IŞİD üstlendi.
İşte telefon konuşmaları
IŞİD’in Türkiye sınırı sorumlusu olan İlhami Balı, Diyarbakır saldırısıyla birlikte Ankara Garı katliamı, İstanbul Sultanahmet ve İstiklal Caddesi saldırıları gibi eylemlerin sanığı olarak aranıyor. Suriye’de bulunduğu belirtilen Balı’nın Diyarbakır saldırısı, Gönder ve Bakraoui’nin yakalandığı tarihlerdeki konuşmaları dikkati çekti. Balı’nın Diyarbakır saldırısı davasının sanıklarından Korkmaz’la ve diğer kişilerle yaptığı konuşmalar şöyle:
14 Haziran 2015 (Bakraoui yakalanmadan önce)
- İlhami Balı (İ.B.): Bunlar, Abu Usame ile gelenler kefilsiz tamam mı?
- Abu Hişem: Evet gördüm onları, dinle beni, sana Abu Valid adında birinin numarasını yollayacağım. Hacı İbrahimin cemaati. Anladın beni değil mi geçirmeniz için, ne Arapça, ne Türkçe, ne İngilizce konuşamıyor. Sadece Fransızca konuşuyor.
14 Haziran 2015
- İsmail Korkmaz (İ.K.): Şimdi bunlar iki kişi parkta demiş, şöyle bir oyalanalım demiş, tamam mı iki kişi misafirlerden, parkta istihbarat gelmiş, anlatabildim mi abi?
- İ.B.: Yani diğerlerini almamışlar.
- İ.K.: Diğerini hayır, diğerlerini almamışlar. O iki kişi parka girmiş, bizim arkadaşlar onlarla konuşurken polis gelmiş, istihbarat gelmiş.
- İ.B.: Diğerleri geliyor mu yani?
- İ.K.: Evet geliyor abi, sen Erolla alaka kur. Allah rızası için. Köye yaklaşmış, köye köye.
15 Haziran 2015
- İ.B.: Abu Valid otelden çıktı. istihbarat onu otelin yakınından aldı.
- Abu Hişem: Yani sen almadan önce?
- İ.B.: Muhaberat onu ve bir kardeşi aldı, kardeşi senin yanında misafirhanede onu bekliyordu. Baki, elhamdüllillah geçti.
- Abu Hişem: Diğer kardeş kaçamadı mı? La ilahe illallah, valla çok önemli bir kardeşti ya.
- İ.B.: Bu kardeşte bir şey var. Bir avukat gönderirim inşallah.
16 Haziran 2015
- İ.K.: Abi kötüyüm, ya sübhanallah ya hani inan çok üzüldük yani bir iki arkadaşı tutukladılar, sebeplerini biliyor musun?
- İ.B.: Biliyorum.
- İ.K.: Abi adam senin üzerine ifade vermiş, hani bizim burada bir evde yakalanmış ya. (Orhan Gönder’i kast ediyor)
- İ.B.: Nasıl benim üzerime vermiş.
- İ.K.: Senin üzerine ifade veriyor. Bu iki arkadaşın alınma sebebi yardım yataklık, anlatabiliyor muyum, yani misafir toplama işi değil abi. Kim bunları yapıyorsa gelsin burada kendileri yapsın abi. Bu adamı kim gönderdiyse buraya Allah belasını versin.
- İ.B.: Öyle deme.
- İ.K.: Yazık günah değil mi abi, olur mu Allah’tan korkmak lazım. Yani bu adam ne yapıyorsa gitsin abi, bu sistemi, bu tertibi yapanın Allah belasını versin.
- İ.B.: Tamam, böyle savurma, biliyorum yani hata etmiş. Valla bizim suçumuz yok. Türkiye’de yapılacak mesele değil. Allah seni affetsin. Allah Allah azze va celle, o adama rahmet etsin. O, onu, Gönder, ona bak ben benim de suçum yok. Beni de yakmış vallahi. Tanımam, vallahi görmemişim kendisini. Yani sen bu karışıklıkta Türkiye’ye yapılır mı, gel bu tarafta ne bok yiyosan ye Allahümesalli.
- İ.K.: Abi git Kobani’de yap abi. Anahtarcı burada tutuklandığında ne demişlerdi hatırlıyor musun? Birileri böyle böyle yapacak, bu şirketin üzerine kalacak. Anahtarcı bunu bana anlatmıştı. Aynısı oldu, şirketin üzerine mal ediliyor olay. Avukat dedi ki zor çıkartırız, hani yazık günah değil mi? O yakalanan muhacirler de (Bakraoui ve El Amri’yi kast ediyor) Arabın adına yazık günah değil mi abi? Ben gideyim, bu Burhan’ın ailesine söyleyeyim olayı. Kim yaptırıyor, gitsin tövbe etsin.