Sevgili Okurlarımız.. Tartışmadan kabul etmek gerekirki, bizler yazdıklarımız, sizler ise okuduklarınız konusunda unutkan olabiliyoruz.. Haliyle bazı gelişmeler ve yaşanan gerçekler öncesi, ne gibi gözlemlerde bulunduğumuz konusunda yanılma veya doğru tesbitlerde bulunma adına neler yaptığımız ortaya çıkıyor. İşte bu bağlamda, bu hafta sizlere üç ayrı tarihlerde "Haftaya Bakış" köşesinde yapmış olduğum değerlendirmeleri sunmak istiyorum. Bu yazıları okumanızı istiyorum, çünkü böylece şahsımla ilgili değerlendirmeyi birde sizler yapmış olacaksınız.. İşte bu sene şubat ayı ile 18 ve 25 haziran tarihlerinde gazetemizde yayınladığımız "Haftaya Bakış" köşesinden alıntılar: (Bu yazı 26 Şubat 2007 Pazartesi günkü Haftaya Bakış'ta çıkmıştır)

AK PARTİ'DE MİLLETVEKİLLERİNİN DURUMU NEDİR ? Beni tanıyanlar ve sürekli okuyanlar, seçimlerden önce yaptığımız tesbitlerin yüzde 90 doğru çıktığını çok iyi bilir... Yakında kitap haline dönüştüreceğim "Haftaya Bakış" köşeleri bunun en büyük kanıtı ve belgesi olacaktır... Şu anda partilerdeki durum dışardan başka, içerden başka gözüküyor... AK Parti'de seçim hazırlığı, iktidar olmanın getirmiş olduğu güçle, CHP - MHP ve DYP'ye oranla daha farklı yürütülüyor... Bu partide Milletvekili olmayı kafasından geçirenlerle, mevcut konumlarını yani milletvekilliklerini devam ettirmek isteyenlerin durumları gerçekten çok farklı... Mevcut milletvekillerinden hangisi Tayyip Erdoğa'ın duvarına çarpacak, hangisi tünelinden geçecek, nasıl olsa ortaya çıkacak. Ama yine bu parti içerisindeki konuşmalara bakılırsa, Fatma Şahin ve Mehmet Sarı için tünelin ucundaki ışık görünmüş sayılır. Ahmet Uzer için Ökkeş Eruslu'nun tavrının büyük rol oynayacağı ifade ediliyor... Kürşad Tüzme'i kimse dile bile getirmiyor... Bu partide seçim hesapları eğer Milletvekili sayısına odaklanarak yapılıyor. Eğer sayı 12 olacaksa, bunun 8-9 tanesinin alınacağı varsayılıyor... Yok sayı 10 da kalacaksa, bu kez 7'ye garanti gözüyle bakılıyor... CHP' DE YENİ YÜZLERE İHTİYAÇ VAR CHP'de her dönem olduğu gibi yine hareket var, milletvekili adaylığı bereketi var... Ama yine sadece belirli kesimde. Ortaya çıkan isimlere bakıldığında, "Yine mi bunlar? - Hayda... Bu yine mi adaylığını koyacak?" dedirten isimlere rastlamak mümkün... Gelişmelere bu pencereden bakıldığında, genel merkezin atama veya ön seçim konusunda oldukça sıkıntılar yaşayacağı bir yana, il ve ilçe teşkilatlarının seçim atmosferinde gerekli gücü ve ağırlığı koyamayacaklarına olan inanç iyice pekişiyor... Böylece şimdiden CHP için "geçen dönemden daha az oy alabilirler" diyenlerin sayısı hiç te küçümsenmeyecek boyutta... Konuştuğumuz deneyimli siyasetçiler, bu partinin yeni yüzlere, yeni isimlere ihtiyacı olduğunu açıkça ifade ediyor... Hatta bu yönde tabandan gelme çok yetenekli isimlerin olduğu da ileri sürülüyor... Ama her seferinde ve seçim öncelerinde olduğu gibi, yıllardır partinin sırtına yapışmış isimlerin yine ortaya çıkacağı, bunların da özellikle yeni isimlerin önünü kesmeye yol açacağı net şekilde dile getiriliyor...
İşte bu anlayış ve bakış açısı, bir zamanlar CHP'nin kalesi olarak bilinen bu kentte, partinin tekrar yükseliş trendini yakalama yerine, daha da kan kaybedeceği yolundaki görüşlerin çoğalmasını sağlıyor...
Bazıları için bu söylem ve tespitler belki rahatsızlık verebilir... Ama CHP'de yenilere yol açılmadıkça, kendini yetiştirmiş olanlara fırsat tanınmadıkça, toplumun sıcak bakabileceği isimlerin önü kesilmeyip, vitrine konulmadıkça, bu partinin Gaziantep'te oy kaybına uğrayacağını şimdiden söylemekte hiçbir sakınca görmüyorum.. (MHP ÇOK AKILCI POLİTİKA İZLİYOR CHP'de yukarıda söylemeye çalıştığım olumsuzlukların devam etmesi halinde, Gaziantep'te ikincilik tahtına MHP'nin oturabileceğini söylersem, sakın kimse şaşırmasın... Bu çok iddialı bir gözlem, ama siz yine de "bunu Ökkeş Özekşi söylüyorsa, mutlaka bir bildiği vardır" deyiverin ve bu köşeyi bir kenara koyup saklayın... Evet... MHP, Gaziantep'te kimsenin, hatta belki kendilerinin bile tahmin edemeyeceği kadar büyüyor... Bir kere bu partide geçen seçimde oy kullanma hakkı bulunmayan gençler şimdi oy kullanacak yaşa geldi, bu hiç küçümsenecek rakam değil. Üstelik geçen dönemin kızgın ve küskünleri geri döndü... Daha da önemlisi aylardır hiç boş durmuyorlar... Çok yönlü sessiz çalışmaları çığ gibi büyümelerini sağlıyor... CHP gibi sadece sövlev peşinde değiller... Teşkilatlar şehrin her semtinde inanılmaz bir hareketlilik içinde. İllegaliteden uzak durmaya çalışma gayretleri gözle görülür hale geldi... Bunda Devlet Bahçeli'nin izlediği seviyeli politika kadar, biraz daha olgun, kavgacı anlayıştan uzak bir politika izleyen il ve ilçe teşkilatlarındaki isimlerin varlığı önemli rol oynuyor... Ülkü Ocakları vurdulu kırdılı bir anlayışın terkedildiği yer haline getirilmiş durumda... Henüz tam olarak o düşünce silinmiş olunmasa da, gelişmeler o kafada olanlara fırsat tanımayacak seviyeye gelmek üzere... Yönetimlerde eskilere oranla daha akılcı düşünen, ufku açık, kendini yetiştirmiş genç isimlerin olması, MHP'nin artılarının göstergesi oluyor... Elbette yönetim kademesinde görev yapanlardan bazılarının eleştirilecek yönleri de var... Bunları zamanı geldikçe yazacağız. Ama şu anda hiç te küçümsenmeyecek kadar başarılı olduklarını söylemeliyim... (Bu değerlendirme 18 Haziran 2007 Pazartesi günü yayınlanmıştır) CHP'NİN GAZİANTEP PROJESİ NEDİR ?

Dün çok merak ettim ve yakın çevreme de sorarak, "CHP'nin seçim öncesi vaad niteliğinde Gaziantep ile ilgili projesi var mı" dedim.. Arkadaşlarım birbirinin yüzüne baktı ve "Allah Allah, sahi yahu şu ana kadar Gaziantep ile ilgili proje konusunda bir açıklama filan duymadık" dedi.. Bazı CHP'li dostları aradım, tatmin edici bir görüş, düşünce ve proje yönlü programın varlığından bahsedemediler.. Konuşulan ve savunulan tek şey, TEŞVİKSİZLİK ve buna paralel işsizlik sıkıntısı.. Birde belediyelerden şikayet.. Bu kadar.. Anlaşılan o ki, CHP Gaziantep teşkilatının ve milletvekili adaylarının, seçim sonrası kent menfaatlerini gözetici bir VAADLER zinciri ile iktidar veya hükümet ortağı olduklarında PROJE zaafiyetleri var.. Şimdilik "suçlama" gibi en kolay yol olan yöntemle gidiyorlar.. Elbette bunları yapmaları gerek ama "şikayet yerine hizmet üretici" plan, programlar ve projeye de ihtiyaçları olacağı kesin.. Bunları duymak ve görmek istiyoruz.. MHP'NİN SIKINTILARI

Önce peşin olarak söylemeliyim.. Aylar öncesi seçim değerlendirmelerimde, MHP teşkilatının çok iyi çalıştığını ve şehrimizde AKP'den sonra ikinci parti konumuna gelebileceğini hatta böyle gittikleri takdirde, CHP'yi geride bırakabileceklerini yazmıştım.. Buna yönelik çeşitli gözlemlerim ve tesbitlerim vardı.. Ama şimdi duruyor ve bu tarih itibarıyla o söylediklerimi ve yazdıklarımı askıya aldığımı duyuruyorum.. Çünkü MHP'de milletvekili aday listesi açıklandıktan sonra inanılmaz bir sıkıntı gözlüyorum.. İsimler vermek istemiyorum, zaten partililer bunu net şekilde telaffuz ediyor. Ama bu partinin genel merkezinin böyle bir listeyle, Gaziantep'teki şansını zora soktuğunu söyleyenlere katıldığımı ifade etmeliyim.. Hatta üst düzey bir yetkilinin, "Genel merkez büyük hata yaptı, eğer liste herkesin ortak görüşüyle düzenlenmiş olsaydı, nasıl olsa ülke barajını geçeceğimiz için Antep'te rahatlıkla 3 yapar, hatta dördü zorlardık. Şimdi bizim yerimize bu işi CHP yaptı, herkesin morali bozuk, kiminle görüşsek tepkili ve öfkeli. İlk 5 sıralaması yolumuzu ve hızımızı kesti" sözlerine hak vermemek elde değil.. Umarız MHP'de bu sıkıntılar seçime kadar atlatılır ve sorumluluk duygusu daha ağır basar.. Ama bunda biraz da "nasıl olsa birinci sıradayım" diyerek meclise gitmeyi garanti gibi gören Sayın Hasan Özdemir'in de katkıda bulunması lazım diye düşünüyorum.. Sayın Özdemir geçen haftada yazdığım gibi, ABİ'lik misyonunu, kucaklayıcı ve toparlayıcı hale getirmek için çaba göstermeli.. Hatırlatmada yarar görüyorum, bunlar partililerin temennisi. MHP'lilik disiplini ve genel merkeze karşı sorumluluk gereği bu yöndeki düşünceler kamuoyuna yansıtılmıyor ama için için partiye zarar veriyor.. (Bu yorum seçimden bir ay önce 25 Haziran 2007 Pazartesi yapılmıştır )

TÜRK HALKI EN İYİ SINAVI SANDIKTA VERİR Bir ay sonra şimdikinden daha farklı düşünecek ve sandıktan çıkan sonuçların ülkemize nasıl etki yaratacağını tartışacağız.. Şimdi ise durum farklı. O bir aya kadar olacakları tahmin etmek, fikir yürütmek, görüş belirtmek durumundayız.. Bizlerin görüşünü önemli bulanlara belki tatmin edici yanıtlar veremeyebiliriz ama, ne gördüğümüzü, nasıl olabileceği yolundaki düşüncelerimizi de, bize yakışan biçimde söylemek görevimizdir.. Şu ana kadar görebildiklerimiz iktidar partisinin her geçen gün prim kazandığıdır.. Bunda devlet gücünü iyi şekilde kullanmalarının yanısıra, din konusunu iyi işlemelerinin rolü büyük.. Hele türban olayı ve Cumhurbaşkanlığı konusu, bu parti tarafından o kadar iyi kullanılıyor ki, aleyhlerinde olması beklenen durumu, rahatlıkla lehlerine çevirebiliyorlar. Bu arada bir tehlikeyle oynuyorlar ve Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya yönelik konuşmalarda ölçüyü kaçırıyorlar.. Ama bunun da bazı kesimlerde kendilerine prim getirdiğini biliyorlar.. AKP'NİN OY SİLAHI ÇOK Görüşümü soranlara hep şunu söylüyorum; şu anda hiç bir parti AKP'nin yaptığını yapamıyor.. Kırsallarda, gecekondu tabir edilen varoşlarda, köylerde genellikle fakir olan, ama din konusunda hassasiyet gösterenlerin yüzde 50'den fazlası, AKP'ye daha sıcak bakıyor.. Buna bir de kömür başta olmak üzere çeşitli gıda yardımlarının yapılması, yeşil kart esnekliği, belediyelerin saklanamayan gizli desteklerini eklersek, ne söylemek istediğim daha iyi anlaşılır.. Biz bu konumdaki insanlarla konuştuğumuzda, biraz da kandırılmışlığın farkında olduklarını gözlüyoruz ama "bugüne kadar hangi hükümet bize el uzattı, kömürümüzü yağımızı, şekerimizi verdi, doktora gidebilmek için yeşil kart ışığı yaktı?" şeklindeki yarı tepki, yarı övgü dolu sözler karşısında söyleyecek söz bulamıyoruz.. Kenar semti, kırsalı ve varoşları böyle de, kent merkezli kesim farklı mı düşünüyor.. Daha açıkçası sanayici ve işadamı kesimi.. Onların da ekonomik istikrardan yana oldukları ve tek partili iktidarın devamını istediklerini gözlüyoruz.. Elbette sanayici kesimin tümü değil böyle düşünen.. Ama bunlar çoğunluklu değiller.. Bir Abdulkadir Konukoğlu'nun "biz koalisyon istemiyoruz" ifadesi, söylemek istediklerimi özetliyor.. Buna karşın KOBİ'lerde ve esnaf kesiminde durum tam tersi.. Onların büyük bölümü hükümete tepkililer.. ŞEHRİMİZDE NELER OLACAK ? Gelelim şehrimizdeki siyasi gelişmelere.. Son yapılan bir ankette AK Parti'nin oldukça önde olduğunu duyunca şaşırmadım.. Anketlere kolay kolay inanmayan birisiyim.. Seçimlere kadar da inanmam, ama yine de ciddiye almam gereken mesajlara dikkat ederim.. CHP'nin ön seçimiyle birlikte kıpırdadığını söylemek gerekir.. Ancak silkinme konusunda bir hareket göremiyorum.. Sanki parçalı bulutlu gibiler.. Organizasyon yönleri zayıf, koordine eksikleri var, iletişim yönünü hala amatörce düşünüyorlar.. MHP için düşüncemi geçen hafta yazmıştım, Sayın Hasan Özdemir il başkanı ve Serdar Çelik adındaki aday ile ziyaretimize geldi. Farklı bir durumda olduklarını söyledi.. Ama eleştirel önerilerimiz etkisini mutlaka göstermiş olacak ki, Hasan Özdemir'in 'Abilik' görevine sarılmaya başladığını gözlüyorum. Ziyaretler faslı başladı, mesajlar iyiye doğru gidiyor.. Yalnız mutlaka söylemek durumundayım; parti içindeki kırgınlık henüz bitmiş değil.. Ve bu kişilere kulak kabarttığımda, partinin ülke barajını geçmesi halinde Gaziantep'ten bir'in garanti olduğunu, ama ikincisi için kesin konuşamadıklarına şahit oluyorum.. Bence MHP'nin kendi içerisinde bir özeleştiride bulunup, güçleri birleştirmesi gerek. Aksi takdirde iyi bir fırsat kaçıracaklar.. Hepinize iyi haftalar