Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Ankara'da yaşanan bombalı terör saldırısı dosyası ile ilgili gizlilik kararı verilmesini eleştirdi. Türkiye'de bu dosyalarda verilen gizlilik kararlarıyla faillerin, zanlıların gizlenmeye çalışıldığını, olayların örtbas edilmeye çalışıldığını söyleyen Şarklı, daha önce Gaziantep'te IŞİD terör örgütü tarafından oğlunun kandırıldığını söyleyen Vakkas Doğan isimli babanın söylediklerini hatırlattı. Emniyet Müdürlüğü'ne bu olay üzerine IŞİD'le ilgili ne tür tedbirler alındığına yönelik soru sorduklarını kaydeden Şarklı, “Verilen cevap maalesef her zaman olduğu gibi 'devlet sırrı' oldu.” dedi. Baro Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Duran da şehirdeki IŞİD yapılanması üzerine kaygılarının bulunduğunu anlattı.

DERHAL İSTİFA ETMELİLER

Şarklı, Gaziantep Barosu'nda düzenlediği toplantıda Ankara'da yaşanan bombalı terör saldırısının hukuki sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin kanlı katliamların yıldönümleri ile anıldığı bir ülke haline getirildiğini belirten Şarklı, “Yürütülen dış politika, ne idüğü belirsiz bir sürü terör örgütünün pervasızca Türkiye'de cirit atmasına yol açmıştır. Günler öncesinden yapılacağı bilinen bir mitingin kana bulanmasında işini yapmayan devlet istihbaratının sorumluluğunun olduğu açıktır. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Bir an önce bu katliamın sorumluları ortaya çıkarılmalı ve yargı önünde hesap vermelidirler. Eğer ahlaklı olmanın bir zerresi kaldıysa sorumlular derhal istifa etmelidir.” ifadelerini kullandı.

GÖZYUMULDU

IŞİD terör örgütü tehlikesine dikkat çeken Şarklı, “Bir yanda 2011 yılından bu yana Suriye'de yaşanan iç çatışma ortamının ülkemize yüklediği ekonomik, sosyal ve siyasal yük artarken, giderek Suriye'de yaşanan iç çatışmanın tarafı olmaya niyetli adımlarla karşı karşıya kaldık. IŞİD gibi terör örgütlerinin yapılanmasına ve örgütlenmesine göz yumuldu.” diye konuştu.

ÖRTBAS EDİLİYOR

Geçtiğimiz yıl Gaziantep'te Vakkas Doğan isimli babanın, çocuğunun IŞİD terör örgütü tarafından kaçırıldığına ilişkin haberlerin çıkması üzerine de harekete geçtiklerini anımsatan Şarklı, “Çok sayıda ailenin başvurusu vardı. Bu ulusal medyada da yer almıştı. Bu haberle birlikte biz Gaziantep Emniyet Müdürlüğü'ne 'Gaziantep'te IŞİD'in faaliyetleri nedir?' diye sorduk. Bununla birlikte hangi tedbirlerin alındığını sorduk. 'Bu ülkede yaşayan bir yurttaş, bir vatandaş olarak hepimizin can güvenliği tehdit altındadır. Bununla ilgili Gaziantep Emniyet Müdürlüğü nasıl bir çalışma yapmaktadır?' şeklinde soru yöneltmiştik. Ama verilen cevap maalesef her zaman olduğu gibi 'devlet sırrı' olarak geçti. Daha sonra Ankara'daki kanlı eylemden sonra Suruç'taki eylemi gerçekleştiren kişinin kardeşi olduğu söylenen şahsın Emniyet tarafından dinlendiğini, tape kayıtlarında yapılan eylemlere ilişkin konuşmaların yer aldığını ama her ne hikmetse yine savcılık tarafından takipsizlik kararı verilerek dosyanın kapatıldığını gördük. Yani Türkiye'de maalesef bu dosyalarda verilen gizlilik kararlarıyla faillerin, zanlıların gizlenmeye çalışıldığını, olayların örtbas edilmeye çalışıldığını görmekteyiz.” şeklinde konuştu. DURAN: BİR BOMBANIN PATLAYABİLECEĞİ KAYGISINI GÜDÜYORUZ” Gaziantep Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Duran da şehirdeki IŞİD yapılanması üzerine kaygılarının bulunduğunu vurgulayarak, “Biz burada IŞİD'in çok sayıda hücresinin olduğunu ve burada bir bombanın patlayabileceğini, burada da bizim yaşam hakkımıza müdahale edilebileceğini kaygısını güdüyoruz. Daha önce bir emniyet müdürü 'Biz burada yakaladıklarımızı açığa çıkarmış olsak kamuoyunda infial yaratır' demişti. Bu çok ciddi bir iddiaydı. Başbakan Davutoğlu da 'Biz canlı bombanın kendini patlatana kadar yakalayamıyoruz' diyor. Ceza hukuku açık. Bir kişinin canlı bomba olarak ihbarı geldiyse bir yasa dışı örgüt üyesidir, bu tutuklamayı gerektirecek bir nedendir. Siz bunun patlamasını beklemeden güvenlik önlemini alıp yargılamaya konu edebilirsiniz.” ifadelerini kullandı. HABER MERKEZİ