Baro Başkanları Türkiye'de her geçen gün artan şiddet ve savaş ortamı üzerine ortak açıklama yaptı… Gaziantep, Adana, Osmaniye, Mersin ve Hatay Baro Başkanları, " Temmuz ayından bu yana Ülkede gittikçe artan şiddet sarmalı hepimizi yakmaya devam ediyor. Bu şiddet sarmalı son bulmalıdır. Kan üzerinden siyaseti esas alan, şiddet ve intikamı besleyen ve ortak aklı reddeden siyaset anlayışı son bulmalıdır. Türkiye’nin ihtiyacı olan şey demokrasi ve hukuk devletidir. Hukukla sorunu olan değil, hukuku ve hukukun üstünlüğünü içselleştiren, demokrasiyi olmazsa olmaz gören bir yönetim ve devlet anlayışına ihtiyacımız var" dediler.

KURULAMAYAN HÜKÜMET SANCISI

Baro Başkanları ortak açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Genel Seçimlerinin sonuçlanması ile birlikte, kurulamayan hükümetin sancısı içinde Suriye ile savaş koşulları dahil olmak üzere Doğu ve Güneydoğu İllerimiz başta olmak üzere Ülkemiz kendini bir şiddet sarmalında buldu. Seçimlerden sonra ortaya konulan siyasi performans Ülkenin tamamının çıkarlarına hizmet etmiyor. Bir yanda 2011 yılından bu yana Suriye’de yaşanan iç çatışma ortamının Ülkemize yüklediği ekonomik, sosyal ve siyasal yük artarken; giderek Suriye’de yaşanan iç çatışmanın tarafı olmaya niyetli adımlarla karşı karşıya kaldık. IŞİD gibi terör örgütlerinin yapılanmasına ve örgütlenmesine göz yumuldu"

HİÇ BİR ŞEY YOLUNDA DEĞİL

"Ne yazık ki ülkemizde başta yargı olmak üzere hiçbir şey yolunda değil. Başta yargı kurumları ve yargı kurumlarının örgütlendiği yapılar ile bu kurumların işleyişine yönelik yapılan düzenlemeler, demokratik işleyiş ve hukuk devleti algısına dayanmıyor. Doğudan batıya, kuzeyden güneye içinde bulunduğumuz siyasi ortam hepimizi hem maddi-manevi olarak derinden etkiliyor. Veriler Türkiye’de ciddi bir ekonomik darboğaza işaret ediyor. Ülkenin iç gündemi ve “iç güvenlik” kaygısı; hukuk, anayasa, sosyal politikalar önceliğine dayanmıyor. Sınırlarımızın ötesindeki gelişmeler, Suriye yönetiminin düşürülmesine yönelik siyasi beklenti ve Suriye olan ilişkilerimiz hukukun çizdiği sınırlarda tartışılmıyor ve bazı menfaat öngörülerine bağlı tahlillerin sonucu oluşuyor. Gerçek şu ki, Uluslararası hukukun meşru saydığı bir çerçeve içinde konum belirlemek zorundayız"

KOŞULSUZ DEMOKRASİ

"Türkiye’nin bu bağlamda ihtiyacı olan şey koşulsuz demokrasidir. Nefret söylemini bırakma zamanı çoktan geçmiştir. Zaman insanı aşağılayarak, düşüncesinden, kimliğinden ya da inancından dolayı insan onurunu ayaklar altına alarak, yok sayarak, ayırarak, bölerek yönetme zamanı değildir. Elbirliği ile tüm sorunlarımızı çözecek hem enerjimiz, hem yeteneğimiz var. Tüm şiddet ve savaş söylemlerini, şiddet ve terör eylemlerini, savaş çığırtkanlığını bir tarafa bırakmak gerekiyor. Koşulsuz, amasız olarak teröre terör diyoruz ve şiddet ortamı koşulsuz ve amasız olarak durmalıdır diyoruz."

SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ

Net olarak söylüyoruz; savaşın kazananı olmaz savaşa hayır diyoruz. “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” diyoruz. Ülkemizin bir savaş macerasına atılmasını istemiyoruz. Komşularımızla sorun yaratan, Ülkemizi ve İlimizi güvenlik kaygısı yaşanır hale getiren politikalara son verilmesini; sınırların bir devlete yakışır şekilde tahkim edilerek kontrol altına alınmasını ve Ülkemiz içinden başka ülkelere savaş ihraç eden tüm terör gruplarının önlenmesini istiyoruz. Net olarak söylüyoruz; Türkiye’de şiddet kimden gelirse gelsin, şiddetin, terörün ve ölümün her türlüsüne hayır diyoruz. Terörün her türlüsünü kınıyoruz. Saldırılarda yaşamını yitiren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz" HABER MERKEZİ