Bağımlılık tedavisi ile ilgili yazımıza geçmeden önce şu gerçeği hatırdan çıkarmamakta fayda var. Madde kullanımı ve maddeye bağlı sorunlar, ülkeler arasında küresel işbirliğine rağmen gün geçtikçe büyük ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olmaktadır. Bağımlılık tedavisi oldukça pahalı ve güç olan bir hastalıktır.

Bağımlılık denilince insanların algılarında nedense sadece, internet, içki, kumar, sigara, yeme-içme, aşk ve madde bağımlılığı gelse de aslında yüzlerce bağımlılık çeşidi mevcuttur. Bu bağımlılıklar bir birinden ayrı gibi görünse de ruhsal açıdan bakıldığında aynıdırlar.

Bağımlılık zarar verici sonuçlar doğurmasına karşın, zorlantılı bir şekilde madde arama ve kullanma ile karakterize süreğen ve tekrarlayıcı bir beyin hastalığıdır. Bu hastalığa zarar verici davranışlar da eşlik etmektedir.

Bağımlılık, hem beyni hem de davranışları etkileyen bir hastalıktır. Ancak bu hastalığın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamak gerekir. Bu hastalığın gelişmesi ve ilerlemesinde birçok biyolojik ve çevresel etmenler rol oynamaktadır. Ancak bağımlılık bir sürecin sonunda gelişen bir olgudur.

Bağımlılık gelişene kadar kişi bazı evrelerden geçer. Önce denemek amaçlı kullanım, daha sonra sosyal kullanım ve bu aşamadan sonra kötüye kullanım ve bağımlılık ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle alkol ve madde kullanımının erken tanınması ile birçok olumsuz sonucun gelişmesi önlenebilir. Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanmış olan tanı sınıflamasında (DSMIV) bağımlılık tanısı şu ölçütlere dayanarak konmaktadır: Bağımlılık 12 aylık bir dönem içinde aşağıda sıralanan belirtilerden üç veya daha fazlasının bulunması ile tanımlanır.

Bağımlılık tedavisinde davranış değişikliklerinin hedeflendiği son derecede etkin tedaviler uygulanmaktadır. Bazı vakalarda başarıya ulaşana kadar birçok tedavi sürecine gereksinim olmaktadır. Bağımlılık tedavisi çeşitli aşamalardan oluşan uzun süreli bir tedavidir.

Herkes için uygun tek bir bağımlılık tedavisi yoktur. Kişinin ihtiyaçları doğrultusunda bağımlılık tedavisi düzeni belirlenir. Bu kişinin aile, okul, iş yeri ve sosyal hayatta üretken olmasını hedeflemektedir.

Yeteri kadar süre bağımlılık tedavisine devam etmek, bağımlılık tedavisinin etkili olması için kritik bir öneme sahiptir. Uygun süre kişinin sorunları ve ihtiyaçlarına bağlıdır. Birçok kişi bağımlılık tedavisini erken bıraktığı için tekrar alkol ve madde kullanmaya başlamaktadır.

Bireysel ve grup terapileri bağımlılık tedavisinde etkilidir. Bağımlılık tedavisi sırasında alkol ve madde kullanımına karşı koyma becerilerinin geliştirilmesi, alkol ve madde kullanımı ve bununla ilişkili aktiviteler yerine daha yapılandırıcı aktivitelerin devreye sokulması ve sorun çözme becerilerinin geliştirilmesi hedeflenir. Aynı zamanda aile ve toplumla kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi bağımlılık tedavisinde ele alınır. Bütün bunlar bağımlılık tedavisinin neden yeteri kadar sürmesi gerektiğinin de göstergesidir.

Psikoterapilerin yanı sıra birçok hasta için ilaç tedavisi de önemli bir unsurdur. Alkol ve madde kullanımı ile ilişkili sorunlar ve eşlik eden başka psikiyatrik hastalıkların ilaçla tedavisi gereklidir. Bağımlılık ve başka ruhsal bozuklukların birlikte görülme olasılığı çok yüksektir.

Bağımlılık tedavisinin ilk adımı her zaman tıbbi arındırma tedavisidir. Arındırma tedavisi, maddenin vücuttan çekilmesi sırasında ortaya çıkan belirtilerin ilaçla tedavi edilmesidir. Bağımlılıkta arındırma tedavisi tek başına yeterli olmamakta, ancak uzun süreli bağımlılık tedavisinin de ilk adımını oluşturmaktadır.

Bağımlılık tedavisinde motivasyonu artıran çevresel etmenler de önemlidir. Aile, okul, iş çevresi ya da yasal zorunluluklar bağımlılık tedavisine başvuru ve tedavide kalma üzerinde etkili olabilmektedir. Kişinin bağımlılık tedavisini kabullenmesini sağlayabilmektedir.

Bağımlılık tedavisi süresince alkol ve madde kullanımının takibi düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Bunun için idrarda madde testi tekrarlanmalıdır. Bağımlılık tedavisi sırasında ortaya çıkabilecek olan kaymalar (nüks - relaps) bu şekilde fark edilebilir. Nüks veya kaymanın erken dönemde fark edilmesi, kişinin daha ciddi sorunlar yaşamadan müdahalesine olanak vermekte ve yeniden bağımlılık tedavisi planına uyum sağlanabilmektedir. Bunun için idrar testi en sık kullanılan yöntem olmakla birlikte, saç testleri de bu amaçla kullanılabilmektedir.

İyileşme uzun bir süreçtir ve birçok tedavi bölümüne çoğunlukla ihtiyaç duyulmaktadır. Tekrar alkol ve madde kullanımı bağımlılık tedavisi sırasında veya başarılı bir bağımlılık tedavisinden bir süre sonra görülebilir. Bağımlılar iyileşme ve işlevselliğe tamamen dönmek için oldukça uzun ve birçok bağımlılık tedavisi girişiminde bulunabilirler.

Saç numunesinde uyuşturucu testi, 4 ile 6 ay içinde madde kullanımına dair bilgi verir. Bedenimize giren her kimyasal madde saçımızda bir kod bırakmaktadır. Biyokimyasal analizlerle bu kod tespit edilebilir.

Bu test için saç numunesinin uygun bir şekilde alınması önemlidir. Yetersiz numune alınması veya saç üzerindeki boya, kına gibi kimyasal içerikli uygulamalar, test sonuçlarını etkilememektedir. Saçın en az 2 santim uzunluğunda olması gerekir.

Saç numunesi bir seri ön işlemden geçirilerek sıvı hale getirilir, daha sonra alınan uyuşturucu türü ve miktarı belirlenmek üzere GC/MS sistemi ile analiz edilir.

Gizli numuneler alınıp, madde kullanan kişinin haberi olmadan testlerin yapılması olumsuz sonuçlar vermektedir. Bu nedenle, madde kullanan kişinin haberi olmadan alınacak numunelerin test edilmesine BATEM ve diğer sağlık kuruluşları sıcak bakmamaktadır.

Anlaşarak alınacak testler her iki tarafın ilişkisini olumlu etkileyecek, bağımlılığın tedavisinin başarısını artıracaktır. Tersi yöntemler ise sorunu daha fazla büyütecektir.

Bu yöntemin anlaşılarak kullanılması ile madde kullanan kişi kullanmadığını gösterebilmekte, aile veya yakınlar ise sürekli bir şüphe içinde yaşamaktan kurtulmaktadır. Öte yandan, madde kullanan kişi için de bir kendini kontrol yöntemi olmaktadır.

Özellikle sık idrar alınması mümkün olmayan durumlarda, aralıklarla test yapılabileceği zaman saç testini tercih etmek doğru olacaktır.

Bağımlılık bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Bağımlılık tedavisinde bağımlı insan çekinmeden ve kendi iradesiyle tedaviyi kabul etmelidir. Kendi iradesi ve arzusu olmadan tedavi asla amacına ulaşmadığı gibi tamamen kurtulması da mümkün değildir

Bu yazımızın hazırlanmasında emeği geçen batem tedavi merkezi yetkililerine de teşekkürü borç biliyorum.