Yazılarımızda ailenin önemini her fırsatta yaşanmış bağımlı hikayeleriyle anlatmaya gayret ediyoruz. Geçtiğimiz gün Cerrahpaşa Tıp Fakültesi uhdesinde İstanbul Bağımlılık Çalışmaları Topluluğuolarak Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nda 12 ay sürecek olan Bağımlılık semimerleri dizisinin ilkini gerçekleştirdik. Madde bağımlısı yakınlarının da katıldığı toplantıda bir genç kardeşimizin‘Annemle babam boşandı. ailemiz dağılınca boşluğa düşmüştüm. Arkadaşlarımın hepsi sorunlu ailelerin çocuklarıydı. Onlara katıldım. İster istemez de maddeye düştüm.’sözleriyle ailenin önemini vurguluyordu.

Bağımlılık abartılı bağ kurmaktır

Toplantıda sunum gerçekleştiren Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Psikiyatri Servisi Bağımlılık Birimi Sorumlu Psikoloğu İlkay Soykal: ‘Bağımlılık, bir nesneyle, insanla, maddeyle abartılı, ısrarlı, tüketici, yorucu bir bağ kurmaktır. Bağ kurulunca, amaç karşıdaki nesnenin sürekli tüketilmesi olur. “Onu istiyorum, sonucu ne olursa olsun odur istediğim.” düşüncesiyle davranılır. Günümüzde, bağımlılık toplumu yaralayıcı ve tüketici bir biçimde etkileyen bir halk sağlığı konusu biçimine dönüşmüştür. 8 yaşa kadar düşen madde kullanımı, üzerinde titizlikle çalışılması gereken bir sosyal-tıbbi alan olarak karşımızdadır. Bağımlılığın tedavisinde değişik yöntemler uygulanır: Arındırma, psikoterapi, rehabilitasyon, ilaç programları, beceri kazandırma programları, denetimli serbestlik vs.

Aile en güvenilir limandır

Aile çatıdır, korunaktır, sığınaktır, limandır. Bazen yemekhane olur, beslenme gereksinimlerinin karşılandığı yerdir. Sığınak olur. Örselenme zamanlarında güvenlik alanı olur. Bazen, liman olur. Fırtınalı ilişkiler yumağında, soluk almak için uğranılan yerdir. Temelde aile, ruhsal, zihinsel, bedensel, duygusal olayların olduğu, üyelerinin bu açılardan beslendiği bir yerdir. Beslenmenin oranı değişebilir. Kaynaktır aile. Irmak gibi akan, suyu yer altından çıkan merkezdir.