Alkolizmin % 76 gibi yüksek oranda genetik olduğunu duyunca bingo demiştim. Şimdi biliyorum ki bağımlılık bir hastalık ve sadece durdurulabiliyor, önemli olan uyuyan aslanı uyandırmamak-yani hiç başlamamak.

Ortaokul ve lise çağlarımda kopuşlarım eve gidemeyişlerim oldu, ama ben asla alkolik değildim! Olamazdım!

Alkolik köprü altına düşmüş, elinde köpek öldüren şarap olan saçı sakalı karışmış tip demekti, ben ise asla öyle değildim ve olamazdım.

Üniversiteyi nasıl bitirdim, Şırnakta yedek subay olarak vatani görevimi nasıl yaptım, hala dehşetle düşünürüm..

Üstüne üstlük çok sevdiğim kişiyle evlenip çocuklarımın olması, kendi işimi kurup çok paralar kazanmam asla alkolik olmamı düşündüremezdi bana.

Fakat maalesef hayatımda her şey iyiye giderken alkolün dozunu arttırdığımı, toleransımın gittikçe yükseldiğini fark ettiğimde sanırım iş işten geçmişti. Akşamları nerde nasıl içtiğimi, paramın nasıl bittiğini, eve nasıl geldiğimi ve acı olan altımı ıslatmalarımın tehlike çanlarını nasıl çaldığını anlayamamış duyamamıştım.

Eşimin ve annemin alkolü bırakmam için nasıl çabaladıklarını da fark etmemiştim. Aksine onlara alkolik olmadığımı ispatlamak için ne cambazlıklar yapıyordum. Çok öfkeliydim, dünyada her şey, herkes kötüydü-ben hariç-!!

Neden savaşlar vardı?

Neden insanlar açtı?

Neden doğaya böyle acımasız davranılıyordu?

Neden insanlar bu kadar bencildi?

Neden ben bir türlü huzurlu olamıyordum ve en kötüsü Tanrı neredeydi?

Neden bütün bunlara izin veriyordu?

Alkol masalarında hükümetleri deviriyor, yeni hükümetler kuruyordum, Amerikan başkanını değiştiriyor, Beşiktaşın şampiyon olması için neler yapmıyordum!.. Bu arada ailemden kopmuş, evde ne yer ne içerler, çocuklarım nasıl büyüyor, nerde okuyorlar, ekmek kaç para???v.s. v.s.ilgilenmez-ilgilenemez olmuştum. 90 yılında körfez savaşı çıktığında benim işim fena bozulmuştu, tabii ki bunu da alkolümü arttırmak için bahane olarak kullanmış, zavallı BEN, kurban rolüne bürünüvermiştim. Alkol artık sanki yaşam sıvım olmuştu, onsuz yürüyemiyor, tuvalete gidemiyor, insanlarla konuşamıyor..(v.s) dum. İlk hastane tedavimi bu sırada gördüm. Burada da yaşamıma etki edecek bir bağımlılığım daha oldu, hastaneye alkol tedavisi için girmiş ama hap bağımlısı olarak çıkmıştım!!! Verdikleri ilaçlar kafamı öyle hale getiriyordu ki, bir müddet alkol isteğim olmadı fakat ben bir bağımlıydım ve ilaçları çok fazla arttırmama rağmen yetmiyordu, 8 ay sonra tekrar alkole döndüm. Çünkü tedavi bana nasıl yaşayacağımı, bu öfkeyi nasıl yok edeceğimi, insanlarla nasıl iletişim kuracağımı, yaşamın şartlarını nasıl kabul edeceğimi kısaca NASIL AYIK YAŞAYACAĞIMI öğretememişti.

Bu arada İstanbul trafiğinde hiç ayık araba kullanmadığımı da belirtmek istiyorum ve hiç trafik cezasına çarptırılmadığımı. İyi yürekli Trafik polisi ağabeyler beni hep idare etmişlerdi!! Buradan onlara da iyi niyetleri için çok teşekkür ediyorum ama bunun aslında iyiliğime değil kötülüğüme olduğunu, o vaziyette araba kullanarak hem kendi canımı hem de başkalarınınkini tehlikeye attığımı önemle ifade ediyorum. Ne olur sarhoş sürücülere iyilik!! Yapmayın lütfen.