Bir üniversitede öğrenim gören okurumuz, gönderdiği e posta iletisinde: 'Son dönemlerde gazetelerde ya da televizyonlarda izliyoruz.' falan ünlü ya da ünlüler narkotik Polisi tarafından gözaltına alınıyor. Ünlüler arasında maddeye bağımlılık neden bu kadar çok artmaktadır. Şöhretli insanlar arkasındaki madde bağımlılığının gerçek sebepleri nelerdir' diye yazıyor.

Toplumda sürekli göz önünde olmak, geniş halk kitleleri tarafından sürekli takip edilmek kolay bir iş değildir. Ünlü dediğimiz şöhretli insanlar gördükleri protokol ve toplumsal kabul bakımından sıradan insanlar değillerdir. Halk arasında her yaştan saygınlıkları mevcuttur. Bir kere ünlü kişinin olumlu veya olumsuz dış faktörlerden gelen etkenlere karşı çok sağlam bir sinir sistemi ve içsel manada zenginleşmiş bir ruhaniyeti olmalıdır.

Görsel bir sahnede olmanın bedeli de vardır. Şöhretli insanların hayata uyarladıkları işlere paralel olarak, daha iyi eserler, daha iyi şovlar, daha çok seyirci, daha iyi performans, rekor ve reyting gibi başarı kriterleri ile sınanırlar. Bir ülkede sanatsal alanda ortaya bir eser ortaya çıkardığında, bir sonraki projesinde daha çok büyük bir beklenti oluşuyor. Bu bedel de çoğu zaman yoğun stres ya da gerilim kaynağıdır.

Zirvede olmak ve gündemde kalmak ruhsal bakımdan kişinin benlik(ego) duygusunu yüceltebilir. Ruhsal açıdan hoş gelebilir.Ama şöhretli insanı asıl korkutan ve gerilime sokan unsur zirveden ve kamuoyu gündeminden düşmektir.Bu olumsuz duyguları benliğinde yaşayan ünlü psikolojik açıdan gerilim ve depresif gibi yoğun duygular yaşayabilir. Büyük projeler çoğu zaman kahramanına ağır bir sağlık bedeli ödettiği görülmüş şeydir.

İsim yaptığı bir alanda, maddi yönden doyuma ulaşıp manevi tıkanma yaşayan, sonrasında daha iyi bir eser üretemeyip klinik tedavisi görüp psikolojik destek alan, yerli ya da yabancı bir çok ünlünün dramatik öyküleri ve örnekleri kayıtlarda mevcuttur.

Gerçekleştirdikleri sanatsal içerikli projelerle, toplumda iz bırakan, film ve sanat eserleriyle geniş halk kitleleri tarafından takip edilen ünlü insanlar da neticede etten, kemikten insanlardır. Belki maddi sıkıntıları olmaz ama zaman zaman manevi bakımdan zorluk yaşamaları olasıdır. Bunu yazılı ve görsel medyada görmekteyiz.

Şov dünyasına mensup ünlü insanların duyguları ve hayata bakış açıları duygusallık içeriyor olsa da sanatçılar kuşkusuz yapısal anlamda duygulu insanlardır.

Duygulu olmak elbette ruhsal yönden asla zayıflık değildir.Olamaz.

Sanatçılar yaşadıkları duygusal kırılma ve boşluk anını madde kullanarak bertaraf edebilirler anlayışı da tıbben ve bilimsel açıdan uygun değildir.

Yine, okurumuz gönderdiği e posta mektubunda bağımlılık -şöhret ilişkisinde karakter ve kişilik özelliklerinin maddeye yönelimi etkileyip etkilemediğini soruyor.

Şu gerçeği dile getirmekte fayda var. Dışarıdan alınan maddelere bağımlı olan birey ya da bireylerle ilgili toplumun geniş bir bölümünde yanlış bir inanç var.

Önce onu açıklığa kavuşturalım. Bir kere bağımlılık tıp dilinde bir hastalık olarak görülmektedir.

Bunu yalnız ve yalnızca karakter ya da kişilik zafiyetiyle ile yorumlamak ta tamamen ön yargılı ve insafsızca bir yaklaşım olur.

Şöhretli ya da şöhretsiz. Kimi insanlar yaşamdan yeterince zevk alamadıklarından, hayatın getirdiği endişe ve korkulardan etkilenerek, bazıları ise arkadaş ve çevre kültüründen etkilenerek 'nasıl olsa iradem güçlüdür, madde beni etkilemez. Bir kere kullansam ne çıkar ki' diyerek madde kullanmaya yönelebiliyorlar.

Peki bu madde bağımlılığına karşı ünlüler ne yapmalı? Ünlü insanlar kuşkusuz başarılı ve zeki insanlar olduğunu da hesaba katarsak,duygusal açıdan kırılma ya da depresif bir duruma düşmemeleri için mutlaka bir yaşam koçuna ihtiyaçları vardır. Şöhret ağır bir sorumluluktur.İntihar, madde bağımlılığı ve diğer olumsuzluklar gibi istenmeyen sonuçlar açısından psikolojik destek ve terapi görmek bir eksiklik değil,bir lütuftur.

Ünlü insanlar ruhsal açıdan iç dinamiklerini zenginleştirmedikçe sıkıntı yaşamaları pekala mümkündür.