"Bursacup" turnuvasından Gaziantepspor olarak çıkartılacak sonuç kadar dersler de vardır. İyi ki lig öncesi böyle bir turnuvaya katılmışız. Aksi takdirde bazı yanlışlıklar, bazı handikaplar ve ileride kulübün başını ağrıtacak, teknik adamları sıkıntıya sokacak, futbolcu kadrosunu ise huzursuzluğa sürükleyebilecek gelişmeler yaşanacaktı.
Örneğin Afanou ve Oğuz olayı..
Önceleri bana deselerdi ki "Afanou mu Oğuz mu?" ben hemen "Afanou" derdim.. Ama artık demeyeceğim.. Geçen sezonun sonlarına doğru bu futbolcunun takım ruhuna, kulüp saygınlığına darbe niteliğindeki davranışları, Konya maçına gitmeyişi, bin bir ricayla özel otomobil ile Konya'ya getirilişi, ardından sezon hazırlıklarına katılmayışı adeta zorla Hollanda kampına gelişi ve sürekli sorun çıkarışı..
Bunların hepsi bir takım için son derece huzur ve düzen bozucu gelişmeler..
Hele bir sonuncusu var ki hiç affedilir gibi değil..
Gözlerimle gördüm bizzat yaşadım. İstanbul Büyükşehir maçında sürekli hata yapması adam kaçırması, haliyle kim olursa olsun kalecisini sıkıntıya sokacak. Bu sıkıntıyı ise genelde takım yaşayacak,
Kalede Oğuz değil de başkası olsa önündeki bu hatayı yapan defansı elbette çağıracak, uyaracak.. İşte o Afanou maç oynanırken geldi kalecisinin boğazını sıktı kafayı çaktı.. İyi ki Oğuz karşılık vermedi.. Vermiş olsaydı siz seyreyleyeydiniz rezaleti.. Hakem belki ikisini de kırmızı kartla oyun dışı bırakır, Gaziantepspor olarak tüm ülkeye rezil olurduk.
Bu olay ve maç sonrası ne olacağını çok merak ettim. Kaldığım Kırcı Oteline dönüp yattım. Ertesi gün Gazinatepspor'un kaldığı Çelik Palas'a, Mesut Bakkal'dan randevu alarak gidip bilgi almak istedim.. Bakkal daha ben sorup cümlemi tamamlamadan "Afanou'yu gönderiyoruz, biraz sonra İstanbul'a gidecek" dedi.
Doğrusunu söylerseniz, bu kararlı duruşa sevindim ve hemen "Eğer böyle yapmasaydınız, belki de Gaziantepspor'a bu sezon farkında olmadan zarar verdirirdiniz, tebrik ediyorum" dedim. Haliyle Mesut hoca Afanou ile ilgili bilmediğimiz bazı olumsuz gelişmeleri de anlattı. Bana göre de, Eğer bu müdahaleyi yapmasaydı, takımda olmasını istediğimiz DİSİPLİN olayı başından kaybolacak, otoritesi sarsılacak, belki de bir gün sonra oynanacak Bursaspor maçında tam tersi sonuç bile çıkacaktı.
Şahsen ben öyle düşünüyorum. Belki kaleci Oğuz'dan hoşlanmayanlar bu değerlendirmemi beğenmeyebilir, ancak ben bakış açımı ve yorumlarımı kişiye göre değil kulübün menfaatlerine göre yaparım.
Bir kere şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Zaten dünkü yorumumda "İkinci yarının Gaziantepspor'unu istiyorum" derken, futbolcuların farklı bir ruh hali içinde olduklarını ifade etmeye çalıştım.
Artık geçen seneki gibi başıboşluk, dedikodu, çalışmadan oynamak gibi lüksleri olmayacak, ister yıldız gözüksün, ister PAF'tan gelsin..
Yaşına, başına, boyuna, posuna, havasına, saçına bakılmadan hak ettiğinde forması verilecek, hak etmediğinde soluğu yedek kulübesinde veya tribünde alacak.
Mesut hoca çok kararlı. Yardımcıları inançlı. Hele Hasan Çetinkaya diye bir menejer var, her kulubün arayıp da bulamadığı bir yetenek.
En önemlisi bu ekip kulübün menfaatleri için inanılmaz işler yapıyor.. Bu konuda sık sık yazıp sizlere bilgi vereceğim.
Eğer bu ortam bozulmaz. Kulüp içerden veya dışardan hançerlenmez, başkan dahil bazı yöneticiler yanlışlar yapmazlarsa, Gaziantepspor için umutlanmamak elde değil.