Okulda sağ ve sol gruplar birbirlerini sürekli şikayet ettiğinden okuldan müfettiş eksik olmuyordu. Bu şikayetlerde sol cephe hükümeti iktidardaysa sol kesim, sağ cephe hükümetleri iktidardaysa sağ kesim haklı çıkıyordu.

Bir keresinde okul müdürü İbrahim hoca şikayet edilmişti. Kadro yeterli olduğundan müstakil müdürlüktü ve müdürler haftada altı saat derse girerlerdi. Şikayet ve torpil sonucu İbrahim hocayı müdürlükten aldılar. Ancak İbrahim hoca mührü teslim etmedi ve müdürlükten ayrılmadı. Erzurum'a gitti. Erzurum Araştırma ve Uygulama Hastanesinde uzmanlık stajı gören ve ailesi Cevizli'de yaşayan bir doktor vardı. İbrahim hoca o doktorun desteğiyle üç ay rapor aldı. Okul müdürlüğünü de vekaleten bana bıraktı.

Benim hayatım boyunca değişmeyen ideolojim doğru mantıktır. Vekilliğim süresince doğru mantıktan şaşmayınca her iki taraf da benden memnun kaldı. Ancak Veysel hoca müdüre verdiğim destekten rahatsızlığını her zaman dile getirdi. Ben olmasam müdürü sürgün etmeyi başaracağını söyleyip durdu.

Üç ay bazen uzun, bazen de kısa bir zaman dilimi. Müdürün rapor süresinin dolmasına yakın Ankara'da yine hükümet değişti. Milliyetçi Cephe iktidar oldu. Zaten bütün hükümetler de en azından üç partinin koalisyonuyla kurulmaktaydı.

Müdür İbrahim hoca iktidar değişince işini yapmış, hakkındaki soruşturmayı hasıraltı ettirmiş ve müdürlüğe devam hakkını kazanmıştı.

O yıl okulumuzda iki bayan öğretmen göreve başlamıştı. Birisi Zonguldaklı Asuman, diğeri de Çanakkaleli Ayşe. Mavi gözlü, beyaz tenli, minyon ve fiziği son derece düzgün, modern bir kızdı. Ayşe sol görüşlüydü. Yeni öğretmendi. Babası tahrirat katibiydi ama kendisi kaymakam vekili olarak tanıtıyordu. Kaymakam vekilliği diye bir makam yoktu.

Bir sabah okula gittim ki, ne göreyim. Ayşe'nin iki gözü iki çeşme. Bir yandan ağlıyor, bir yandan da öfkeyle söyleniyordu. Yanına vardım.

-Hayrola, ne oldu Ayşe, diye sorunca Ayşe aniden patladı.

-Yahu ben bu ayının müdürlüğünde nasıl öğretmenlik yaparım. Müdür değil, ayının teki bu. Dağ ayısı, geri zekalı, hayvannnnnnnn…

-Dur Ayşe be, sakin ol. Sana bir şey mi söyledi, ne olduysa anlat bana?

-Hocam ne anlatayım. Ben sizin müdürlüğünüze alıştım. Bu kaba, ayı, hayvan heriften müdür mü olur…?

Hay Allah. Güleceğim Ayşe daha çok kızacak. Kendimi zor tuttum. Nasihat ettim. Ne derdi olursa bana söylemesini, korkmamasını, müdürün kendisine hiçbir şey yapamayacağını uzun uzun anlattım.

Ayşe sakinleşti.

Müdür odasına girdim. İbrahim hoca makamına kurulmuş, bıyığını kıvırıp durmakta. Hoş geldin dedikten sonra mührünü masasına bıraktım.

Olaylar kaldığı yerden devam etmeye başladı.

Yazar İletişim

[email protected]

TLF: 0535 836 16 82