Akhisar'dan kopartılan tek puan ve Orduspor karşısındaki destan sonrası, Gaziantepspor'un memnun etmediği kişi yoktur sanırım.. Teknik direktör Bülent Uygun'un geldiği günden beri, gerek takım içerisinde gereksede kentle kulübün bütünleşmesi misyonunu üstlenmesi çerçevesinde yapmış olduğu akılcı hamlelerin, hepimizi mutlu ettiği kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor.. Yönetimin kırdığı kent halkının ve taraftarların Gaziantepspor'a yeniden göz atmaya başlaması, ilgilenme eğilimine girmesi, hatta tribünlerden uzaklaşmışların tekrar dönme konusunda karar değiştirme düşüncelerinin oluşması, Gaziantepspor'u sahiplenme anlamına önemli gelişmeler olmuştur.. Gaziantep Valisi Erdal Ata'nın kent halkının ve sporseverin yüreğine su serpen teşebbüsleri, Gaziantepspor'un asla sahipsiz olmayacağının işaretlerini hatta güvencesini vermeye başlaması, geride bıraktığımız günlerin en anlamlı teşebbüsleri olmuştur.. Tüm bu güzel gelişmeler sonrası asıl meselemiz olan saha içi mücadelenin ilk ayağı, yarın Kamil Ocak'ta Eskişehirspor karşısında başlıyor.. Şu bir gerçek ki, moral motivasyon açısından kentte herkesin keyfi yerinde.. Sanırım futbolcularımızın da öylediler.. Nedense ben bu tür gelişmelerden sonra hep endişe yaşamışımdır.. Kafamdaki "acaba ayakları yere değmesi gerekenler bunun bilincinde mi ?" soru işaretinin yanıtını ararım sürekli.. Biliyorum ki Bülent Uygun böle zamanları iyi hisseder.. Ama futbolcu kardeşlerimiz nasıl bir havaya sahipler, bunu yarın Kamil Ocak'da göreceğiz.. Unutmayalım ki, bu maç aslında en önemli maçıdır Gaziantepspor'un.. Yeterki ayaklar yere değmiş, başlar ileriyi görmüş olsun..