Ünlü savaş teorisyeni Ferdinand Foch' a göre, "Dünya üzerinde en güçlü silah ateşlenmiş insan ruhudur." Savunduğu bu düşüncenin askerleri üzerinde kurduğu psikolojik etki ile de ciddi başarılar kazanarak tarihe adını yazdırmış iyi bir komutandır kendisi. Motivasyonun önemini ve kişinin başaracağına olan inancın yansıtılması gerekliliğini en güzel anlatan sözlerden biridir bana göre.

Eğer siz limitlerinizi sadece kendi belirlediğiniz sınırlar doğrultusunda geliştirmek isterseniz önünüzdeki tek engel yine zaman içerisinde sosyal çevreniz ve toplumsal deneyimlere göre geliştirmiş olduğunuz sabit inanç sisteminiz olacaktır. Çünkü geliştirdiği inanç sistemi ile insanoğlu sınırlarını da aslında yine kendisi belirler.

Ve bir insanın yapamayacağı neredeyse hiçbir şey yoktur. Ancak kısır inançların dar alanlarında körelen algılarımız bize hep oyun oynar durur.

Halbuki büyük başarıların arkasında ve ilk başta inanılmaz gibi görünen yeni fikirlerin gerçekleştirilmesinde bu güçlü inanç ile pes etmeme hali ve yüksek motivasyon vardır.

Yeter ki insan inansın!

Yeter ki istesin tüm yüreği ile.

Yeter ki yoluna çıkan her bir engel ile perçinlesin tutkusunu.

Yeter ki kazanılmış tüm başarıların da bir zamanlar sadece bir hayal ile başladığını unutmasın.

Ve yeter ki körüklesin ruhundaki ateşi. Zira yerinde saymaktan öteye geçemeyen ve kendini gerçekleştirememiş insanların mutsuzluğu ve huzursuzluğu hep bu kısır döngülerin içinden çıkamadıkları düşük motivasyon ve zayıf inanç sisteminden kaynaklanmaktadır. Kapasitesi ve inanç sisteminden kaynaklanmaktadır. Kapasitesi ve sınırları konusunda farkındalık düzeyi düşük bir şekilde yaşayan insanın gerçek kapasitesini bilmemesi ve bu eksiklik ile hayatını sürekli yanlış yönlendirmesi büyük bir kayıptır. İsraf edilen yaşantıların ve yeteneklerin sahiplerinin ateşlenmemiş ruhlarına zaman zaman doğrudan tanık olan birisi olarak diyebilirim ki, zaten yaşamamış bir insanın asla ölemeyeceği gerçeğidir.