TSK üzerindeki yıpratma çalışmaları yeni mi, eski mi? Bu çalışmalar Irak?taki ABD işgali ve tezkere olayının ardından başladı diye düşünebiliriz. ABD yıpratma olayını sadece hızlandırdı. Asıl başlangıç noktası AB üyeliğimizdir. Geçmişi anımsamaya çalışalım. Avrupa askerin PKK terörüne karşı yaptığı bütün operasyonları yıllardır kınamakta veya eleştirmekte. Yaklaşık on yıl öncesine gidelim. Alman hükümeti Leopar tank ihalesini TSK teröre karşı kullandığı için iptal etmişti. O yıllarda fırsatı düştükçe uygulanan yıpratma çalışmaları son yıllarda bütün hızıyla devam etmekte. İşin garip tarafı ise bu yıpratma ve küçük düşürme çalışmalarına askerden başka tepki veren yok. Hatta destekleyenler var.
Irak?ta on bir askerin başına çuval geçirilmesi.
Şemdinli olaylarında Genelkurmay Başkan adayı Büyükanıt paşanın suçlanması. Terörle mücadelede ön plana çıkan emekli subay ve paşaların Ergenekon kapsamında ve terörle yargılanması.
Geçerliliği şüphe uyandıran ve aslı bulunamayan bir belgeye dayanarak albay rütbeli üniformalı subayların sivil mahkemelerde yargılanmaya başlanması. Müflisten mal kaçırırcasına bir gece yarısı operasyonuyla çıkarılan kanunla bütün askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının sağlanmaya çalışılması. Böyle bir kanunla ilgili hazırlık çalışmasında askerlerin devre dışı bırakılması. Kimin tarafından ne amaçla gömüldüğü belli olmayan askeri mühimmatların belirli aralarla yapılan kazılarda bulunması ve bu kazılarla ilgili garip iddialar. Bulunan mühimmatla ilgili olarak askerlerin suçlanması Bu ve benzeri olaylar gösteriyor ki, birileri uysal uysal oturan aslanın kulağına çöp dürtmeye çalışmaktadır.
Üniformalı askerlerin sivil mahkemelerde yargılanması ile ilgili kanun demokratikleşme ve AB uyum yasaları ile izah edilmekte.
AB uyum yasaları yani Kopenhag kriterleri Türkiye gibi her yönüyle Avrupa?dan farklı ülkeleri de içine alarak hazırlanmış ölçüler değil. Ayrıca Türkiye?den Kopenhag kriterleri adı altında istenen değişiklikler de zaman zaman adı geçen kriterlerin dışına kaymakta. Türkiye?den özel isteklerde bulunulmakta. Çıkarılmaya çalışılan yasayla bütün askerler sivil mahkemelerde yargılanacak. Herhangi bir savcı gerektiğinde Genelkurmay Başkanını veya kuvvet komutanlarını çağırıp ifadelerini alabilecek. Suçlu veya şüpheli bulduğu takdirde mahkemeye sevk ederek tutuklanmasını isteyecek. Bileklerine kelepçe vurulması da muhtemel. Hükümet bu yasayı çıkarırken aceleye getirdi ve sonuçlarını hesaba katmadı gibi görünmekte. Çünkü TSK öyle hafife alınacak ve istenen kulvara sürülecek kadar küçük ve basit bir güç değildir. Devletin bekası TSK?nin güç, güven ve disipliniyle sigortalanmıştır. Bu sigorta işlemi de yine TSK?nin kendi içindedir. Bu güç seçimle gelmez. Seçimle gitmez. Gönüllü Anadolu halkından oluşur. Bir gün devlet yıkılsa bile bu güç yıkılmaz ve devletini yeniden kurar. İspatı da Kurtuluş Savaşıdır. AB tarihin intikamını almaya çalışırken ülke içindeki uykucular buna alet olmamalılar. Bir Anadolu deyimi şöyle der. ??Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.??
Son bir yılda dumanlar güçlenerek artmakta. Ergenekon olayı halkın kafasını ziyadesiyle meşgul eden ve karıştıran bir olay. PKK terörü nerdeyse unutuldu. Gündeme PKK ile mücadelede öne çıkan bazı üst düzey emekli subayların da karıştığı Ergenekon terörü oturdu. Diğer yandan ekonomideki küçülme yüzde on dörtlerle rekor seviyede. Nasıl bir tarihi fırsat olduğu hala açıklanamayan Kürt sorununun (Daha doğrusu AB destekli PKK sorunu) nasıl çözüleceği bilinmemekte.
Her sözüne ??hamdolsun??la başlayan ve ulema sözü eden Sayın Başbakan yoksulluk nedeniyle zirve yapan dolandırıcılık, kumar, kaçakçılık, fuhuş, cinayet ve kredi kartı soygunuyla ahlaki değerleri yozlaşan halkın dinden uzaklaşmakta olduğunun farkında değil. Hükümet ve TSK devletin en güçlü ve en hayati iki kurumudur.
Bu iki kurum arasındaki çelişki ve anlaşmazlıklar en başta hükümete zarar verecektir. Kahramanlık yapılan kişiye veya topluluğa göre değer kazanır veya değer sıfırlar. Bizim yazmak, hatırlatmak ve duyurmak görevimizdir. Son olarak Genelkurmay Başkanımızın dile getirdiği askeri (Orduyu) yıpratma çalışmalarına dikkat çeken yazılarımız uzun süredir devam etmekte.
Ordu ile hükümet siyam ikizleri gibi yapışık ikizler olmalı ve yersiz ameliyatlarla birbirinden ayrılamayacakları bilinmeli. Ancak, bu ikizlerden birinin hatalı davranışı diğerinin tepkisini çekiyorsa konuyu ciddiyetle düşünmekte yarar vardır.