İster devam desin, ister tamam. Ama şu anda Büyükşehir Belediye Başkanı olduğuna göre, belediyesine biraz ilgi göstermeli. Tekrar adaymış gibi çalışmalı. Ki kesinlikle olmalı. Her ne kadar eleştirsek de, Asım Güzelbey'in geldiği nokta, eksileriyle artılarını teraziye koyduğumuzda devamını gerektirecek kadar önemli hizmetlerle dolu. Bence yokum demesine veda etmesine rağmen, Güzelbey'in bundan sonraki dönemde Büyükşehir'de olması gerektiğini düşünüyorum. Neyse. Bu konuyu ilerleyen zaman içerisinde farklı yönleriyle değerlendireceğim zaten. Şimdi diyeceğim başka. Görünen o ki, tekrar aday olmayacak diyenlerin, özellikle yetkili konumundakilerin belediyede işlerini iyice boşladığı gözleniyor. Herkesin yaptığı maddi - manevi tüm olumsuzluklar yanına kar kalıyor. Şunu unutmamak gerekir. Belediyeler siyasi yerler gibi gözüksede, vatandaşlara hizmetle yükümlüdür. Ama özellikle imar gibi, yapı gibi hassasiyet gerektiren işlerde, hatırlı ve siyasi yönü olan kişilerle sıcak temaslar belediyeyi temel noktasından uzaklaştırıyor ve benzetme yapıldığı gibi tüm belediyelerin arsa ofisine çevrildiği intibasını oluşturuyor. Konu sadece imar veya arsa işleri değil elbette. Alımlar, satımlar, ihaleler başta olmak üzere belediyenin tüm birimlerinin yapması gereken hizmetlerin vatandaşlarca şikayet konusu edilmesi. Yani sözün kısası; Küçük işler sade vatandaşları üzerken, büyük işlerde sevinenlerin nedense hep aynı profiller olması, vicdanları sızlatıyor. Vakit kaybetmeden Asım Güzelbey'in hemen silkinmesi ve radarlarını çalıştırması gerekmektedir. Çünkü Gaziantep için yapacakları bitmemiştir.

FATMA ŞAHİN'E SÖYLEYECEKLERİM VAR

Bir değerlendirmem de, Sayın Fatma Şahin için olacak. Çok iyi biliyoruz ki, Gaziantep'in değil Türkiye'nin Bakanı. Yine çok iyi biliyoruz ki, işi gerçekten zor. Ama bunlar iktidarın Gaziantepli Bakanı olarak, kendi memleketinde işlerin iyi gitmeyişine gerekçe oluşturamaz. Peki Gaziantep'te işler nasıl gidiyor. İşte bütün mesele burada yatıyor. Kentte yaşayan sade vatandaşlar için başka, kenti yöneten belediyeler ve bürokratlar için başka, iktidar partisi için başka.. İşte bütün mesele burada. Sayın Şahin'in gördükleri dışında bilgilenme yönünde iletişim kurdukları isimler, gelişmeleri nasıl aktarıyor bilemem. Bildiğim tek şey, şehirde işlerin gösterildiği gibi iyi gitmediği, AK Parti'de ise tabandan başlayıp üst kademelere kadar ciddi bir rahatsızlığın olduğu.

O DUVARIN YIKILMASI GEREK

İnancım o ki, Sayın Şahin'in kentin gerçek yüzünü görebilmesi için önünde ciddi bir duvar örülü. Veya ben öyle görüyorum. Benim gördüğüm durum; o duvarın yıkılmasını gerektiriyor. Eğer yıkamazsa, Gaziantep'teki bu belirsizlik, sahipsizlik ve AK Parti'deki mutsuzluk devam edip gidecektir. Sayın Şahin, mutlaka, ama mutlaka Gaziantep'i ciddi biçimde gözden geçirmelidir. Belediyeleri iyi araştırmalı, neler yapıldığını iyi öğrenmeli, son dönemlerde herkesin diline düşen "Belediyeler arsa ofisi gibi çalışıyor" söyleminin arkasındaki gerçeği doğru adreslerden bulmalıdır. Yine büyük kesimin "Gaziantep giderayak yağmalanıyor" sözle-rinden hareketle, Tapu Dairesi'nde yaşananları notları arasına almalıdır. Şehirdeki trafik keşmekeşinin keyfiyet yüzünden içinden çıkılmaz hale dönüşüne niye çözüm bulunamadığını da araştırması halinde, Gaziantep'in ne kadar ihmal edilen kent olduğunu gözleriyle görecektir. Şu bir gerçek. Gaziantep'te mutlu olanların sayısı, mutsuz olanlara oranla ancak yüzde 10-15 civarlarındadır. Gaziantepli sahipsizlikten şikayetçidir. Derdini anlatacak, sorununa çözüm bulacak kimseyi bulamamaktadır. Şehirde göç sıkıntısı derken, şimdi de Suriyeliler'in kont-rolsüz biçimde kentin düzenini allak bullak etmesi, gelecek adına endişeler yaratmaktadır.

AK PARTİ'DE İNSANLAR NİYE MUTSUZ

Sayın Şahin'in aslında görmesi gereken birde AK Parti'nin iç gerçeği var. Partide eski heyecanın kalmayışı, küçük bir kesimin mutlu, ama büyük kesimin mutsuz ve huzursuz olmasının nedenlerini araştırması gerek. Eğer ilk kez partinin kurucu üyelerini bir araya getirdiği iftardaki fotoğrafı iyi okuyabilirse, bu konuda ne demek istediğimi çok iyi anlayacağını sanıyorum. Eski AK Parti de belediye başkanları dahil olmak üzere, herkesin samimi yaklaşımları, kucaklaşmaları ve heyecanı göz-lerden kaçmazdı. Ama bu fotoğrafta herkesin birbirine karşı soğuk ve mesafeli duruşu var. Bu görüntüler çok şey anlatıyor. Şu bir gerçek, artık partili partisiz herkes çok iyi biliyor ki, AK Parti, eski AK Parti değil. Partinin havası değişmiş. Keşke Sayın Şahin o kurucuları kapalı bir ortamda özel olarak dinleyebilse. İşte o zaman iftarda yaptığı "Biz yolda bulduklarımızı değil, yoldaşlarımıza sahip çıkmalıyız" şeklindeki konuşmasının cevabını "Ama yolda bulduklarınız şimdi partiye hakim" olarak alacağına adım gibi eminim.

GÜLELİM Mİ AĞLAYALIM MI?

Fotoğrafı sevgili meslektaşım Veysel Karayılan, gittiği Karkamış İlçesi'nde çekmiş. Çok fazla bir şey yazmaya gerek yok. Sadece bilgi açısından söylüyorum, bu araç Türkiye'den, Suriye'ye gidiyor. Yani ülkeler arası mal ticareti yapıyor. Adına ister ihracat deyin, ister sınır ticareti. Nihayetinde sınırı geçip başka ülkeye gidiyor yani. Gerisini söylemeye gerek bile duymuyorum. Şoför aracı nasıl kullanıyor, sınırdan nasıl geçiyor, nasıl izin veriliyor gerisini siz düşünün artık.

Hepinize İyi Haftalar...