Aslında özellikle bu konuda işinin zor olduğunu biliyoruz. Çünkü başlarda düşünce olarak iyi, ama uygulama konusunda baş ağrıtacak hale gelen bu konu, yaşanan birçok olumsuz gelişmeler, ihaleyi kazanan firma olan Kevser'in yanlışları, sendika ve işçilerin farklı yaklaşımları, bu işi maalesef sorunlar yumağı haline döndürdü.. Şimdi de bunun en büyük cemeresini vatandaş çekiyor.. Geçen hafta içinde önce habersiz yapılan eylem ve perişan edilen vatandaşlar, cumartesi günü ise bu kez mazot yokluğu ileri sürülerek, çalıştırılmayan otobüsler.. Tabii bunların hepsi nasıl bir rastlantıysa, Asım Güzelbey'in yurt dışında olduğu haftaya denk düşüyor.. Böylece ortada, vatandaşı rezillikten kurtaracak çözüm konusunda yetkili birisi bulunamıyor.. Sendika farklı konuşuyor, şoförler her zamanki gibi paraları derdinde, Kevser ise eski yönetimini suçlayan yeni yönetimin, içi doldurulamayan boş laflarıyla, Gaziantep gibi metropol kentte toplu taşıma rezaletinin başrolünü oynuyor.. Ve binlerce insan, hemde mübarek ramazan gününde oruçlu vaziyette duraklarda boş yere otobüs bekliyor.. Çareyi minibüslere binmekte arıyor, ama yer yokluğundan ne yapacağını şaşırıyor. Tıkış tıkış, yapış yapış, bazılarının ağız kokularını çekmeye, hatta bazı gereksiz minibüs şoförlerinin azarına bile razı oluyor, ama o minibüste işyerine gidebilecek yer bulamıyor.. Hadi bu kadar rezilliği erkekler sineye çekip katlanıyor, ama kadınlarımız için durum son derece kötü, hatta vahim.. Çünkü bir kadının o görüntüde minibüste yolculuk etmesi zaten imkansız kılınıyor. Hele birde çocukları varsa veya yaşlıysa..

*Gaziantep bu görüntülere ve uygulamalara layık değil Bunlar elbette olayın ayrıntıları.. Ama vatandaşın yaşadığı gerçekler... Nitekim bazen tahammül edilmeyecek olaylarla karşılaşmalar, birkaç kendini bilmezin davranışları ve sonunda tartışmalar ve kavgalar.. İşte bunun en açık göstergesi üniversite bulvarında oluyor ve eşiyle minibüste olan sivil bir polis memuru, böyle bir konu yüzünden uyardığı bir kişi tarafından bıçaklanıyor.. Evet.. Konu sadece bir eylem, bir alacak, sendikal mesele veya mazot değil.. Birde bu olumsuzlukların yol açtığı telafisi imkansız olaylar var.. Biz olayı bütünüyle değerlendiriyor ve Sayın Asım Güzelbey'e seslenerek "bu işe köklü çözüm bul başkan"diyoruz.. Çünkü vatandaş ne Kevser, ne mazot nede şoförlerin sendikal haklarıyla, alacakları parayı bilir.. Vatandaş, her türlü olumsuzlukta birinci derecedeki sorumlu adres olarak Asım Güzelbey'i görür.. Doğrusu bu yaşananlar ve görüntüler Gaziantep'e yakışmıyor..

*Eruslu'nun yaptırmış olduğu Kuran Kursunun arsası yeşil alan mı AK Parti İl Başkanı Sayın Ökkeş Eruslu'nun eşi Sayın Güssüm Eruslu adına yaptırmış olduğu Kuran Kursu arsasının, aslında YEŞİL ALAN olduğu iddiaları kafamızı karıştırdı.. Öğrenmek için birkaç denememiz oldu, yetkililer nedense cevap vermekten kaçındı.. Kaynaklar ise kesin olarak yeşil alan dedi.. Eğer burası yeşil alan ise, doğrusu çok talihsiz bir uygulama olmuş.. Sayın Eruslu'nun yaptırmış olduğu Kuran Kursu belki önemli bir ihtiyacı giderecektir, buna saygılıyız.. Ama keşke örnek teşkil edecek bu teşebbüslerde, yeşil veya okul alanları olabilecek arsalar tercih edilmese.. Bazı duyumlarımız maalesef hepimizi üzmektedir..Yeşil alanların farklı biçimde imarlı alanlara, hatta okul yerleri olarak belirlenen arsaların bile vaziyet değiştirilip binalar ve işyerleri haline dönüştürülmesi, bırakın yaşadığımız ülkenin toplum vicdanı ve yasalar bölümünü, Allah katında bile büyük bir günah niteliğine bürünmesi nasıl dikkate alınmaz, doğrusu anlamış değilim.. Sayın Eruslu'nun bu konuda hassas olduğunu, böyle tartışma getirecek işlerden kaçındığını bilmeme rağmen, yine de kafamızın karıştığını, eğer bu iddialar doğru değilse, lütfen bir açıklama yaparak, kamuoyunu bilgilendirmesi gerektiğini düşünüyorum..

*İkinci el oto satış pazarının yeri değiştirilemez mi ? Bir kentte ikinci el oto satış pazarı olarak mutlaka bir yer gerekli.. Bu bir ihtiyaçtır.. Ama bölgesi ve konumu iyi tesbit edilmelidir.. Şehrimizde de son bir yıldan beri bu iş Şehitkamil Kaymakamlığı önünden, Müzenin kapısına kadar olan bölümde yapılıyor.. Yollar sorumsuzca parkedilmiş arabalar yüzünden kapanıyor.. Müzeye gelen gruplar ve ziyaretçilerin otobüsleri ve araçları parkedecek alan bulamıyor, bu caddeye giren araçlar çıkamıyor, trafik akışı tıkanıyor ve bazen sert tartışmalar ve kavgalar yaşanıyor.. Bu konuyla kim ilgileniyor tam bilemiyorum. Ama ben kestirme yol olarak trafik müdürlüğünün dikkatine sunuyor, zaten kent merkezine yakışmayan bu pazarın, sadece pazar günleri daha uygun bir bölgeye taşınması için harekete geçmesini öneriyorum..

*Saat 05'den, gece saat 24'e kadar inşaat çalışması olur mu ? Belki inanmayacaksınız ama oluyor.. Hemde kentimizin en önemli bölgesinde.. Burada oturan ve beni arayarak yardım isteyen vatandaşlar çıldırmak üzere.. Yer Tuğay kavşağı karşısındaki bölgede. Yani daha kolay tarif olarak AK Marketin bitişiğini verebilirim..İnşaat şirketi belki yetiştirme adına bu kadar uzun soluklu çalışma programı yapabilir.. Ama bunun yasal olmadığını da, bilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.. Beni arayan vatandaşlar için sabah sporundan biraz erken kalktım ve bu bölgeye gittim. Saat 05.30'u gösteriyordu ve inşaat çalışmaları başlatılmıştı.. Aynı gün akşam 23.30 sıralarında o bölgeye tekrar gittim inanın inşaat devam ediyordu.. Bu satırları yazarken, yine telefon geldi ve inşaatta çalışan mikserin gürültüsü bana dinlettirildi.. Hemde pazar günü.. İşte o zaman bu civarda oturan binlerce insanın çektiği sıkıntıya hak verdim.. Bize şikayette bulunan vatandaşlar "bu işin bir saati olması gerekir. Tamam elbette inşaat yapılacak ama bunu yaparken, o çevrenin her türlü sağlık ve gürültü konusundaki bir hakkı olduğu bilinmeli. Şikayet ediyoruz, zabıtalar geliyor ceza kesip gidiyor ama inşaat yine aynı saatte devam ediyor. İnanın çıldıracak hale geldik"diye konuşuyorlar.. Bizde buradan yetkililere sesleniyor ve vatandaşın sesine kulak vermesini istiyoruz..

*Servislere kim dur diyecek Yine biraz başıboş kaldılar..Yani denetim ve kontrol mekanizması ipin ucunu biraz bırakınca, sorumsuzlukları başladı. Tabii beraberinde kazalar geldi. Peşpeşe yaşanan iki kaza bunun en büyük belgesi.. Galiba daha önce emniyet yetkililerin yaptığı gibi, bu servis yetkilileri ve şoförlük yapanlarla seri toplantı zamanı geldi.. Bu toplantılar hem caydırıcı hemde uyarıcı oluyor. Tabii en önemlisi, çocuklarımızı emanet ettiğimiz şoförlerin kontrol mekanizmasını enselerinde hissetmeleri..Bu konu da diğerleri gibi hassas, ancak daha büyük ve ölümle sonuçlanebilecek bir kaza olmadan, tedbir alınsa iyi olacak..

Hepinize iyi haftalar