Gaderin Romanı

-Teşeggür ederim…Sağ olun…Bekleriz…Bir çay, kahve daha almaz mısêz?…

Rahime teklif eder de heç Savcı Salih almaz olur mu ? Rahimenin teklifine kim hayır diyebilir ki!

- Peki /Çay dersem belki Hala çıkar?!/ Bir çayınızı alayım…

Adam tahsilli adam, Roma Hugugundan dutun da, psikolojiye gader herbişeyi ohumuş…

Hala yekindi.

' Zahmet olacak!

- Zahmet olacag ne var ôlum!'

Hala çıgdı.

' Teyze akrabanız mı olur ?

- He! Rahmetlinin halası.

- Savcılık da ifadesini almıştık… O da şüphelendiğim bir kimse yok demişdi…Sizinle birlikte oturuyor galiba…

- He!

- Yunus Beyin küçük kardeşi … O da mı çiftlikte kalıyor?

- Gayınım mı?

- Evet, adı?…

- Kasım.

- Evet evet…

- Heyir, o Nizipde galır…bobasının evinde…

- Yunus Beyler aslında Nizipli ha ?

- Bêli…Ama Rahledli Antepte bômüşmüş…

- Son bir sual daha… eve gelince nereye bırakırdı tabancasını?…

Rahime bir an düşünüceli galdı. Ne desin ? Bu birez mahremiyete girey mi?Başı yerde, yüzü pembeleşereg, utangaç :

' Bazen yasdên altına goyardı ?

Savcı Salih möhüm bi ipucu yahalamış gibi:

' Peki hiç sormadınız mı sebebini ?

- Bi kere sordum, evlilêmizin başlarında…

- Ne dedi ?

- Bilmeym, biz öyle alışmışız.içimden öyle geliy filan dedi…

- Özür dilerim, belki uzatıyorum ama, adaletin tecellisi için, katilin bulunması için her şeyi dikkate almak zorundayız...İntihar etmiş olabilir mi ? Bilmediğimiz bir sıkıntısı, bir…'

Birden digleşti Rahime:

' Heyir, hem dabancasında sıkılmış gurşun mu vardı ki !'

Salih baltayı biraz daşa mı vurmuştu ne !?

- Hani demem o ki, ikinci bir tabancası?

- İkinci dabancasını ba verdi, o hep benim yanımda durur, dolabımda, çiftlê, bağa, bosdana, tallıya gederken alırım yanıma…İkisi de ruksatlı..İki de av tüfêmiz var..onlar da ruksatlı…Bilirsêz..siz de bir iki dafa ava gettiniz rahmetliyle…'

Rahimenin sesinde bir hırçınlıg ,bir isyan hissetdi Savcı Salih. Sualinden bin pişman…düzeldmiye çalışıy:

' Evet evet, iyi yapıyorsunuz, öyle de gerekir zaten, genç, güzel bir hanımsınız, hem de şimdi…'

Gene duragladı 'dul 'diyemedi…Öylece galdı. Ulan Salih bazen ohumuşlôn heç bi işe yaremey…

Hala bir tepside çayı, toz şekeri getirdi…

Şekerini bile garıştırmagdan, gaşên bardagda çıharaca sesden çekiniy Savcı..Usul usul garışdırıy…

Savcı Salih baltey daşa vurmagdan, Rahimeyi sinirlendirmegden son derece pişman, ama ne yabsın og yaydan fırlamış bir kere..

Ne deyecêni, durumu nasıl düzeltecêni bilemeden çayı garışdıırıp duruy…

Gafasından neler geçiy neler…Onları bi gendisi,bi Allahı bilir,..yazarı bile bilmey da…

Sônası Allah kerim…